Pazar "Oğlumu öldürürler diye çok korkuyorum"

"Oğlumu öldürürler diye çok korkuyorum"

04.01.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kiralık katil Atanur Çevikol: "Bu işin sonu para pul değil, rezillik. Yaptıklarımın en büyük cezası oğlumun öldürüleceği korkusuyla yaşamak oldu"

Oğlumu öldürürler  diye çok korkuyorum

Karıştığı son olayda 250 bin dolar karşılığı üç kişiyi öldürecekti. Öğretmen Şehnaz Arası öldürdü de...Ömür boyu hapse mahkum edildi Çevikol. İnfaz yasasından faydalanıp 5,5 yıl sonra serbest kaldı. Çevikol, bu yola nasıl girdiğini, nasıl "kiralık katil" olduğunu, bu uğurda kaybettiklerini, içinde bulunduğu insanlık trajedisini tüm samimiyetiyle anlattı. Bir insan başka birini öldürmeyi nasıl, hangi psikolojiyle kabul eder, hiç mi korkmaz? Onların hayatı her zaman çok merak edildi, filmlere konu oldu. Şimdi ilk kez geçmişinde "kiralık katillik" yapmış biri yaşamını açıyor...Çevikol bu röportajı yapmayı neden kabul ettiğini şöyle anlatıyor: "Bir tetikçinin sonunun ne olduğu bilinsin. Yaptıklarımın en büyük cezası evladımın öldürülmesi korkusuyla yaşamam. Oğlumu öldürürler diye korkudan hayatımı yaşayamıyorum. Yaptıklarımın en ağır cezası bu oldu benim için. Bu işe niyetlenen pek çok gence yaşadıklarım ibret olsun."Amacımız bir insanın nasıl bu yola girdiğini göstermek ve vardığı sonu anlatmak. Bu yüzden, Çevikolun olayları anlatırken verdiği bazı isimleri baş harfleriyle kullanmayı tercih ettik. Çevikol istendiği takdirde savcıya da bu isimleri verebileceğini söyledi.İşte kendi ağzından, hayatı trajediye dönmüş bir insanın yaşadıkları, hissettikleri, düşünceleri... Atanur Çevikol, Kars doğumlu, 35 yaşında. Bugüne kadar çok sayıda kişiyi para için vurdu, bir kişiyi de öldürdü. Defalarca cezaevine girdi. "Katil oldum ama para alamadım" Karslıyım. 35 yaşındayım. İki çocuğum var. Böyle.. Kimsiniz siz? Kırsal kesimden gelip yoksul olduysanız, yanlış kişilerle tanıştıysanız... Gençliğimi kendi ellerimle bitirdim. Şimdi benim adım çıktı. Bir kere tanındım. Sırtımda bir "kiralık katil" imajı var. Şimdi bana 16-17 yaşında çocuklar geliyor, "Abi bize de iş bul" diye. Adam vurmak istiyorlar. Nasıl tetikçi oldunuz? Para kazanabileceklerini, birkaç iyi iş yaparlarsa mafya tarafından işe alınacaklarını, bir yerlere geleceklerini zannediyorlar. Bir takım elbise giymek, altına araba çekmek, cebinde 500 dolarla gezmek çok çekici. Ama bu yolun nasıl bir yol olduğu benim halimden belli. Para kazanabileceğimi düşündüm, adam yaraladım, katil oldum ama para filan alamadım. Ailemi kaybettim. 