Ödüllü fotoğrafların hikayeleri

Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin (TFMD) düzenlediği “TFMD Yılın Basın Fotoğrafları 2017” yarışmasında Milliyet gazetesinin fotomuhabirleri üç ödül birden kazandı. Bu yıl 32’ncisi düzenlenen yarışmaya 2016’ya damgasına vuran olayları belgeleyen 3 binin üzerinde fotoğraf katıldı. Jüri üyeleri binlerce fotoğraf arasından sekiz kategoride 29 fotoğraf ve yedi seriyi ödüllendirdi. Yarışmada Milliyet fotomuhabiri Dağhan Kozanoğlu, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde kalabalığa ateş açan askerler ve yaşanan olayları belgeleyen fotoğraf serisiyle “Yılın Haber Seri Fotoğrafı 2017” kategorisinde üçüncülük kazandı. “Yılın Siyaset Fotoğrafı” kategorisinde ise yine 15 Temmuz gecesinde TBMM’de çektiği fotoğrafla Yavuz Özden ikinciliğe layık görüldü. Oğuz Yeter’in Cerablus’ta çektiği fotoğraf ise “Yılın Portre Fotoğrafı” dalında üçüncü oldu. Fotomuhabiri arkadaşlarımız tarihi belgeleyen fotoğraflarının hikayelerini anlattılar.

Dağhan Kozanoğlu - “Yılın Haber Seri Fotoğrafı” kategorisinde 3.

“Köprüde mevzilenen tanklardan top atışı dahi yapıldı”

15 Temmuz akşamı, her zaman olduğu gibi mesai bitimiyle birlikte gazeteden Anadolu Yakası’ndaki evime gitmek için yola çıktım. Köprüde yoğun bir trafik vardı. Evime vardığımda televizyonu açınca köprünün üzerinde tankların olduğuna dair haberleri gördüm. Çok şaşırdım. Tam da o anda Milliyet Gazetesi Fotoğraf Servisi Müdürü Bünyamin Aygün aradı ve nerede olduğumu sordu. Gazeteden henüz kimsenin köprüye ulaşamadığını, benim evimin konumu nedeniyle daha hızlı ulaşacağımı söyledi. Hatta “Gerekirse koşarak git” diyerek beni köprüye yönlendirdi. Ne taksi ne de minibüsler duruyordu. Zar zor da olsa bir işçi servisini durdurup ona bindim. Kısıklı’da inip köprüye doğru yürümeye başladım. Bir yandan da her şeyi fotoğraflıyordum. Köprüde telaşla koşan insanlar vardı ve “İnsanların üzerine ateş ediyorlar!” diye bağırıyorlardı.

Köprüye ulaştığımda karşılaştığım manzara gerçekten de karanlık bir gecenin yaşandığının resmiydi. Silah seslerinin yankısı ve köprü üzerindeki kalabalık her dakika daha da artıyor, insanlar saklanabilecekleri güvenli bir yer arama telaşına düşüyordu.

“Kurşunlar işi zorlaştırdı”

Zaman zaman artan tansiyon sonrası açılan her ateş sonucunda kalabalık içinden yaralananlar oluyor ve ambulans çağrısı yapılıyordu. Fotoğraflamak üzere askerlere mümkün olduğunca yaklaşmaya gayret ettim. Ancak sürekli açılan ateş ve seken kurşunlar durumu güçleştiriyordu. Kendilerine doğru hareketlenen herkesi geri döndürmek için köprüde mevzilenen tanklardan top atışı dahi yapıldı. Yakınıma yapılan bu atışlar tedirgin ediciydi. Top atışlarına polis de karşılık verince askerler bir süre sonra teslim olma kararı aldı.

Böylece vatandaşlar askerin kapattığı köprüye akın etti. Köprüde en dikkat çekici detay ise şüphesiz, çok sayıdaki
insanın parçalanmış vücutları ve kandı. Askerlerin teslim olmasının ardından kalabalık da köprüde sloganlar atarak tankların üzerine çıktı.

OĞUZ YETER - “Yılın Portre Fotoğrafı” kategorisinde 3.

“Hayatıma bu izlerle devam edeceğim”

Fotoğrafı, Fırat Kalkanı Harekatı’nı takip etmek için gittiğim Suriye’nin Cerablus ilçesinde bir okulda çektim. Adı Mervan. 11 yaşında bir erkek çocuğu. Halep’te yapılan bir hava saldırısında yaralanan Mervan, yüzündeki ve kafasındaki bomba izlerini bir bezle kapatıyor. Cerablus, IŞİD’den kurtarılınca da buraya yerleştirilmiş ve hayatına burada devam ediyor.

Kimsenin bu izlerini görmesini istemediği her hareketinden anlaşılıyordu. Kendisini gördüğümde gözlerinde yaşadığı korkuyu ve acıyı hissetmiştim. Objektifimi kendisine çevirdiğimde gözleri doldu ve gözlerini benden kaçırmaya başladı. Fotoğrafı çektim. Sonra hikayesini de dinlemek istedim. Çünkü acı bir hikayesi olduğu gözlerinden belliydi. Yaşlı gözleriyle şunları söyledi: “Adım Mervan, 11 yaşındayım. Halep’teki evimize bombalar düştü, yüzüm ve kafam bombanın ateşiyle yandı. Hayatıma bu izlerle devam edeceğim.”

Yavuz Özden - “Yılın Siyaset Fotoğrafı” kategorisinde 2.

“Bahçeye düşen bomba camları kırdı”

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi Genelkurmay Başkanlığı civarında fotoğraflar çektikten sonra bunları geçmek için gazetemizin Ayrancı’da, TBMM’nin hemen yanındaki bürosuna dönmüştüm. Haber müdürümüz Gökçer Tahincioğlu, milletvekillerinin TBMM’de toplandığını söyleyerek benim de oraya gitmemi istedi.

Saat 2.00 civarında TBMM’nin Ayrancı kapısından içeri girdik. Parlamentonun girişinde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’la karşılaştıktan sonra onunla birlikte Genel Kurul Salonu’na geçtik. Burada milletvekilleri söz alarak kürsüden konuşmalar yapıyor ve darbe girişimini kınıyorlardı. Biz de olağan zamanların aksine basın locası yerine Genel Kurul Salonu’nda onlarla birlikteydik.

Bozdağ’ın konuşması sırasında Meclis’in bahçesine bir bomba düştü. Bombanın etkisiyle salonun bazı camları kırıldı, içerde toz ve duman birikti. Bununla birlikte koltuklarında oturan milletvekilleri ayağa kalkarak kürsünün etrafında toplanmaya başladılar. Bazı milletvekileri de sloganlar atmaya başladı. Ben de bu anları fotoğrafladım.

Dağhan Kozanoğlu Kimdir?

Milliyet gazetesi fotomuhabiri olarak 2014 yılında göreve başladı. Soma’da yaşanan maden faciası, IŞİD’in saldırısından kaçan Suriyelilerin Suruç’a göç dalgası, 15 Temmuz darbe girişimi ve bazı terör saldırılarını takip etti.

Oğuz Yeter Kimdir?

29 yaşında. Vatan ve Yurt gazetelerinde fotomuhabiri olarak çalıştı. 2.5 yıldır Milliyet Gazetesi Fotoğraf Servisi’nde fotomuhabiri olarak görev yapıyor.

Yavuz Özden Kimdir?

1981 yılında Kayseri’de doğdu. 2000’de girdiği Gazi Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nden 2004’te mezun oldu. 2004’te stajyer olarak başladığı Milliyet Gazetesi Ankara Bürosu’nda 13 yıldır fotomuhabiri olarak görev yapıyor.