Pazar Nemrut’taki Hollandalı Schliemann

Nemrut’taki Hollandalı Schliemann

05.08.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Mimar- mühendis Maurice Crijins’in asıl tutkusu iki asır sonra "İkinci Schliemann" olarak taç giymek. Karşımızda Leyla’sını arayan bir Mecnun var, aman ha!

Nemrut’taki Hollandalı Schliemann

Nemrut’taki Hollandalı Schliemann

Mimar- mühendis Maurice Crijins’in asıl tutkusu iki asır sonra "İkinci Schliemann" olarak taç giymek. Karşımızda Leyla’sını arayan bir Mecnun var, aman ha!

Adı Maurice Crijins; Hollandalı, mesleği mimar-mühendis. Sağlıklı bir kişilik sayılabilir mi? Nemrut’ta Kommagenler Krallığı’nın bu mistik merkezi ve mezar üstünde kendisinin sahip olduğu bilgiye, ünlü Profesör Dörner’in hayran olduğunu ve gelecekte bir kazı projesine kendisini başkan yapacağını sağa sola yazdığı mektuplarla iddia ediyor, keyfiyeti Dörner’e soramayız. (Ne yazık ki Dörner aniden ölmüş.) Kendisinin kurduğu ve mahiyeti anlaşılamayan bir "Uluslararası Nemrut Vakfı" adına oralarda dolaşıp duruyor. UNESCO Milli Komisyonu heyetiyle Nemrut’a tırmanmak için 1998’de Adıyaman’a geldiğimizde karşımıza çıkmıştı; bizim başkan Prof. Aydın Uraz’a bir resimli şilt verdi. Yanında Turizm Bölge Müdürü olduğunu söyleyen biri de vardı. (Güya eskiden müdürün yardımcısı imiş, o sıra artık bir şey değildi.) Dağdaki heykel bloklarının restorasyonundan söz ediyor; bilhassa yığma küçük taşlardan ve mıcırdan oluşan mezar tümülüsünde (tepe) kazı yapmayı öneriyordu; sıkı durun, kazıyı bu zat yapacakmış... Binlerce ton ağırlığındaki ufak taşlardan yığının kazıldığında ne olacağını tasavvur edin. Bütün o platform birbirine girer, Kommagenler kendilerini rahatsız edenlerden böylece intikam alırlardı. Mühendis olan Crijins bunu muhtemelen tahmin ediyor, ama onun asıl tutkusu iki asır sonra "İkinci Schliemann" olarak taç giymek. Karşımızda Leyla’sını arayan bir Mecnun var, aman ha!
Schliemann, Avrupalı insanın gözünde iki nedenle büyük: Birincisi 19. yüzyıl başında efsane olarak yaşayan Troia’yı bulduğu içindir. Bu keşfi falanca üniversitenin ordinaryüsü veya filanca akademinin azası olarak değil de, çıraklıktan gelen halk çocuğu Heinrich olarak başardığı için... Dükkan çırağı gece uykusundan vazgeçip, Yunanca, Latince gibi ölü diller öğrendi, sonra diri diller de öğrendi, ticaret yaptı, zengin oldu ve Troia’nın peşine düştü. Ordinaryüsler bu hayali küçümsüyordu. Hatta ünlü Friedrich Auguste Wolff, "Prologemena of Hommerom-Homeros Üzerine Mukaddimesi"nde ne Troia ne de Homer gerçek, bunlar tamamen anonim kitlesel liedler-türkülerden oluşan efsaneler diyordu. Schliemann, Hisarlık Tepe’ye ulaştı, kazdı, çıkan altın eserleri Osmanlı kazı komiserinden gizledi, çaldı; sonradan anlaşıldı bu asıl Troia savaşı katmanı değildi. Gaddar bir kazıcıydı (arkeolog değildi), ortalığı porselen dükkanına giren fil gibi altüst etti. Pek dürüst işlerle bitmedi macerası, sonuçta kavga Almanya, Rusya, Türkiye arasında hala sürüyor. Ama ordinaryüslere kızan orta sınıftan, orta şekerli ve orta akıllı her Avrupalı adam; Schliemann olmak ister. Bunlardan sözünü ettiğimiz biri de şimdi Nemrut’ta geziniyor. Arkasında ikna ettiği sponsorlar, yani bağışçılar da varmış.
Kültür Bakanlığı haklı olarak bu zata kazı izni vermemiş. Bakanlık, restorasyon işini Amsterdam Üniversitesi arkeologlarından Profesör Brijden’le anlaşmış; dokümantasyon işlemi tamamlanacak, ama kazı yapılmayacak. Bize sorarsanız bu gibi mühim yerlerin kazılarını yerli heyetler kurarak ve bağış kampanyaları açarak yaptırmak gerekir. Türkiye’deki gerekli kazıların hepsine Türk arkeolog grup ve kazıcılar yetişemez. Tarihin kesiştiği bir ülkedeki binlerce yerleşmenin arkeolojisi yabancı kazı heyetleri olmadan gerçekleşemez. Ama önemli yerlerde Türk heyetleri görevlendirilmeli ve hele müstakbel (!) Schliemann’lar bu mahallerden uzak tutulmalı...




PAZAR