20 yıllık evliyim, karımdan ayrıldım. Çocuklarımın yüzüne bakamıyorum katilim diye. Çocuklarımın geleceğiyle oynadım. Onlar derse giriyor, öğretmenleri veya arkadaşları "babanız öğretmen katili" diyorlar. Bu yüzden okuyamadılar. Bir kere bu işe bulaştınız mı, kurtulmanız zor. Bana cezaevinden çıktığımdan beri o kadar çok teklif geldi ki... Bir kere tanındınız mı, kurtulamıyorsunuz. Ben televizyonlara çıkarım gerekirse, çıkar anlatırım. Gençler para kazanacağım diye bu işlere karışmasınlar. Bu işin sonu para pul değil, rezillik. Çocuklarınızın gözünde "kiralık katil" damgası yiyorsunuz. Yemin ediyorum, 1997den beri hiç gülmedim. Önceden en azından evimde soğan ekmek yiyordum. Şimdi ailem de kalmadı. Neden istiyorlar böyle bir şeyi? Karsta abim ve arkadaşları bir kavgaya karışmışlardı. Orada bir yaralama olayı olmuştu. Ben suçu üzerime aldım. Aslında vuran ben değildim. Ama vuran ortaya çıkmayınca, abimin olayı diye kabullendim. 11 ay yattım. İlk sabıkanızı ne zaman aldınız? "Cinayet için beni tutan adam serbest, savcılar isterse anlatırım" Evimi İstanbula getirdim. Bakırköyde B.A.nın otomobil galerisinde çalışıyordum. Otomobil alım satımı yapıyordum. Paraya ihtiyacım vardı. Cebime 500 milyon koyup "şunu vur" dediklerinde yapıyordum. Nasıl olsa ölmüyorlar diye düşünüyordum. Orada çalışırken, B.A. sürekli "Amcamın hanımı Şehnaz Aras, şöyle, böyle, boşanmak istiyor. Amcam çok zengin" gibi konular anlatıyordu. Bu arada, orada şoförlük yapan M.T. adlı arkadaşa "Arabayla yengeme çarpıp öldürür müsün?" teklifinde bulunmuş. O da kabul etmemiş, bana anlattı bunu. Sonra B.A. beni odasına çağırdı. "Sen yapar mısın?" diye sordu. "Nasıl olsa eski sabıkalı, zor durumda, ihtiyacı da var, biz buna bunu yaptırırız" diye düşünmüşler. Bunu anlattılar. Galerinin sahibi bana "Amcam karısını öldürtmek istiyor" dedi. Cezaevinden çıktıktan sonra ne oldu? Bana öyle söylediler. Galiba bir para meselesiydi. Ama öyle namus olayı filan kesinlikle yoktu. Kadının kocasıyla hiç konuşmadım. Hep yeğeni, yani B.A. istedi bunları benden. Sonra düşündüm, belki kocanın ilgisi yoktu, bilmiyorum. Çünkü yeğeni böyle bir tezgahla, amcasını karısını öldürttü gibi gösterip suçlu durumuna düşürüp paralara kendisi konabilirdi. Böyle bir plan da yapmış olabilir. Çünkü ben yakalanınca, amcasını suçlamamı istedi. Onların yazdığı ifadeyi de imzaladım. Şimdi öldürdüğüm kadının kocası Mehmet Aras cezaevinde. Ama yeğeni, yani öldürmem için beni tutan kişi serbest. Savcılar isterse bunu da anlatırım. Kendisinden boşanmak istediği için eşini mi öldürtmek istiyormuş yani? 250 bin dolar nakit para, ev ve araba için anlaştık. Bunları verecek güçleri de vardı. Bunun karşılığında rahmetli öğretmen Şehnaz Arası, ablası Ayşe Berberoğlu ve rahmetlinin avukatını öldürecektim. Cezaevindeyken ayda 200-300 milyon verdiler ama sonra dedikleri hiçbir şeyi ödemediler. Ne kadar aldınız bunun için? "Bu kadını yoldan çıkaranlar onlar" diyorlardı. Ama daha sonra paraları vermediler bana tabii. Her şeyi de hesaplamıştı. Alacağım ceza 12 sene olacaktı. Bazı devlet adamlarını araya sokup cezamı azaltacaklarını söylediler. Her şeyi düşünmüşlerdi. Üç ay sonra karar verildi. Onları neden öldürecektiniz? Üç ay konuştuk, sonra aklıma yattı. Üç ay pazarlık mı ettiniz? "Üç kişiyi öldürecektim, sadece birini bulabildim" Ben kadını tanımıyordum. Bana biri kadını gösterecekti. 