11.07.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:
Mehmet Tez
Bir kişi uzatır mısın?” diyor arka sıradaki kadın. Öndeki kasketli dedeye parayı veriyorum. Lafımı anlamıyor ama ne demek istediğim açık zaten. Mardin’den Midyat’a giden minibüste yabancı bir ülkede gibiyim. Türkçe konuşan kimse yok. Ama yan bakan da yok. Herkes kendi halinde, işinde gücünde.
Burada herkes en az iki dil biliyor. Biri Türkçe. Diğeri Arapça, Kürtçe, Süryanice, Mıhellemice. Hepsini bilen de var. Türkçe ise buraya gelen yabancılarla konuşmaya yarayan bir dil gibi. Yabancı dediğime bakmayın siz. Davranışlar hiç öyle değil. Elbette farklıyım, belli ki şehirden gelmişim. Ama kimse ters değil.
Yol kenarında ıssızlığın ortasında bekleyenleri toplaya toplaya gidiyor minibüs. Midyat’ın yolları Beşiktaş’a Kadıköy’e on basar. Yarı açık sürgülü camdan yüzüme vuran 45 derecelik sıcak havayla yarı şaşkın, yarı meraklı gidiyorum.
Mehmet Ali Aslan’la buluşmam lazım. “Michael Jackson’a mevlit okutan adam” olarak tanınıyor kendisi. Mıhellemi Dinler, Diller ve Medeniyetler Arası Diyalog Derneği Kurucu Başkanı.
İlginç, mizah yeteneği sağlam biri. Konudan konuya atlıyor. “Suriye’de Arap erkek güzeli yarışmasında birinci bir Mıhellemi oldu” diyor. Beyrut’a gitmiş. Oraları anlatıyor. “Paris’e gitmedim ama oraların Paris’i derler” diyor. Ben de Paris’e gittim, Beyrut’u bilmem. Karşılıklı öğrenecek çok şeyimiz var. Ben oradayken İstanbul’dan iki televizyon bir de radyo istasyonu aradı. “Kamera gönderelim, destek verelim” dediler.
Herkes kendince bir nedenden, bu işle ilgili.
Bence Mehmet Ali Aslan samimi biri. Sorulara
hiç kıvırmadan cevap veriyor. Sekiz yıldır Midyat’ın köylerinde ilköğretim okullarında öğretmenlik yapıyor.
Şu anda Fatih İlköğretim Okulu’nda. Ve bence çok iyi
bir halkla ilişkilerci.
Bir sürü insan (ben dahil) Mıhellemi diye bir kesimin varlığını Michael Jackson mevlidiyle duyduysa bu iyi bir halkla ilişkiler faaliyetidir.
Seneye işi büyütmeyi Midyat’ta bir festival yapmayı hayal ediyor. Kim bilir belki sponsor bulurlar, bu sayede Midyat’ta bir sosyal etkinlik, sanatçıların katıldığı bir konser olur. “Michael Jackson’a mevlit okutan köy” haberi uzaktan bakınca komik, belki de gülünüp geçilecek yurt haberlerinden biri gibi. Ama arkasında farklı boyutlar var.
Dönüşte yine aynı minibüse denk geldim. TRT’nin açtığı Radyo Şeş’te Kürtçe türküler dinlerken “Benim bu macerdan öğrendiğim şu” diye düşündüm: “Buralarda olan biteni, burayı gezip görmeden, insanları tanımadan anlayabilmek imkansız.”
Bu haberi yaparken hem fotoğrafları çeken hem de gönüllü rehberim olan DHA Midyat Temsilcisi, Midyat Habur isimli gazeteyi de (midyathabur.com) yayımlayan Mehmet Halis İş ve arkadaşları çok yardım etti. Bana olan biteni kaleme almak düştü.
Michael Jackson’ın ölüm yıldönümünde “aslandı kaplandı, badem gözlüydü” yerine değişik bir şey yazacağım demiştim. Kısmet...
Michael Jackson, Elvis Presley’in damadı. Elvis’in de kökeninin sizin köye dayandığını söylüyorsunuz. O yüzden mevlit okuttunuz. Gerçekten doğru mu bu?
