Pazar ‘Ne tutarsam altın oluyor’

‘Ne tutarsam altın oluyor’

19.08.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Osman Yağmurdereli kendisiyle çalışan sanatçıların gündeme oturduğunu söylüyor: "Biz ‘Marziye’yi çekerken Gülben Ergen nasıldı, şimdi nasıl? ‘Yılan Hikayesi’ne kadar kimse Memet Ali Alabora’nın farkında değildi"

‘Ne tutarsam altın oluyor’

"Turgut Özal’la ilgili ‘Turgut Bey’ adlı bir filmin çekip galasına Bush’u davet edeceğim
‘Ne tutarsam altın oluyor’

Osman Yağmurdereli kendisiyle çalışan sanatçıların gündeme oturduğunu söylüyor: "Biz ‘Marziye’yi çekerken Gülben Ergen nasıldı, şimdi nasıl? ‘Yılan Hikayesi’ne kadar kimse Memet Ali Alabora’nın farkında değildi"

SİBEL KÖKLÜ

Metin Akpınar ve Emel Sayın’ın başrollerini paylaşacağı bir dizi çekmeye hazırlanan Osman Yağmurdereli, projenin bu yılın en iddialı yapımı olacağı görüşünde. Kendisiyle çalışan sanatçıların gündeme oturduğunu ifade eden Yağmurdereli, gelecek yıl senaryosunu Alev Alatlı’nın yazacağı, Turgut Özal’ın hayatını anlatacak olan Turgut Bey isimli bir sinema filmi çekeceğini belirtiyor. Başrolde Ömer Şerif’i oynatmak istiyor.

Yeni proje ne zaman başlayacak?
"Aşkım Aşkım" isimli dizi için kısmetse 2 Eylül’de motor diyoruz. Senarist Tayfun Güneyer’le proje üzerinde bir yıldır çalışıyoruz. Birçok isim düşündük ama ben Metin Akpınar’a çok inanıyordum. Akpınar kadar önemli bir isim de Emel Sayın oldu. Emel Hanım benimkiler dahil, birçok iş teklifi almasına rağmen uzun zamandır bir şey yapmıyordu. Bizi tercih etmelerinin en büyük nedeni dostluklarımız. Bana ve firmaya güveniyorlar. Geçmişte yaptığımız doğru ve güzel işler referansımız oldu.

Dizinin konusu nedir?
Çapkınlık yapan sakar bir koca ile onu sürekli yakalayan, sınıf atlamaya çalışan bir kadının hikayesi. Tam bizden bir hikaye. Rakibimiz olacağını sanmam, iddiasız iş yapmam ben. En iyisi bizimki olacak.

Siz de sitcom tarzı diziler modasına mı uydunuz?
Maalesef beni uydurdular. Aslında hiç istemiyordum çünkü bunların patlayacağına inanıyordum. "Dadı"nın performansı nedeniyle bütün sitcom’lar tutacak sanıyorlar. Herkes sitcom yapıyor ama bence bir-ikisi hariç hiçbiri tutmayacak. Her kanalda iki-üç sitcom var. Her kanalın genel müdürü "Sitcom çekelim, daha ucuza mal oluyor" diyor. Gerçi biz yine bize yakışanı yaptık. İki star oynatıyoruz, muhteşem dekorlar hazırlatıyoruz. Biraz pahalı ama iyi iş pahalı olur. Avrupa’daki gibi her sanatçının duşlu özel odası olacak. Ben de yarım gün sette olacağım için benim de özel bir çalışma odam olacak.

Başka kimler oynayacak?
Şu anda kast aşamasındayız, iki-üç tane eksiğimiz kaldı. Yan rollerde bile Türkiye’nin en iyilerini; mesela Olgun Şimşek’i, Necati Bilgiç’i ve Doğa Rutkay’ı oynatmayı düşünüyorum.

İş konusunda hırslısınız. Bir sihrinizin olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Bakın, biz "Marziye"yi çektiğimizde Gülben Ergen’in o günkü durumu belliydi, bugünkü durumu ortada. Kadir İnanır o tarihte uzun bir süre ne sinema ne bir dizi yapmıştı, beklemedeydi. Şu anda Türkiye’nin en önemli starlarından biri. Biz Memet Ali Alabora’ya dizi çekmeden önce "Kara Meleköte 90 bölüm oynamıştı, kimse farkında değildi. Meltem Cumbul’un Yılan Hikayesi’ne kadar yaptığı çok parlak, rekorlar kıran bir işi olmamıştı. Bunlar star bazındaki isimler. Gelelim hiç gündemde olmayıp da yıldızı parlayanlara. "Yılan Hikayesi"ndeki yedi oyuncuya başrol ve reklam teklifleri yağıyor. Bizim bir uğurumuz var. Benim de bir inancım var; ‘ne tutarsam altın oluyor’. Çünkü hiçbir sanatçıyı istismar etmiyoruz. Herkesin hak ettiğini fazlasıyla ve zamanında ödemeye çalışıyoruz. Peygamber Efendimiz’in hadisinde olduğu gibi "İşçinin emeğini alın teri kurumadan ödeyeceksin". Kriz döneminde arabamı satıp sanatçıların parasını ödedim. Türkiye’de hiçbir prodüktör bunu yapmaz.

