Pazar ‘Mafya ile çalıştığım günler daha masumdu’

‘Mafya ile çalıştığım günler daha masumdu’

06.11.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

14 Kasım’da İstanbul’da konser verecek olan efsanevi şarkıcı Paul Anka: “1950’lerde çılgın bir hayat yaşanırdı ama kimsenin bundan haberi olmazdı”

‘Mafya ile çalıştığım günler daha masumdu’

70 yaşında, hayatının 50 yılını “ünlü” biri olarak sahnelerde geçirmiş biri. Altında imzası olan şarkıların sayısı 900’ü geçmiş. Onlarca hiti var. Gelmiş geçmiş en büyük hitlerden biri, sözlerini müziği bırakmaya karar veren Sinatra için yazdığı “My Way” mesela. Kendine sanatçı değil ‘entertainer’ diyor. Yani işi eğlendirmek. Bu işin başkentlerinden Las Vegas’ta yıllardır sahnede. İşini yapmaya, dünya çapında konserler vermeye devam ediyor. 14 Kasım’da ING Bank ve İKSV işbirliğiyle İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde olacak. Ben kendisiyle Viyana’daki konserinden bir gün önce karşılıklı kahve içtim. Böyle biriyle çene çalma fırsatınız olduğunda elbette aklınıza hemen şu sorular geliyor.

Haberin Devamı

* Hit şarkı yapmanın bir sırrı var mı? Sadece bazılarının bildiği ve kuşaktan kuşağa aktarılan gizli bir formül falan mesela?

İnan bilmiyorum ve bilen biri olduğunu da sanmıyorum. Bildiğim tek şey iyi işçilik, zanaata saygı. İyi bir melodi üzerine oturtulmuş anlamlı sözler. Bundan ötesini bilmiyorum.

* Bir şarkıyı yazarken onun hit olup olmayacağını anlar mısınız?

Hayır. Milyonlarca insanın ne düşüneceğini asla bilemezsin. Kendin için yazarsın. Kendini iyi anlatırsan zaten bir noktasından topluma da dokunursun. “My Way”in sırrı da biraz buydu. 60’ların sonuydu, 70’lerin başıydı. Benim kuşağım için bir dönüm noktasıydı. Sinatra müziği bırakmak istiyordu. Ona yazdığım bir şarkıydı. Bireysel sözler yazdım ama büyük kitlelerce sevildi çünkü bir kuşağın psikolojisini yansıtıyordu. Başkalarını düşünerek şarkı yazarsan sonuç felaket olur. O yüzden bugün etrafta müzik adına bu kadar fazla çöp var.

* Ama TV ve eğlence endüstrisi sizin müziğe başladığınız 50’lerde de vardı. Siz de bunun bir parçasıydınız. Çok mu farklıydı o zaman ortam?

Her şey çok masumdu. Ben başladığımda medya tarafından yönlendirilen bir toplum yoktu. Müzik endüstrisi savaş sonrası emekleme dönemindeydi. Ben Las Vegas’ta mafyayla çalıştım. Helikopterler gelir giderdi, kızlar, partiler... Çılgın bir hayat yaşanırdı ama kimsenin haberi olmazdı, kimse bunun hakkında yazmazdı. Dünya medya ve büyük şirketlerin yönettiği bir yer değildi. Müzik ön plandaydı.

‘Çılgın ortamlarda bulunan ama çılgın olmayan adamdım’

* Gerçekten böyle mi düşünüyorsunuz?

Tabii. Mesela mafya vardı ve yeni gelişen müzik endüstrisini kontrol ederdi ama şimdiki dev sistem ile karşılaştırıldığında bunlar komik şeylerdi. İnsanların büyük kısmı bugün müzik diye “American Idol”da yarışan ve yarına bir tanesi bile kalmayacak insanları dinliyor. Her şey fazla ticari. Müziğe dönmek lazım. Bu yüzden yenilerden Adele gibi sanatçıları beğeniyorum. Dürüst, sade, işini iyi yapıyor ve çok iyi satıyor.

* Amy Winehouse?

Çok başarılı ve yetenekliydi ama kendini yok etti. Çok erken yaşta bir karar aldım. Etrafımda herkes her şeyi kullanıyordu. Ben bu işlere girmeyeceğim dedim. Bu bana çok şey kazandırdı. Her şeyden önce vakit. Müzik yapabildim ve bir serseriye dönüşmedim.

* Sizin durumunuzda o kadar gençken bu kararı almak çok zor olmalı...

Olmadı. Her karar bir meydan okumadır ve sonuçları vardır. Sesimi ve sağlığımı korumaya karar verdim. Çılgın ortamlarda bulunan ama hiçbir zaman çok çılgın olmayan biri oldum.

‘Spor yaparım, çevreme de yaptırırım’

* Size bakarken sormadan edemeyeceğim, çok fitsiniz, nedir bu işin sırrı?

Kendime bakıyorum. Sır değil bu. Hayatımın bir noktasında, kendime ve vücuduma dikkat etmezsem ileride havlu atacağımı fark ettim. Doğru yiyip içmezsen, her akşam sahneye çıkan biri olarak mahvolman kaçınılmaz. 70 yaşındayım. Hiç öyle hissetmiyorum, hiç 70 yaşında birinin yaşantısını yaşamıyorum ama öyleyim. Bunu kendime bakmama borçluyum. İnsanlar parayı ve şöhreti bulunca arabalara, giysilere harcıyor. Vücudun sağlıklı olmazsa bunların ne anlamı var? Sigara içmem, içkiyi az içerim, her şeyi yemem, her gün spor yaparım. Çevreme de yaptırırım.

“Frank Sinatra bana hiçbir şey öğretmedi”

* “Bizim meslekte ilişkiler zordur” diyorsunuz. Bunu biraz anlatır mısınız?

İlişkiler zaten zordur. Senin için de öyledir; bir bankacı, bir avukat, bir doktor için de. Bizim sektörde daha da zor. Mesela bir film yıldızısın, rol icabı karından güzel biriyle öpüşeceksin. Bittin.

* Siz böyle durumları yaşadınız mı çok?

Tabii. Gençken. Yaşlandıkça insan belki tembelleşiyor, belki daha bilge oluyor. Bunlarla pek uğraşmıyorsun. Ama şunu da asla unutmam. Hayat her zaman seni ayartmaya, baştan çıkarmaya çalışır. Karakterini her zaman test eder. Bu hiç bitmez.

* Birlikte çalıştığınız isimlerden ne öğrendiniz? Mesela Frank Sinatra’dan?

Ondan fazla bir şey öğrendiğimi söyleyemem. Ben zeki adamlardan ve kadınlardan çok şey öğrendim. Eskiden beri dünyanın en zeki insanı olmadığımın farkındayım. O yüzden bulunduğum ortamlarda benden zeki olan insanlardan bir şeyler öğrenmeye baktım. Organizatör Irvin Feld’den çok şey öğrendim. Müzik direktörü Don Costa’dan öğrendim. Sinatra ve diğerlerinden ise stil, müzik öğrenmişimdir. Hayata dair şeyler değil. Hepsi dostlarımdı, hepsi gencecik insanlardı. Ama gerçekten samimi söylüyorum, bana bir şey öğretmediler. Buddy Holly arkadaşımdı. Onun için şarkı yaptım. Everly Brothers, Chuck Berry... Bana arkadaşlığı öğrettiler.