Pazar Nezahat Hanım’ın akciğeri İstanbullulara nefes aldırıyor

Nezahat Hanım’ın akciğeri İstanbullulara nefes aldırıyor

05.05.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:

1995 yılında yapılan, 2002 yılında halkın ziyaretine açılan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, bitki dünyasını tanıma, tanıtma ve koruma konusundaki misyonunu başarıyla sürdürüyor. İstanbul halkı bu büyülü bahçede hem nefes alıyor hem bir tatlı huzur…

Nezahat Hanım’ın akciğeri İstanbullulara nefes aldırıyor

Nezahat Hanım’ın akciğeri İstanbullulara nefes aldırıyor
17 Temmuz 1950’de, çocuklukları aynı mahallede geçen, birlikte büyüdüğü Nezahat Hanım’la evlenir Ali Nihat Gökyiğit. Kocamustafa Paşa’daki konaklarının bahçesinde aile ve dostlar arasında girerler bir ömür mutlu olacakları dünya evine. Balayı için Abant’a giderler. 45 yıllık evliliklerinde başarılı ve hayırlı iki kız çocuğu yetiştirirler.


Nezahat Hanım, 45 yıl büyük bir ihtimam ve ilgiyle yanında durur eşinin. Yemek yapmayı sanat olarak gören kadınlardandır, elinin lezzeti dillere destandır. Evlerinden misafir eksik olmaz. Eş, dost, akraba, kimin derdi varsa ona koşar. Çareler üretir her biri için. Hayırseverdir. Bir elinin verdiğini diğer eli görmez.

Yeni ve sağlıklı bir akciğer anlamında

Nezahat Hanım, akciğerlerinden rahatsızlanır 90’ların başında. Nefes almada sorunlar başlar. Akciğerleri şöyle dolu dolu nefes almasına izin vermez. Hastalığı giderek ilerler. Ve 11 Ocak 1995’te hayata veda eder. Nefese hasret. Uykusunda, sessizce… O günleri şöyle anlatır “Doğa ve İnsan Sevdam” adlı kitabında Ali Nihat Gökyiğit: “Böyle günlerde dayanma gücü kazanabilmek için Yaradan’a sığınıp hayat arkadaşıma rahmet niyaz ederken, kendim için de sabır dilemenin yegane çare olduğunu görüyordum”.

Nezahat Hanım’ın akciğeri İstanbullulara nefes aldırıyor

Nezahat Hanım’ın son günlerinde alamadığı nefes içine dert olur. Hayat devam ederken bir soru çepeçevre kuşatır Ali Nihat Gökyiğit’i: “Nezahat’ın anısını nasıl yaşatabilirim, onun için ne yapabilirim?” sorusunun cevabını şöyle verir kitabında: “Rahmetlinin kalp ve solunum sorunu vardı. Her zaman daha fazla taze hava ve oksijen alma ihtiyacı duyar, pencereleri açmak isterdi. Ona en çok yeni ve sağlıklı bir akciğer anlamında, yeşillikler içindeki büyük bir hatıra parkının makbule geçeceğine karar verdim”.

Nezahat Hanım’ın akciğeri İstanbullulara nefes aldırıyor
Nezahat Hanım’ın gerdanından İstanbul’un gerdanına

Şubat ayında Ataşehir Ümraniye arasındaki bölgede yeni tamamlanmış otoyollar kavşağında bulunan mülkiyeti Devlet Karayolları’na ait 500 dönümlük araziyi uygun görür Gökyiğit. Atatürk ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinden gelen otoyollarla, Anadolu otoyolunun (Ankara) birleştiği kavşaktaki. Gerekli izinler alınır ve çalışmalara başlanır. Moloz ve taş kayanın hakim olduğu yoksul bir toprak… Gören hemen herkes “Burada bitki yetişmez, paranı ve zamanını boşa harcama” dese de Gökyiğit hiç vazgeçmez, bütün hayatı boyunca yaptığı gibi.

Çalışmalara başlanır. Nezahat Hanım’ın mücevherlerinin bedeli sembolik olarak parkın ilk toprak işlerine harcanır. Esasen Nezahat Hanım’ın gerdanına taktığı mücevherler bu kez kendisine yepyeni bir akciğer armağan edilmiş İstanbul’un gerdanında parlamaya başlar.