Elvis Presley’in ataları bizim köyden göçmüştür. Bu doğrudur. Michael Jackson hem onun damadı hem de kültürlerüstü bir sanatçı. Onu herkes tanıyor, herkes seviyor. Kültürleri ve insanları bir araya getiriyor. Bizim köyde de kültürler bir aradadır. Bu açıdan da Michael Jackson’a sevgimiz var.
Köyünüzün özelliği ne?
Bugün bütün dünyada ve Türkiye’de insanlar “Bir arada nasıl barış içinde yaşayacağız?” diyor. Bunun formülü bizim köydedir. Köyümüz bir Mıhellemi köyüdür. Türkçe adı Mercimekli ama esas adı Habsnas. Süryaniler var, Mıhellemiler var, Kürtler var. Caminin yanında kilisemiz vardır. Herkes bir arada barış içinde yaşıyor.
Mıhellemiler kimlerdir?
Mıhallemilerin varlıkları Akatlara dayanıyor. Bu lehçenin, Akatlardan önce var olan bir lehçe olduğu da söylenir. Mıhellemi lehçesi Arapçaya yakın olduğu için dilimiz Arapça içerisinde kabul ediliyor. Ve genellikle Mıhellemiler Araplar içinde kabul edilir ama farklıyız.
Nedir farkınız?
Türkçe ve Azerice gibi düşünün. Nasıl Azeri ve Türk farklıysa Arap ve Mıhellemi farklıdır.
Peki “Bölgede Arap, Süryani ve Kürtler var” dendiğinde o “Arap” Mıhellemi mi demek yani?
Hayır, farklıdır. Mıhellemiler Midyat ve Hasankeyf arasındadır. Siirt ve Mardin’in merkezindeki Araplardan farklıdır. Ama insanlar genel olarak “Araplar” diyor. Türkiye’deki nüfusumuz 600 bin kadar. Suriye’de 500 bin, Lübnan’da 200 bin Mıhellemi bulunduğu, oradaki kaynakların verdiği bilgiler. Almanya, İsveç ve Amerika’da çok sayıda Mıhellemi var. İran’da da vardır. Dünyada 2 milyon kadarız. Hepsi bu bölgeden göçmüştür. Lübnan ve Suriye’de 1950’lerde buradan göçmüş, o zamandan beri vatandaşlık alamayan, Türkiye vatandaşlığını da kaybeden 50 bin kadar vatansız Mıhellemi vardır. Arada kalmışlar. Dönmek istiyorlar. Ama bürokrasi engeli var. Bunların dönmeleri ve izinleri için de çalışıyoruz. Dünyada da bizim derneklerimiz var.
“Dünya Mıhellemi Birliği mevlide destek verdi”
Sizin derneğiniz gibi dernekler mi?
Dünya Mıhellemi Birliği var. Bu bir platformdur. Merkezi Hollanda’da. Derneklerin üst çatısı olarak faaliyet gösterir. Mesela birlik Michael Jackson mevlidi için maddi yardımda bulundu ve bizi destekliyorlar. Gelecek yıl yapmayı düşündüğümüz etkinlik için de bize destek vereceklerini söylediler.
Siz bu derneklerle hep temas halinde misiniz?
İsveç, Almanya Belçika ve Hollanda’ya gittim. Buralarda konferanslara katıldım.
Ne konuşuluyor?
Barış, kültürlerin bir arada yaşaması gibi konularda fikir alışverişi yapılıyor.
“Mevlidi sesimizi duyurmak için yaptık ama samimiyiz”
105 metrelik heykel yapacağız demişsiniz. Birz abartılı değil mi? Anıt mı yapıyorsunuz?
Biz konuşma sırasında “Beş metrelik bir heykel yaptıracağız” dedik. 105 metre yazmışlar. Yoksa 105 metre olur mu gökdelen gibi?
Michael Jackson’la ilgilenmeniz medyanın dikkatini çekmek için mi?
