Pazar Özgür internet için sokağa!

Özgür internet için sokağa!

15.05.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

22 Ağustos’ta yürürlüğe girecek internet yönetmeliğine karşı bugün pek çok şehirde gösteriler düzenleniyor.

Özgür internet için sokağa

BTK’nın şubat ayında “Güvenli İnternet Hizmeti” adı altında yayımladığı ve 22 Ağustos’ta uygulamaya koyacağı yönetmeliğe karşı tepkiler dinmek bilmiyor. Bugün Türkiye’nin 30’dan fazla şehirinde, Köln, Amsterdam ve Viyana’da “Sansüre Karşı Yürüyüş” eylemi var. Hepsi saat 14.00’te başlayacak. Türkiye’de internetle ilgili düzenlenen en büyük eyleme binlerce kişinin katılması bekleniyor.
Biz de yürüyüşü organize eden ekipten Erdem Dilbaz, yürüyüşe destek veren sitelerden Ekşi Sözlük ve Bobiler’in kurucuları ile konuştuk. 22 Ağustos’tan sonra başımıza neler geleceğini sorduk. Uluslararası platformda bilişim hukuku alanında çalışan İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç Dr. Yaman Akdeniz ise meseleyi bilişim hukuku açısından değerlendirdi.

İnternete sehven giriyoruz!
Bu, ilk protesto değil. Geçen yıl yine Taksim’de Özgürlüğümüze Tıklamayın pankartlarıyla yürünmüştü. Bu yılın sloganları ise şöyle: İnternete sehven giriyoruz! / Zalimin zulmü varsa, sehvenin Allah’ı var! / Çocukları filtre değil aileleri korur / BiTiK İNTERNET / Artık Youtube sana da yasak! / Filtre seti: Çocuk ölümlerine-Töre cinayetlerine vb... filtre! / Hüseyin Üzmez de Haydar mı üzer? / Hüseyin Üzmez: “Ben de çocuk paketi kullanıyorum.” / TİB’siz İnternet

“Bu donanım MSN’deki konuşmaları da tutabilir”
Ozan Tüzün (bobiler.org)

* Benim evime saçmasapan bir sebeple polis gönderildi ve polisler evdeki bilgisayarları alıp gittiler. Sonra suç vs. olmadığı için olay kapandı; gözdağı olarak kaldı. Yeni duydum ki aynı durum İnci Sözlük yöneticisinin başına da gelmiş. Yani olay sadece internetteki 60 bin sitenin keyfi olarak kapatılmasıyla da kalmıyor; bir de üstüne başka yollarla da sıkıştırılıyorsunuz.
* BTK şeffaf bir kurum değil. 22 Ağustos’tan sonra elindeki güç çok daha artacak. Şeffaf olmadığı için hangi siteyi neden kapattığının bilgisine ulaşamıyoruz. Neden kapatıldığını bilmediğiniz siteyi de açtırtamıyorsunuz. Kimse soru soramıyor, kimseye yazılı belge verilmiyor. Artık daha fazla içerik bloklanacak, bu sorunlar daha da büyüyecek. Artık site bazlı değil, kelime bazlı filtreleme de yapabilecekler; bunun altyapısı da hazırlanıyor. Kullanıcılar bu donanımın sadece siteleri hedef aldığını düşünmesinler; insanları da hedef alabilir. Sizin MSN’deki konuşma kayıtlarınızı da tutabilir. Ne yapabileceğini, gücünü bilmiyoruz. Varsayalım BTK’ya ve mevcut çalışanlarına güvendik. Bundan sonra o göreve gelecek kişilere nasıl güveneceğiz? Ya bu gücü suistimal ederlerse?

