Pazar Milliyet yaratıcıları Cannes'da ağırlıyor

Milliyet yaratıcıları Cannes'da ağırlıyor

22.04.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bu yıl 5'incisi yapılan Milliyet Basın İlanları Yarışması'nda büyük jüri 44 ilan arasından yedi ilanı seçti. İlanlar Milliyet tarafından Cannes Lions Uluslararası Reklam Festivali'ne gönderilecek. Milliyet ilanları yaratan ekiplerden ikişer kişiyi de festivalde ağırlayacak

Milliyet yaratıcıları Cannesda ağırlıyor

Bu yılki yarışmada 01.04.2006 ile 31.03.2007 tarihleri arasında gazetelerde yayımlanan ilanlar değerlendirildi ve iki hafta önce önjüri tarafından 44 ilanlık bir kısa liste oluşturuldu. Yarışmanın 11 kişilik büyük jürisi 2007 Cannes Lions basın kategorisi jüri üyesi ve Medina Turgul DDB Yaratıcı Yönetmeni Kurtcebe Turgul'un başkanlığında 14 Nisan'da toplandı. Yapılan değerlendirmeler sonucunda üçer ilandan oluşan iki kampanya ve bir tek ilan olmak üzere toplam yedi ilan oybirliği ile seçildi. Bu ilanlar 2007 Cannes Lions Uluslararası Reklam Festivali'nin basın kategorisine Milliyet tarafından gönderilecek... Milliyet ayrıca, bu ilanları hazırlayan ekiplerden ikişer yaratıcıyı da Cannes'da ağırlayacak.2007 Milliyet Basın İlanları Yarışması Büyük Jürisi DDB&Co tarafından Dank! için hazırlanan "Elizabeth Taylor", "Gabriel Batistuta" ve "Sharon Stone" başlıklı üç ilanlık kampanya, yine DDB&Co tarafından Ceres için hazırlanan "Elma", "Domates" ve "Patlıcan" başlıklı üç ilanlık kampanya ile Medina Turgul DDB tarafından Siemens için hazırlanan "Siemens Ankastre Serisi: Onun Dışında Her Şey Eski" başlıklı ilanları Milliyet tarafından festivale gönderilmesi için seçti. İlk olarak Nisan 2003'te düzenlenen Milliyet Basın İlanları Yarışması çerçevesinde, bu yıl kazananlar da dahil olmak üzere, 27 ilan festivale gönderilmiş olacak. Milliyet, temsilcisi olduğu Cannes Lions Uluslararası Reklam Festivali'ne Türkiye'den katılımı teşvik etmek ve basın ilanlarına gereken önemin verilmesini sağlamak amacıyla her yıl Milliyet Basın İlanları Yarışması'nı düzenliyor. Milliyet Basın İlanları Yarışması'nın en önemli özelliği, seçilen ilanları hazırlayan ekiplerden ikişer kişinin de Cannes Lions'a davet edilmesi. 2003 yılından beri Milliyet Basın İlanları Yarışması'nı kazanan 30 yaratıcı Milliyet gazetesi tarafından Cannes'a davet edildi ve festivali yerinde izlemeleri sağlandı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da yarışmayı kazanan ilanları hazırlayan ekiplerden ikişer kişi 54'üncüsü düzenlenecek festivali Milliyet gazetesinin davetlisi olarak izleme imkanına sahip olacak. Yaratıcılar, festival kapsamındaki seminer ve workshop'lara katılabilecek ve festivale gönderilen tüm çalışmaları böylece yerinde izleyebilecek.17-23 Haziran 2007 tarihleri arasında gerçekleşecek olan 54. Cannes Lions Uluslararası Reklam Festivali'nde basın çalışmaları 15 Haziran'dan itibaren DDB Worldwide'ın CEO ve Yönetim Kurulu Başkanı Bob Scarpelli'nin yönetimindeki, aralarında Kurtcebe Turgul'un da olduğu, 19 kişilik uluslararası jürice değerlendirilecek. Kazananlar 20 Haziran akşamı gerçekleştirilecek törende ödüllerini alacak. Bir diğer Türk jüri üyesi, Mediaedge: CIA Genel Müdürü Banu Tekin'in bulunduğu 26 kişilik Medya Jürisi ise 14 Haziran'dan itibaren Carat Americas CEO'su David Verklin başkanlığında değerlendirmelerine başlayacak. Bu kategoride kazananlar 19 Haziran akşamı yapılacak törenle ödüllerini alacak. 