Toprak ıslahı, arazi hazırlamanın ardından ilk etapta 52 bin fidan dikilir. Alt yapı ve peyzaj işlerine hız verilir. Bahçe hatıra parkı olarak hizmet vermeye başlar. Durum tam da Ali Nihat Gökdemir’in tarif ettiği gibidir: “Doğaya onu mutlu kılacak her ne verilirse verilsin, o bunu çoğaltarak bütün canlılarla paylaşır”. Bahçe serpilir, büyür ve 2002 yılında Ali Nihat Gökyiğit’in yolu Prof. Dr. Adil Güner ile kesiştiken sonra botanik bahçesine dönüştürülür: Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi. Yeryüzünde otoyol kavşağına kurulmuş, ilk ve tek botanik bahçesi halkın ziyaretine açılır.

Nezahat Hanım’ın akciğeri İstanbullulara nefes aldırıyor

Bir ekosistem cenneti

Botanik bahçesi, sınırları otoyol ve apartmanların çizdiği sekiz adadan oluşur. Merkez Ada’da idare, bilim, araştırma ve eğitim faaliyetleriyle ilgili tesisler, soğanlı bitkiler, su bitkileri, doğal bitkiler yer alır. Mesire Adası’nda bitkileri tanımaya yönelik çocuk oyun bahçeleri, keşif bahçesi, bambu labirenti, piknik alanları… Ertuğrul Adası’na 1890 yılında Japonya’dan ayrılırken batan Ertuğrul Fırkateyni’nde kaybettiğimiz 527 denizcinin anısını yaşatmak üzere Japon Sakura Vakfı’ndan her bir denizci için gönderilen 527 kiraz fidanı dikilir. İstanbul Adası’nda İstanbul Boğazı’nı temsil eden su kanalı, Osmanlı Bahçesi, Kız Kulesi, Galata Kulesi gibi simge yapılarıyla İstanbul… Arboretum Adası’nda çoğunluğu yerli türlerden oluşan odunsu bitkiler koleksiyonu, su bitkileri için yağmur sularının toplandığı gölet… Meşe Adası’nda meşe ağırlıklı yerli türlerden oluşan odunsu bitkiler ve çeşitli süs bitkileri… Anadolu Adası’nın güneybatı yüzü Akdeniz bitkilerine, kuzeydoğu yüzü Karadeniz bitkilerine, üst orta bölümü İç Anadolu bitkilerine ayrılır. Trakya adası ise Kırklareli İğneada Longozu, Muğla Köyceğiz Longozu ve İstanbul ağaçlı kumullarını bir arada yaşatan bir ekosistem cenneti.

5 bin 200 kitaplık bahçe kütüphanesi

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nde bitkiler dünyası hakkındaki bilgileri toplumla paylaşmak için eğitim çalışmaları ve çeşitli etkinlik programları düzenleniyor. Okul öncesi, ilköğretim ve orta öğretim öğrencileri için eğitim etkinlikleri yapılıyor. Bahçede araştırma faaliyetlerinin yürütüldüğü pek çok birim var. 11 bini bulan bitki koleksiyonuyla herbarium bahçenin beyni kabul ediliyor. 5200 kitaplık bahçe kütüphanesinde botanik dünyası hakkında üretilen bilgiler toplanıyor ve bu büyük birikim her kesimle paylaşılıyor.

Nezahat Hanım’ın akciğeri İstanbullulara nefes aldırıyor

Her 10 günde bir yeni bitki keşfi

Ali Nihat Gökyiğit gelişmiş ülkelerde korunması gereken ortalama 500’den az bitki türü ve 100’den fazla botanik bahçesi bulunurken, Türkiye’de 3 binden fazla korunacak bitki ve sadece 10 kadar aktif botanik bahçesi olduğuna dikkat çekiyor. Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, süreli yayınları olan Bağbahçe dergisinin yanı sıra yeni kitaplar çıkarmaya devam ediyor. TC Cumhurbaşkanlığı himayesindeki Resimli Türkiye Florası projesi kapsamında Türkçe hazırlanacak olan 30 ciltlik Türkiye Florası’nın ilk iki cildi de tamamlandı.

