Pazar Onu dinleyenlerin yüzde 80’i iş buldu

Onu dinleyenlerin yüzde 80’i iş buldu

30.06.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Onu dinleyenlerin yüzde 80’i iş buldu

Onu dinleyenlerin yüzde 80’i iş buldu





İstanbul’dan otobüse biniyorsunuz. Siz Ankara’ya gittiğinizi düşünüyorsunuz. Ama Bolu taraflarında bir yerde şoför ‘in’ diyor. Bir anda dağ başında kaldınız. İşten atılmak böyle bir şey. Otobüs diğer yolcularla gidiyor. Herkes size bakıyor. Çok yalnız, kötü hissediyorsunuz. ‘Niye ben?, Şimdi hangi otobüse bineceğim?’ diye düşünüyor ve gelen her otobüse el sallıyorsunuz.
Yanlış! Her otobüs size uygun değil. CV’nizde hiç düzeltilemeyecek hatalar yapabilirsiniz."

Türkiye’nin en eski kariyer danışmanlık şirketi E&E Group’un Genel Müdürü Kıvanç Ersöz böyle diyor. 35 yıllık Amerikan şirketi DBM’in (Drake Beam Morin) Türkiye temsilcisi... DBM kariyer danışmanlığı programlarını Türkiye’nin de dahil olduğu toplam 45 ülkede uyguluyor. Ersöz de 1996’dan beri bu şirketin temsilcisi olarak Türkiye’de firmalara kariyer danışmanlığı hizmeti veriyor.
Bugüne dek birlikte çalıştıkları 250’yi aşkın şirketten 40 tanesine kariyer danışmanlığı hizmet vermiş E&E Group. Yöneticilerini işten çıkarmak zorunda kalan bir şirket E&E’ye gidip onlara iş bulmalarında yardımcı olacak bir eğitim programı istiyor. Krizin ardından E&E’den danışmanlık hizmeti alan 250 yöneticiden yüzde 80’i iş sahibi olmuş!

Bir aday iş görüşmesinde öncelikle nelere dikkat etmeli?
Kendi özelliklerini, becerilerini anlatmalı. Ama bunu "iş arıyorum" der gibi yapmamalı. Ne sattığını söylemeli. Bence iş arayan pek çok insandaki en büyük eksiklik bu. Ne sattıklarını tam olarak söyleyemiyor. Para eden ne var? Biz bunu öğretiyoruz.

İş görüşmesinde nasıl davranılması gerektiği ile ilgili ipuçları verir misiniz?
Mesela "Önceki işinizden niye ayrıldınız?" sorusu hep zordur. İşten atılan kişi hep bunu saklama eğiliminde. Oysa bunu saklamaya gerek yok. "Şirketimdeki küçülme nedeniyle işten çıkartıldım" denmeli. Türkiye’de bu kadar çok işsizin olduğu bir dönemde bu çok normal. Eskidendi o "işten atılan adamın mutlaka bir problemi vardır" dönemi.

Başka ne gibi hatalar yapılıyor?
Özgüven eksikliğinin karşınızdakine aksetmesi çok büyük bir problem. Omuzlar düşer, gözlerin parlaklığı gider, göz kapakları düşer. Kişinin konuşması ağırlaşır. Sorulara net cevap veremez.

Şu anda Türkiye’de ne kadar işsiz olduğunu düşünüyorsunuz?
2 milyon kadar işsiz vardı. Krizden sonra herhalde 4 milyon civarındadır. Düşünsenize biz krizin ardından işten çıkarılan 2 milyon kişinin yalnızca 2 binini bu programa almışız. Gelişmiş ülkelerde bu sistem işten atılan hemen herkes için işliyor.

ABD ve Avrupa’da kaç, Türkiye’de kaç iş kolu var?
Bildiğim kadarıyla ABD’de 40 bin iş kolu var. Türkiye’de ne kadar olduğu bile belli değil. Böyle bir istatistik yok. Ama 5 binin üzerinde olduğunu zannetmiyorum! Orada uzmanlık önemli, bizde herkes her işi yapıyor.

Kaç çeşit programınız var?
İş bulma, iş kurma ve aktif emeklilik eğitimi veriyoruz. İşten ayrılanların önünde bu üç seçenek var.

Aktif emeklilik programı mı? Ne anlatıyorsunuz?
24 saatlik bir gün, yaratanın hepimize eşit verdiği tek şey. Bu 24 saatin 12 kadarı işe ve işle ilgili şeylere gidiyor. Yani işe ayırdığınız 12 saat hayattan keyif alabilmeniz çok önemli. Emekli olunca hayatınızda bir anda 12 saatlik bir boşluk oluyor. Neyi, nasıl yapacağını bilemiyorsa beş sene içinde ölüyor insan. Bu istatistiki bir bilgi. Beynin böyle bir rolü var. İşe yaramayan bölmeleri kapatıyor. Beyne işin bitmediğini anlatmak gerek. Program bunu içeriyor. Biz bu programı Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na, albaylara, yarbaylara ve astsubaylara veriyoruz.

Ne kadar ücret alıyorsunuz?
Şirketlerinden, programa katılan yöneticinin yıllık brüt gelirinin yüzde 10’u ila 17’si bir ücret alıyoruz. Dolayısıyla bu, yöneticilerin tek başına katılabilecekleri bir program değil.

İşten atılan yöneticilere nasıl bir program sunuyorsunuz?
Bu binada bir ofisimiz var, Herkes günde bir-iki saat gelip burayı kendi ofisi gibi kullanıyor. Kravatlarıyla, takım elbiseleriyle geliyorlar. Bilgisayarları var, iş görüşmelerini yapıyorlar. Toplantı odası, kütüphane var, sekreter var, not bırakabiliyorlar, notlarını alıyorlar, CV’lerini yazıyor, çoğaltıyorlar. Birbirleriyle tanışıyorlar, telefonlarını ediyorlar, interneti kullanıyorlar. Ama bu tabii yalnızca yöneticiler için bir program.

Peki daha alt düzey çalışanlar?
Yöneticilerle yaptığımız programlar bir aydan 12 aya, işe girene kadar sürüyor. Beyaz ve mavi yakalılar için grup programlarımız var. 10-15 kişilik gruplara otellerde ve toplantı salonlarında 2 ila 5 günlük eğitimler veriyoruz.

Neden şirketler ceplerinden para ödeyip işten attıkları adamlara iş bulmaya çalışıyor?
Birinci neden sosyal sorumluluk. O kişi sizin şirketinizde 30 senedir çalışıyor. Size güvenmiş, taksite, borca girmiş. Hiç başka şirketlere başvurmamış ve siz bu insanı kapının önüne koyuyorsunuz. Bu adamı Titanik’ten sandalsız atmak gibi. Hiç olmazsa bir sandal, can yeleği vermeniz lazım ki adaya kadar gidebilsin. Tabii bu sosyal sorumluluk aynı zamanda şirket-marka imajı ve verimlilik olarak size geri dönüyor. Geride kalanlar da iyi bir yerde çalıştıklarını düşünüyorlar. "Demek bir gün beni de atsa adam gibi atacak" diyorlar. Adamı alırken kral gibi alıyorsunuz ve tekmeyle atıyorsunuz. Bu doğru değil.