Rakip gördüğünüz yapımcı var mı?
Türkiye’de 30-35 yapım şirketi var ama sadece birini rakip olarak görüyorum. O da büyüğümüz ve abimiz olan, mesleğimizin duayeni Türker İnanoğlu’dur. Fazla mütevazı olmak doğru değil. Burası bir fabrika gibi. Üç iş yaptığımızda yaklaşık 200 kişiye iş veriyoruz. Aileleriyle birlikte 800 kişi eder. Bu çok önemli bir rakam.

Bu saatten sonra paraya ihtiyacınız yoktur herhalde. Kendinizi çalışmak zorunda mı hissediyorsunuz?
Evet, biraz da baskı altındayız. 49 yaşındayım, artık bana bir şey olmaz. Paraya ihtiyacım yok. Eşim Esin Hanım’la beraber, çocuğumuz da yok bizim, her şeyi satıp Bebek’teki evimizde otursak ömrümüzün sonuna kadar geçiniriz. Ama böyle bir şey yapma hakkım yok. Bize bel bağlamış insanlar var. Onları yarı yolda bırakamam. Bütün sanatçıların özel problemleri ile ilgilenirim. Sanatçı karakola mı düştü, yapımcıya ne? Biz ilgileniyoruz. Arabası mı çalındı, 24 saatte bulduruyoruz.

Nasıl yapıyorsunuz bunu? Ben de başıma bir şey gelse sizi arayabilir miyim?
Yapıyoruz işte. Tabii, her zaman arayabilirsiniz. Bir sanatçımız ev mi almak istiyor, kefil oluyoruz. Askere gidene, evlenene yardım ediyoruz. Bunlar benim yerden bir karış yukarıda yürümeme sebep oluyor, gurur duyuyorum. İnsan olarak zaaflarım vardır. Bana yapılan iyiliği ve kötülüğü unutmam. Müslümanlığa aykırı ama benim Karadenizlilikten gelen bir huyum, çok kinciyim.

"Özal’ı Ömer Şerif’in oynamasını istiyorum"
Bir dönem Özal ailesi ile çok yakındınız, ANAP’la ilişkiniz devam ediyor mu?
Bence Anavatan Partisi böyle giderse son kongresini yapmış olur maalesef. ANAP Türkiye için çok önemli bir partiydi. Ama 1991’den beri sürekli oy kaybetti. Halka kendini anlatamadı. Yanlış kadrolarla yürümeye devam etti. Mesut Bey aslında zaafları olmayan, iyi bir insandır. Ama halk başka şeyler istiyor. Bunu görmezlikten gelmenin cezasını da oy vermeyerek veriyor. ANAP benim hayatımda bitmiş bir partidir. 5 kongredir üst kurul delegesiydim. İlk defa bu kongrede yoktum. Hâlâ üyeyim. 1983-99 arası siyasetle çok aktif ilişkim vardı. Artık politikayla ilgili bir şey düşünmüyorum. Sadece bir vatandaş olarak Türkiye’nin kötüye gittiğini görüyor ve üzülüyorum. Bir tek oyum var onu da şu andaki partilerin hiçbirine vermeyi düşünmüyorum. Şu anda benim asli görevim, insanların akşam evlerinde mutlu bir 50 dakika geçirmelerini sağlamak.

Gelecekte yapmak istediğiniz bir proje var mı?
Benim hayatımda bir tek idealim kaldı. "Turgut Bey" isimli bir sinema filmi yapmak istiyorum. Dünyaya hitap edecek bu büyük projeyi 2002-2003 yılında yapmayı düşünüyorum. Senaryoyu Alev Alatlı yazacak. 1983’den Turgut Bey’in cumhurbaşkanı olduğu döneme kadar geçen süreyi anlatacak. Bu filmde Ömer Şerif’i oynatmak istiyorum. Filmin galasına eşiyle beraber baba Bush’u davet edeceğim. Geleceğine eminim. Çünkü Körfez Savaşını anlatan muhteşem bir proje olacak. Bunun için bütün servetimi harcamaya hazırım. Filmde iki saniye kadar görünecek ve Özal’ın hayatındaki Osman Yağmurdereli’yi oynayacağım. Henüz projeyi Semra ve Ahmet Özal’a açmadım. Onlardan izin almadan merhumun üzerine iş kurmak doğru olmaz.

"Meltem Cumbul’a küs değilim ama kırgınım"
"Yılan Hikayesi"nde Meltem Cumbul’dan boşalan yere kim gelecek?
Karar vermedik. 7-8 tane aday içinden eliyoruz. Meltem zaten iki bölüm oynayacak. Daha zamanımız var, düşüneceğiz.

Meltem Cumbul’la küs müsünüz?
Kimseyle küsmem. Ona da küs değilim, belki kırgınımdır.

Bir kara listeniz, asla çalışmayacağınız insanlar var mı?
Var, ağzıyla kuş tutsa, araya cumhurbaşkanı girse yüzünü görmek istemeyeceğim insanlar var. Biraz megolomani belki ama Osman Yağmurdereli’nin dostluğundan, abiliğinden, arkadaşlığından mahrum olmak bence en büyük cezadır.
Bu cezayı uygularken zaman da koyarım. Bazıları yılbaşına kadar cezalıdır. İki sene cezalı olanlar vardır, bunlar kendilerini bilirler. Bir de müebbetler vardır.



PAZAR