2003'ten beri 30 yaratıcı Cannes Lions'da ağırlandı "Festivale daha çok çalışma göndermek gerekiyor" Milliyet gazetesi Cannes Lions temsilciliğini aldığı 2002 senesinden beri festivale katılımı artırmak için büyük bütçeler ayırdı ve ayırmaya devam ediyor. Sektörle el ele verildi, delege sayıları 15'li rakamlardan 100'ün üzerine; gönderilen çalışma adedi 15'li rakamlardan 155'e kadar çıktı. Milliyet bugüne kadar, Basın İlanları Yarışması'nı kazanan 30 yaratıcı, Genç Yaratıcılar Yarışması'nda dereceye giren 37 genç, Roger Hatchuel Akademisi'ne katılan dört üniversite öğrencisi, ajans yöneticileri ve reklamverenlerin de olduğu 108 reklamcıyı Cannes'da ağırladı, festivali yerinde izlemelerini sağladı. Ayrıca, bu sene Milliyet Basın İlanları Yarışması'nı kazanan yedi ilan da dahil olmak üzere tüm kazanan ilanları Cannes'a, basın dalında yarışması için gönderdi.Türkiye, bugüne kadar Milliyet'in temsilcisi olduğu Cannes Lions, Eurobest ve Dubai Lynx gibi uluslararası, prestiji yüksek yarışmalarda 16 jüri üyesi ile temsil edildi. Tüm bu çalışmaların karşılığını temsilciliğimizden hemen sonra 50. Cannes Lions'da aldık ve Türkiye'ye ödüller gelmeye başladı. Başarıların devamı için öncelikle Cannes'da bulunmak ve yarışmaya çalışma göndermek gerekiyor. Jüri yorumları "Şaşıracağım işlerle karşılaşacağım" Reklam konusunda "fikri" ön planda tutan her türlü gayrete çok saygı duyuyorum. Özellikle kitlesel mecralarda zeki ve çok iyi uygulanmış iş sayısının azaldığı günlerde Milliyet'in yarışmasının basın ilanlarına dikkat çekmesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Bu seneki yarışma nitelik ve nicelik açısından geçmiş yıllardan çok farklı değildi. Bu aralar gazete ilanlarını çok fazla önemsemiyormuşuz gibi geliyor. Bu yalnızca reklamcılarla değil, reklamverenle de ilgili bir problem galiba. Cesaret eksikliği mi desem? Farklı olma korkusu mu desem? "Anlaşılmama" tedirginliği mi desem? Biraz fazla normalleştik. Bu kısa vadede de, uzun vadede de tehlikeli. Yine de ön elemede biraz da elimizi bol tutarak jürinin önüne 40 küsur işi koyabildik. Üzerine konuşup tartışmaya değecek iş adedi olarak kötü bir rakam değil. Cannes'da şaşıracağım işlerle karşılaşacağım herhalde. Her sene böyle olur. Yine böyle olacaktır. Umarım bizi şaşırtacak işlerin arasında Türkiye'den de bir şeyler olur. "Çok daha kreatif olmalıyız" Yıllar önce, Cannes bizim için ulaşılmaz bir yer, bir hayaldi. Yıllar geçti, ajanslar çalışmalarını ve ekiplerini dünyanın bu en büyük organizasyonuna göndermeye başladı. Sonuç alındı alınmadı, bu ayrı bir konu. Önemli olan seyirci değil, katılımcı olmamız. Bu duruma Milliyet'in beş yıldır düzenlemiş olduğu yarışmanın etkisi de oldukça fazla. Hem katılımcı olmamızı sağlamış hem de ajanslara, özellikle gençlere itici bir güç olmuştur. Teşekkürler Milliyet.... Bu seneki yarışmaya gelirsek, ben ve diğer jüri üyesi arkadaşlar oybirliğiyle finale kalan 44 ilandan en başarılı olan üçünü seçtik. Sonuçlar daha iyi olabilir miydi? Daha iyi işler olsaydı tabii ki. Daha iyi işler üretilmeli mi? Başarı için kesinlikle çok daha iyileri üretilmeli. Yolumuz çok uzun; çok daha fazla çalışmalı ve çok daha kreatif olmalıyız. Önemli not: Seçilen işlerin tek bir ajans grubuna ait olması, jüri başkanının bu gruptaki ajanslardan birinde yaratıcı yönetmen olması, eleştirilere sebep olabilir ve olmuştur. Bu Milliyet'e, jüri başkanına ve jüri üyelerine hakarettir. Biraz ayıp oluyor... "Aday ilanları belirlerken rahattık" İyi fikir; sürmesini gönülden diliyorum. Hem ilanların seçimi hem de jüri için yaratılan ortam çok demokratik, özgürlükçü, hatta eğlenceli.