Biz bu mevlidi inanın samimiyetle yaptık. Sesimizi duyurmak için de yaptık ama samimiyiz. Bugün bu bölge neden hep kötü ve olumsuz şeylerle gündeme gelsin? Bakın burada böyle bir hayat var. Biz de kültür ve sanat faaliyetleri istiyoruz. Sosyal yaşamın canlanmasını istiyoruz. Bunu bir festivale çevirmek istiyoruz. Her yıl yapılsın istiyoruz. Kültür bakanı burada gelecekte bir festival yapma konusuyla ilgilendi.
“33 öğrencim var, onlara yorum yapmayı öğretiyorum”
Siz ne iş yapıyorsunuz?
İlkokul öğretmeniyim. 1’den 5’inci sınıfa kadar bakıyorum. Sekiz yıldır Midyat’ın köylerinde çalıştım. İddia ediyorum, benim çocuklarımı gelip görsünler. Öyle yorumları var ki...
Nasıl çocuklar?
Bugün Türkiye’nin en başarılı çocuklarını getirin karşılıklı konuşsunlar, beyin jimnastiği, münazara yapsınlar şaşar kalırsınız. Ben onlara okuma yazma ve temel bilgiler yanında yorum yapmayı, konuşmayı, kendilerini ifade etmeyi de öğretiyorum. 33 öğrencim var. Arap, Kürt, Mıhellemi, Süryani her kültürden çocuk var. Burada eskiden çocuklar okulda başka dille konuşunca öğretmene şikayet ediyordu: “Öğretmenim Kürtçe konuştu!” Çünkü ailesi hep demiş ki kendi dilini konuşmayacaksın yoksa kötü olur. Şimdi durum değişti. Kendi dilini konuşmanın kötü bir şey olmadığını anlatıyorum onlara. Çocukların okulu bir eğitim yeri olarak görmesi için onlara anadillerini konuştu diye ceza kesmemek lazım. Burayı bir yuva olarak görüp kimliklerini ifade edebilmeleri lazım.
Çocuklar ne diyor bu Michael Jackson hadisesine?
İnanın beni gördükleri zaman “Seni dün televizyonda gördük, neden bizi çıkarmıyorsun?” diyorlar. “Bizi niye mevlide çağırmadın?” diyorlar.
Öğrencilerin hepsi Michael Jackson’ı tanıyor mu?
İsmail YK, gibi Hadise gibi. Yani onu da biliyorlar. Çok yakından olmasa da.
Çocukların aileleriyle aranız nasıl? Onlar mevlit konusunda ne dedi?
Tanışıyoruz hepsiyle, zaten tanışmak zorundayız. Aramız iyi. En fazla çay içmeye gideriz ama yemeğe de davet ederler. Bu bizim buranın misafirperverliğinden kaynaklanıyor. “Bizi neden çağırmadın?” diyorlar.
Hepsi ilgileniyor.
“Açılım işe yaradı ama durdu, endişe var”
Size deli gözüyle bakmıyorlar mı?
Mevlit ile ilgili haberler çıktıktan sonra polis ve kaymakamlık benimle ilgili şikayet dilekçesi verdi. Sözde birileri şikayet etmiş. Kaymakam da valilikten denetleme istemiş. Ama inanın bu tamamen bürokrasinin, işlerin kendi dışında gelişmesinden duyduğu endişedendir. Bizim derneğimizden ve faaliyetlerimizden rahatsız oluyorlar. Bunda rahatsız olacak ne var?
Ne var hakikaten?
Bürokrasi biz ne istersek hep tersini yapar. Bizi yıllarca yok farz ettiler. Her şeyi baskı altına almaya çalıştılar. Michael Jackson haberi çıktığının ertesi günü teftişe geldiler. Benim burada olmadığım zamanı özellikle bulup ceza kestiler. Mahkemeye başvurdum, hakim cezayı iptal etti. Burada bana sitem edenler var. “Yahu ne adamsın” diyorlar ama herkes memnundur. Burada sosyal etkinlik hiç yok. Konser olmaz. Üniversiteye hazırlanan 1200 genç var Midyat’ta. Aynı yaş grubunda yaklaşık 5 -6 bin genç vardır. Bunlar için kurslar, kültürel etkinlikler yok. Halk oyunları bile yok.