Ali Nihat Gökyiğit botanik bahçelerinin önemini şöyle anlatıyor: “10 binden fazla bitki türüyle neredeyse Avrupa’nın bitki zenginliğine sahibiz. Her on günde bir yeni bir bitki türü keşfediyoruz. Ancak bu ağırlığın yaklaşık üçte biri, 3 bin kadarı ne yazık ki çeşitli derecelerde yok olma tehlikesi altında. Bitki dünyasını tanıma, tanıtma ve korumada en başta görev botanik bahçelerine düşüyor.”

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi bu misyonu fazlasıyla yerine getiriyor. Dört mevsim ayrı güzellikteki bahçede, hem nefes alıyorsunuz hem ‘bir tatlı huzur’. Bahçe, yeni evlenen çiftlerin düğün fotoğraflarına mekanlık ediyor, çocukların doğum günü kutlamalarına, ağaçların altındaki masalarda doğayla iç içe sohbet etmek için toplanan halka.

Nezahat Hanım artık rahat rahat nefes alıyor. Onun, sevgili eşinin eliyle hayat bulan akciğeri İstanbullulara da nefes aldırıyor.

Nezahat Hanım’ın akciğeri İstanbullulara nefes aldırıyor

Emine Erdoğan: “Türkiye’de botanik bahçelerinin sayısı artmalı”

Bu hafta pazartesi günü bahçenin özel bir konuğu vardı: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan. Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’ni ziyaret eden Emine Erdoğan’a, Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nin kurucusu Ali Nihat Gökyiğit, Bahçe Müdürü Adil Güner ve diğer yetkililer sunum yaptılar.

Bahçe Müdürü Adil Güner, Cumhurbaşkanlığı tarafından himaye edilen Resimli Türkiye Florası Projesi hakkında Emine Erdoğan’a bilgi verdi. İlk kez Türkçe olacak her bir bitkinin bilimsel olarak resmedildiği 30 ciltlik projenin şu ana kadar ilk iki cildinin yayımlandığı ve 15 cilt için de çalışmaların sürdüğü bildirildi.

Ayrıca, botanik bahçesinde devam eden eğitim çalışmaları, bilimsel araştırmalar ve sürdürülebilir sıfır atık uygulamaları hakkında uzmanların sunum yaptığı ziyarette Emine Erdoğan, yaklaşık 8 bin 500 bitkinin bulunduğu kurutulmuş bitki müzesi herbaryumu ve kütüphaneyi de ziyaret etti.

Her bir birimin yetkililerinden ayrıntılı bilgi alan Emine Erdoğan, bahçedeki çiçeklerin güzelliği karşısında hissettiklerini beraberindeki heyet ve basın mensuplarıyla paylaştı. Doğaya, bitkilere ilgisi meyve ağaçlarıyla dolu bir bahçede geçen çocukluk, gençlik yıllarına uzanan Emine Erdoğan’ın dokunduğu, kokladığı çiçeklerin arasında mutluluğu gözlerinden okunuyordu.

Nezahat Hanım’ın akciğeri İstanbullulara nefes aldırıyor

Emine Erdoğan, Ali Nihat Gökyiğit’ten bahçeyle ilgili bilgi aldı.

Erdoğan, bahçe ziyareti sırasında papatyagiller familyasından peygamber çiçeği (centaurea) cinsinden olan ve halk dilinde ‘yanar döner’ ya da ‘sevgi çiçeği’ diye bilinen çiçeğin Ankara endemik bitkisi olduğunu öğrenince şaşkınlığını gizleyemedi. Dünyada sadece Ankara Gölbaşı bölgesinde 1 km2 alan içinde yaşayan yanar döner çiçeğinin Dünya Doğa Koruma Birliği kriterlerine göre nesli koruma altında, Avrupa Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi’ne göre de kesin korunan bitki listesinde yer alıyor.

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nin bitki florasının çocuklara tanıtımının çok önemli olduğunu aktaran Emine Erdoğan, bahçede yapılan eğitim çalışmalarının daha çok okula duyurulmasının gerekliliğine vurgu yaptı.

Bahçedeki halkın ilgisiyle karşılaşan Erdoğan birlikte fotoğraf çekilme ricalarını geri çevirmedi.

Yurtdışı ziyaretleri sırasında gittiği botanik parklardan örnekler veren Emine Erdoğan, Türkiye’de botanik bahçelerinin artması, korunması, akademik, tarımsal, bahçecilik alanlarında yatırımlar yapılması gerektiğini ifade etti.

Emine Erdoğan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nden ayrılırken “İyi ki gelmişiz” diyerek memnuniyetini dile getirdi.