9 Ekim 1997 günü akşam buluştuk. Bir araba kiralandı. Ya Doğan ya Şahindi. Beyazdı. Kadıköyde bir işhanının önünde buluştuk. N.E. adlı bir adam beze sarılmış bir silah ve bir kutu mermi verdi. "Gazanız mübarek olsun" dedi. Arabanın içinde yeğen, şoför ve ben vardım. "Yarın sabah buluşup bu işi yapacağız" dediler. Silah arabada kaldı. Eve gittim. Nasıl planladınız cinayeti? Hiçbir şey düşünmedim. Karımla, çocuklarımla vedalaşmadım. Sadece Allahıma yalvarıyordum "Bu işlere nasıl bulaştım" diye... Gece neler düşündünüz, yattığınızda uyuyabildiniz mi? Sabah 8.00de dükkana gittim. Oradan rahmetlinin ablası Ayşe Berberoğlunun evine gittik. Önce onu öldürecektim. Ama evde bulamadık. Sonra Kadıköy Adliyesine gittik avukatı öldürmek için. Ama avukatın yurtdışında olduğunu öğrendik. Sonra rahmetlinin okuluna, Özel Doğuş Lisesinin önüne gittik. Okulun dağılma saatiydi. Kadın çıktı. Arabasıyla hareket edince, bana gösterdiler. "Peki abi" dedim. Yağmur yağıyordu. Arabadan indim. Bana doğru geliyordu. Ateş ettim. Sonra yürüyerek 100-150 metre ileride olan arabaya gittim, bindim. 50 metre sonra indim çünkü şoför panik olmuştu. Hareme gitmesini söyledim. Sonra dolmuşa bindim ve Hareme gittim. Cinayet günü neler oldu? "Silahı ateşlerken elim titremedi, o anda sanki donmuş gibiydim" Silahı bir havluya sarıp oradaki bir evin yanına bıraktım. Sonra Hareme gittim. Şoförle konuşup ayrıldık. Silahla mı bindiniz dolmuşa? 500 tane öğrenci var efendim. Nasıl görmez? Okul dağılmıştı. Bütün öğrenciler gördü. Sizi görenler oldu mu? Eli titremek değil de, o anda donmuş gibiydim. O anı anlatmak çok zor. Bir şey hissedemiyorsun. Yaşamak lazım. Ama kafam donmuş gibiydi. Çocuklarımın geleceğini düşündüm. "Bu işe nasıl bulaştım?" diye düşündüm. Cinayet anında ne hissettiniz, korku, pişmanlık olmadı mı? Eliniz titremedi mi? Dediğim gibi Haremde şoförle konuştum. Sonra hiçbir şey olmamış gibi eve gittim. Televizyonda olayı gösteriyordu. Seyrettik. Hiçbir şey söylemedim. Bazen televizyonda gösterince evden çıkıyordum. Ertesi gün gazeteleri aldım. Haberleri okudum. "Olayın failleri yakalanamadı" diyordu. Bir süre ortadan kaybolmak için ablamın yanına, Ispartaya gittim. Televizyonda adım geçince otobüse binip İstanbula geldim ve teslim oldum. "Bu olayı ben yaptım efendim" dedim. Beni kiralayan adamın tuttuğu avukat bana ifade vermeyeceğimi, onların yazdıklarını imzalayacağımı söyledi. İfadeye kocasının yeğeni olduğumu, sokakta karşılaştığımızı, yüzüme tükürdüğü ve bana "Sizi boynuzladım. Gene boynuzlayacağım" dediğini, sinirlenerek öldürdüğümü yazmışlardı. İmzaladım. Halbuki, kadının hiç suçu yok. Öyle bir şey demedi. Kadını tanımam bile. İlk kez öldürdüğüm an gördüm. Olaydan sonra ne yaptınız? "O tetiği aslında