İlanınızı Milliyet gazetesi ya da eklerine gönderiyorsunuz ve iş görmesini umuyorsunuz. Ödül için hiçbir beklentiniz de yok. Ve bir gün sizi Milliyet'ten arıyor, ilanınızın Cannes'a gönderileceğini söylüyorlar. Bu ödülün en değerli ödülü de ekibin Cannes'a gitmesi ve dünya reklamcılığını sıcağı sıcağına takip edebilmesi.Milliyet'te yayımlanan ilanların şöyle bir avantajı var. Temiz bir mizanpajdan dolayı ilanlar görünüyor, boyutlar ne olursa olsun kalabalıkta boğulmuyor. Bu nedenle bu yıl da aday ilanları belirlerken rahattık. Her ilanın üzerinden geçebildik. Finale kalan işler üzerinde büyük jüri değerlendirmesi oldukça güzel geçti. Zaten finale kalan işler kendi aralarında birbirlerine Cannes yolunu gösteriyordu kibarca. Her bir jüri üyesi de jüri başkanımızın adaletli ve sağduyulu yaklaşımı karşısında içleri rahat bir şekilde evlerine döndü. Teşekkürler tekrar, yaratıcıları festivale gönderip dünya reklamcılarıyla bir araya getirdiğiniz için. "Yarışmanın ödülü çok büyük" Bir yıl boyunca bulduğu fikri en iyi şekilde uygulayan, iyi basın ilanına dönüştüren beyinler için Milliyet Basın İlanları Yarışması çok iyi bir ödül veriyor. Kazananlar bu sayede dünyada iletişim alanında kimlerin ne düşündüğünü, ne gibi fikirler ürettiklerini çok yakından birebir görüyorlar Cannes Lions'a giderek.Ödül çok büyük! Fakat kimse bu ödülün büyüklüğünü görmüyor ki iyi düşünülmüş ilanlarını Milliyet'te yayımlamak için bir çaba harcamıyor. Çaba harcayanlar hemen anlaşılıyor zaten, dünyayı izleyen ve bu yarışmanın önemini bilenler belli oluyor.Dilerim seneye jürinin işi çok zor olur. Bu yarışmanın öneminin bir sene önceden farkına varıp işlerini planlayanlar Cannes'e gider gelir...Bu sene daha az iş vardı benim için, Cannes Lions'a gidebilecek. Elimizdekileri değerlendirdik, en olabileceklerini seçtik. Bu seneki jüri ile ilgili bazı yazılar okudum. Kendi aralarında işlerini seçmişler diye bir tanımlama yapılmış. Bunu yazanların veya düşünenlerin işleri nerede, ne zaman bu yarışmayı önemseyip Milliyet'te ilanlarını yayımlamışlar?Umarım bu sorunun cevabı olarak, bir senelik uzun bir sürede, uygulaması ve fikri mükemmel olan basın ilanlarını Milliyet'te görürüz. "Motive edici bir yarışma" Milliyet Basın İlanları Yarışması'nın en önemli özelliği bir amaca hizmet etmesi. Özellile reklam ödüllerinin Oscar'ı sayılan Cannes'da Türkiye'yi temsil edecek çalışmalara destek vermesi açısından çok önemli ve motive edici buluyorum. Bu sene, yayımlanan ilanları daha önceki senelere göre çok daha kreatif buldum. Onca iyi çalışma içerisinden seçtiğimiz ilanların Cannes'da çok başarılı olacağına inanıyorum. "Çok başarılı bir yarışma ortamı" Yarışmalar iyi iş çıkarma motivasyonunu güçlendiriyor. Ama Milliyet Basın İlanları Yarışması sadece motive etmekle kalmıyor, uluslararası bir platformda yarışabilecek