“Adamlar kafalarına göre site kapıyorlar”
Sedat Kapanoğlu (eksisozluk.com)
* Güvenli internet kullandığını sanan insan “çocuk istismarı”, “bilgisayar virüsü”, “dolandırıcılık”, “hacking”, “bilgi sızdırma” gibi pek çok sıkıntıdan kurtulduğunu zannedecek. Halbuki bu sorunların tamamı “güvenli” denen bu düzenleme dahilinde de mümkün. Sözleşmede size “Güvenli internet ister misiniz?” diye sorulduğunda kim “Yok, güvensizini alalım” der? Güvenli isteyen de otomatik “aile paketi” denen pakete dahil edilecek. Amaç yeni ve bu konuda bilgisiz internet abonelerini “güvenli” kisvesi altında bilgiye erişimi kısıtlı, muhalif düşünceden uzak kitlelere dönüştürmek.
* BTK’nın mahkeme kararı olmadan site erişime engelleme yetkileri elinden alınmalı. Adamlar hakimi oynayıp kafalarına göre site kapıyorlar. On binlerce siteden bahsediliyor ve biz durumun vahametini ancak Ekşi Sözlük listeye sehven girince öğreniyoruz. Çünkü neyi kapattıklarını söylemiyorlar. Mahkeme kararıyla tek bir içerik için tüm siteye erişimin engellemesi gibi orantısız uygulamaların da bitmesi lazım. Artık çocuklarımızı BTK denen devlet kreşine emanet edeceksek onun da acilen şeffaflaşması lazım.

Haberin Devamı

“22 Ağustos’tan önce bu yılanın başını ezeceğiz”
Erdem Dilbaz (Organizasyon ekibinden)

* “Çocukları koruma” adıyla bu yasaları çıkartmaya başladık biz. Tüm dünyada da hemen her devlet çocukların güvenliğini öne sürerek bu tip uygulamarı halka empoze etmeye çalışıyor. Hele de Türkiye’de çocuklara tecavüz ediliyor, çocuklar öldürülüyor, çocuklar çalıştırılıyor ve bu çocukların hiçbirine sürdürülebilir eğitim sağlayamıyorken gelip internette çocukları korumaya vardırıyorlar işi. Bu uygulamalarla ailelerin evlerine giriliyor, çocuklarının nasıl yetişeceği kontrol altına alınmak isteniyor. İnternette onlarca ücretsiz yazılım var; aileler indirir kullanır çocuğunu korumak için ama nafile. Ne BTK’ya ne hükümet ne Meclis’e işlemiyor bu hayasızlıklarının yüz kızartıcı sonuçları.
* 22 Ağustos’tan önce bu yılanın başını ezeceğiz. Böyle haksız hukuksuz; kendi yemediğini yasaklayan, izlemediğini kapattıran, içmediğini döktüren zihniyetine daha fazla tahammül edemiyoruz. Ve evet, ihtiyaç var; devam edeceğiz!

“Yapılmaya çalışılan bir sansür altyapısı çalışması”
Yaman Akdeniz (Bilgi Üniversitesi)

* Tabii ki suçla mücadele edilmeli ama gerek erişim engelleme gerekse filtreleme suç işlenmesini önleyici tedbirler değildir. Suçla mücadele edebilmek için Türkiye’nin suçlularla mücadele etmesi gerekir. Bizdeki sistemde suçlular bulunamadığı için her defasında kullanıcılar cezalandırılıyor. YouTube ve Blogspot’ta olduğu gibi... Bu çözüm değil ve sadece sansür olarak tanımlanacak bir uygulama. Zaten bu yüzden beş farklı başvuru AİHM’e ifade özgürlüğü iddiaları ile taşındı.
* Devletlerin içeriğe müdahale etmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Ama çocukların korunması için politikalar geliştirilebilir, hatta filtreleme yazılımları da kullanılabilir. Fakat bu kullanım bireysel bilgisayarlar üzerinden yapılmalıdır. Geliştirilecek politikaların yetişkin ve çocuk kullanıcılar açısından farklı olması gerekir.
* Servis sağlayıcı şirketler bu seçimleri dayatmadan, zorlamadan müşterilerine yazılım olarak sunabilirlerdi ve sunanlar da var zaten. Araya devletin ya da BTK’nın girmesini gerektirecek hiçbir şey yoktu. Zaten bu sisteme duyulan acil ihtiyacın da ne olduğu tam belli değil. Ben o bakımdan yapılmaya çalışılanı bir sansür altyapısı çalışması olarak değerlendiriyorum.
O bakımdan bu yürüyüşlere herkesi davet ediyorum.