kendi kafana sıkıyorsun" Geçmişte çok adam vurdum. A. Otomotivin sahibi M. A. diye bir adamı vurdum mesela. Bu M.A. olayları filan hep faili meçhul yani. Faili yakalanamadı. İhtiyacım vardı. Cebime 500 milyon koyuyorlardı, vurdurtuyorlardı. A.Y. diye bir öğretmeni ayağından vurdum mesela. Niye vurduğumu bilmiyordum, para veriyorlardı. Ama şimdi bunu yapanları televizyondan görünce çok üzülüyorum. Gencecik insanları böyle kullanıp katil yapıyorlar. Onlar da para kazanacağım umuduyla bunu yapıyorlar. Bu kişileri vuranların hiçbirinin vurdukları kişilerle bir ilgisi yok. İleride neler çekeceklerini ben biliyorum. Çok acı şeyler yaşıyor insan. Son zamanlarda ünlüler hep ayaklarından vuruluyor. Kaya Çilingiroğlu, dansöz Asena... Ne düşünüyorsunuz bunları gördüğünüzde? Olmuyor ama insan öyle bir çaresizlik içine giriyor ki... Kaybedecek hiçbir şeyin yok ve bazı insanlar seni kullanıyor. Nasıl olsa ölmeyecek, bari ailemi kurtarayım diyorsun. Bu böyle bir çaresizlik. Ama her gariban da katil olmuyor. Kolay değil mi sizce! Ben şimdi bu haldeyim, birisi gelip bana dese ki, "Gel bunu yap". Ki defalarca dediler de. Bu kadar çaresizlikle, elime bir silah verseler, bir tane de adam gösterseler, cebime de 500 bin dolar koysalar harbiden öldürmez miyim! Bir düşünün. Ama ben ailemi kaybettim, bunları yaşadım. Artık bu teklifi yapanı vururum. Yapacak olsam, ben bunları zaten size anlatmazdım. Türkiyede birini öldürmek için adam kiralamak çok kolay bir şey mi? 5 bin dolara, 10 bin dolara adam öldürüyorlar efendim. İnanın 200 milyon liraya belden aşağıya vurdurtabileceğiniz insanlar var. Peki birini öldürtmenin bedeli nedir? Çok kişiden aldım. Ama ben yapmıyorum. Çünkü anladım ki o tetiği aslında kendi kafana, ailene sıkıyorsun. Cezaevinden çıktıktan sonra kaç kişiden cinayet için teklif aldınız? "Ben hapse girerim ama ailemin hayatı kurtulur diye düşündüm" Siz hiç tehdit edildiniz mi? Siz hiç çaresiz, parasız pulsuz, ailenize bakamayacak durumda kaldınız mı? Bana "Bunu yapacaksın, zaten sabıkalısın" dediler. Düşündüm ki, bunu yaparım, cezaevinde yatarım ama ailemin hayatı kurtulur. Eşime hiçbir şey söylemedim. Hangi ruh haliyle, nasıl bir düşünceyle, para için birini öldürmeyi göze alabildiniz? 5,5 yıl. İlk önce idam cezası aldım. Sonra müebbete çevrildi. Sonra infaz yasasından yararlandım. Cinayetten sonra ne kadar yattınız? Efendim bence zaten devletin verdiği ceza önemli değil. Asıl cezayı bana Allah verdi. Artık her şeye tövbe ettim. Tek korkum, kendi canımdan da geçtim, oğlumu öldürürler diye korkuyorum. Oğlum 17 yaşında, kızım 18. Kıza tetik kalkmaz ama oğlanı öldürürler diye hayatımı yaşayamıyorum ben. Aldığım en büyük ceza, evladını kaybetmek korkusuyla yaşamak. Allah şahidim olsun; cezaevinde hep namaz kıldım, dua ettim, affeder mi Allahım diye. Samimi fikrinizi merak ediyorum. Sizce bir cinayetin bedeli olarak 5,5 yıl az değil mi?