işlerin belirlenmesini de sağlıyor. Yaratıcı grup hem yarışacak ilanı çıkarıyor hem de Cannes'a gidiyor. Milliyet Basın İlanları Yarışması'nın beş yıldır böyle bir misyonunun olması çok anlamlı.Türkiye'yi Cannes'da temsil edecek işi seçmeye çalışıyor olsanız da, iyi ilanlar kendilerini gösteriyor ve öne çıkıyor. Sonuçta, Cannes'da kendini ifade etmekte zorlanmayan, zekanın ve yaratıcı fikrin ön planda olduğu işler seçildi. Yolları orada da açık olsun. "Cannes'da birkaç gün geçirmek milat" Yarışma'nın en kıymetli tarafı kazananların Cannes'a gönderilmesi. Çünkü Cannes, bir reklam yaratıcısı için inanılmaz bir deneyim. On binlerce kötü işi ve yüzlerce harika işi aynı anda görebileceğiniz, seminerlere katılıp yeni trendleri öğrenebileceğiniz ve bir sürü kıymetli bilgiyi edinebileceğiniz bir yer. Bakmasını ve görmesini bilen için Cannes'da birkaç gün geçirmek milat. Bu boyutuyla bu yarışmada kazandığınız ödül, bütün ödüller içinde en faydalısı diyebilirim. Geçen sene de jürideydim. Açıkçası her iki yıldır yarışan ve kazanan ilanların yıl içinde yapılmış en üst düzey işler olduğunu söyleyemeyiz. Sebebi de malum. Çünkü burada Milliyet'te yayımlanan işler yarışıyor ve Milliyet "gerçek" bir gazete. Oysa en "meşhur" ilanlar coğu zaman "ghost" gazetelerde tek sefer yayımlanmaktalar. Lakin bu bile bu yarışmayı daha sahici ve eğlenceli kılıyor. Sonuçta burada kazanan işler (istisnalar olabilir) bir brief karşılığında yapılmış ve müşteriye satılabilmiş eli yüzü düzgün işler ki bu da fikirli ve ince ilanların faydasız görüldüğü bu devirde az bir başarı değil. O yüzden bu işlerin sahipleri Cannes'a gitmeyi bin defa hak ediyorlar. "Asla gidildiği gibi geri dönülmüyor" Sektörün daha yaratıcı işler üretebilmesi için Milliyet Basın İlanları Yarışması iyi bir destek. Bunun dışında kazanan işleri yaratan ekiplerin festivale götürülmesi ise reklam vizyonlarının artmasına önemli katkılar sağlıyor. İlk kez Cannes'a giden bir yaratıcı, asla gittiği gibi geri dönmüyor. İçinde bulunduğu sektörün çapı ve sınırları hakkında daha net fikirlerle ve çoğu zaman kıskançlıkla karışık daha iyi işler yapma isteğiyle dönüyor. Geçen yıl da yarışma jürisinde aynı hisse kapılmıştım. Ön elemeyi geçmeyi başarabilen çok az iş var ve çoğu da dünya standartlarının gerisinde. Fikir olarak da, uygulama olarak da yarışan işlerin durumunu çok iyi görmüyorum. Oysa sektör daha yaratıcı işler üretme potansiyeline sahip. Fakat bunların çok az bir kısmı uygulama şansı bulabiliyor. Bir reklam ancak müşterisi kadar iyi olabileceğinden, buradan yola çıkarak müşterilerin de giderek daha fazla yaratıcı işlere ilgisini yitirdiğini düşünmek mümkün. Sektör temsilcileri "Dünyayla yarışma isteği arttıkça katılım da artacak" Temel olarak Milliyet'in böyle bir işin içinde olmasını iyi ve doğru buluyorum. Başından beri bu işin içinde olmasını isteyen biri olarak da mutluyum. Milliyet'in böyle bir şey yapmasını bizim reklam sektörümüze, gençlere ve genç yaratıcılara verilmiş çok büyük bir destek olarak görüyorum. Onun için bu sektörde yapılmış en doğru işlerden bir tanesi. Milliyet'in Basın İlanları Yarışması hakkında neler düşünüyorsunuz? Türkiye'nin özellikle bu konuda, son dönemde Milliyet'in de girişimleriyle katılımı her sene artıyor. Çünkü bu biraz da Türkiye'nin genel