“Köyümüzde dört dil konuşuluyor”
Diğer derneklerden eleştirenler var sizi, onlar neden eleştiriyor?
“Neden şehitlerimize mevlit okutmadınız?” diyorlar. Biz samimiyiz. Siz de samimiyseniz siz de onlara okutun. Bunda kızacak ne var? Mevlit okutana “başkasına neden okutmadın” diye kızılır mı? Michael Jackson mevlidinin yarattığı ilgiden rahatsızlar. Ben sesimi duyurmak istedim ve bunu başardım. Onlar benim kadar duyuramadığı için kıskandılar. Rahatsız oldular. Halktan, buradakilerden bir tepki gelmedi. Asıl ters tepki gösterenler hep bürokrasidir.
Çok dernek ve sivil toplum kuruluşu var mı Midyat’ta?
Burada 50 kadar sivil toplum kuruluşu var. Ama bir İçişleri Bakanı geldiği zaman Sivil Toplum Kuruluşu olarak Şoförler Odası, Esnaf ve Sanatkarlar Odası gibi mesleki örgütler davet edildi. Daha doğrusu kim kaymakama yakınsa o davet ediliyor. İtiraz etmeyecek, ne dense evet diyecek. Burada bölgeyle ilgili konuşacak birileri varsa onlardan biri neden ben olmayayım? Ben Türkçe’den başka dört dil konuşuyorum. Köyümde dört kültür var. Burada herkes iki dil bilir en az. Kürtçe, Arapça, Süryanice, Mıhellemice ve Türkçe.
Gerçekten Michael Jackson dinleyen biri misiniz?
Evet, eskiden dinledim. 80’lerde Michael Jackson’ı ilk “Bad” albümüyle tanıdım. Ondan sonra “Thriller”ı keşfettim. Sonra “Black or White” gibi şarkılarını dinledim.
Başka neler dinliyorsunuz?
Ahmet Kaya, Münir Hasan, Mahsun Kırmızıgül, Reşit Muse, Şivan Perwer, Mıhemed Şexo... Bunları severim. Bizim gençliğimizde sevdiğimiz şeyleri rahatça dinleyemiyorduk. Michael Jackson serbestti ama Şivan Perwer yasaktı. O zaman güvenlik kontrollerinde aramalarda polis durdurduğunda bulunursa büyük olay oluyordu. Onun için biz Perwer kasetlerini çorabımızın içine saklardık. Bulunmasın diye dua ederdik. Kürtçe şarkılar şimdi çalıyor ama o zaman hep yasaktı.
“Facebook’ta ‘Mezopotamya halkları’ sayfamız var”
Bilal Acar (19)
“Ailem üniversiteye gitmemi pek istemiyor”
Halime Aktürk (19)Michael Jackson’ın en çon nesini seviyorsun?
En çok danslarını beğeniyorum. Ay Yürüyüşü hareketi var.
Türkiye’den en çok kimleri dinlemeyi seviyorsun?
İsmail YK, Ebru Gündeş, Hadise’yi seviyorum.
Başka?
Hozan Dino var.
Okula gidiyor musun?
Liseyi dışarıdan okuyorum.
Sonra ne yapacaksın üniversiteye gidecek misin?
Yok. Ailem istemiyor.
Senin niyetin var mı?
Bilmem.
“En yakın sinema Batman’da, 80 kilometre uzakta”
Mahsun Karlıbayır (19)
Öğrenci misin?
Üniversiteye hazırlanıyorum.
Michael Jackson dinliyor musun?
Evet dinliyorum.
Başka?
İsmail YK ve Gökhan Özen seviyorum.
Konserler oluyor mu Midyat’ta?
Hayır hiç olmuyor. Bazen sanatçılar gelir halk konseri verir o zaman gideriz. Bir de otele Müslüm Gürses gelmişti bir keresinde. Ama paralıydı.
En fazla neyin olmasını istersin?
Sinema. Midyat ve Mardin’de yok. En yakın Batman’da var. 80 kilometre uzaklıkta.
E filmler şimdi internetten de indiriliyor.
Aynı olmuyor. Sinema daha güzel.