anlamdaki gelişimine ve dışa açılımına, buradaki ajanslarının daha uluslararası global pazarlarına entegre olmasına bağlı. Türkiye'de önceden de uluslararası markalarla evlenmiş ajanslarımız vardı ama sadece ajansların yapılarıyla olmuyor. Genelde müşteri yapısı ve Türkiye'nin gelişmişlik seviyesi de önemli. Bir de tabii ki reklam sektörünün büyümesiyle ilgili. Zannediyorum insanlar bu konuda bilinçlendikçe, ajanslara dünyayla daha entegre genç insanlar geldikçe, dünyayla yarışma isteği arttıkça katılım da kendiliğinden artacaktır. Cannes'a katılımı nasıl artırabiliriz? Derneğin genç yaratıcılarla başlatıp sonra Milliyet'in organizasyonunda devam eden yarışmaları, Milliyet'in özellikle kendi yaptığı basın ilanları yarışması, bunların hepsi birer teşvik. Yani bu tip yarışmaların devamı veya farklı versiyonları olabilir. Orada biz Reklamcılar Derneği olarak bütün üyelerimize birkaç yıl da mutlaka buraya katılmaları gerektiğini, dünyayla yarışmamız gerektiğini söylüyoruz. Üyelerimizi bu konuda sürekli teşvik etmeye çalışıyoruz. Ve dediğim gibi dünyayla entegrasyon lazım. Bunun dışında daha büyük bir teşvik görmüyorum. Cannes'a katılmak için ne gibi çalışmalar yapmak lazım? Bunları geçen yıl Cannes'dan geldiğimde yaptığımız, Milliyet'in organize ettiği toplantıda da söyledim. Öncelikle buraya katılanların istekli olmaları lazım. Kendi ajanslarındaki, şirketlerindeki yöneticileri veya kıdemli müdürleri katılmak istemese bile onları teşvik etmeleri ve zorlamaları gerekir. Dünyayla yarışmaya hazır olmaları ve kendilerini çok iyi geliştirmeleri lazım. Artık çok global bir dünyada yaşıyoruz. Tamamen Türkiye odaklı olmamakta fayda var. Tabii ki Türkiye'nin kendine özel tüketici kitlesi var ama bütün bunlar yıllar geçtikçe daha da globalleşiyor. Herkes birbiriyle daha da entegre halde. Artık tüketiciyle markalar farklı yerlerde buluşuyor. Sadece klasik medyalarda buluşmuyor. Yeni medya fikirleri yaratmak, kimsenin yapmadığı birtakım şeyleri yapmak lazım. Yani klasik mecralarda yaratıcı ilan yapmak, yaratıcı film göndermek yerine farklı düşünerek değişik şeyler keşfetmek lazım ki orada diğer ülkelerle yarışma olanağınız olsun. Diğer önemli bir unsur da özgünlük tabii ki. Zaten yaratıcı yarışmaların temel çıkış noktası da özgün olmaktır. Bu özgünlüğü aynı zamanda farklı medyalar kullanarak daha da farklı yerlere yaymak mümkün olabilir diye düşünüyorum. Tecrübelerinize dayanarak sizin genç katılımcılara tavsiyeleriniz neler? "Genç Yaratıcılar Yarışması dünya platformuna taşıyor" Pazarlama iletişimi, rekabetçi gücünü yaratıcılıktan alıyor. Sektörümüzün temel sermayesi de yaratıcı beyinler. Genç yaratıcı beyinlerin yetişmeleri ve tecrübe kazanmalarında yaratıcılık yarışmalarının önemi kuşkusuz çok büyük. Milliyet gazetesinin önderliğinde düzenlenen Cannes Genç Yaratıcılar Yarışması ise sektördeki gençlerimizin dünya platformunda ekipler halinde kendilerini gösterebilecekleri yegane platform. Türk reklam sektörü bu yarışma sayesinde dünyaya kendi yaratıcı gücünü tanıtma şansını buluyor. Ayrıca yarışma, yaratıcı gençlerimizin kariyerleri adına da önemli. Gençlerimizin ülkemizi başarıyla temsil etmeleri hepimizi onurlandıracaktır. Dilerim genç yaratıcılarımız, güzel fikirleri sayesinde Cannes'dan güzel bir derece alıp dönerler.