Pazar Peki ama kim onlar?

Peki ama kim onlar?

11.11.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Onları tanımıyoruz ama gazete köşelerinde isimleriyle sık sık karşılaşıyoruz. Peki ama kim onlar? Yazı konusu olmaktan memnunlar mı?

Peki ama kim onlar

ARKADAŞLAR, KARILAR-KOCALAR KÖŞE YAZILARININ BAŞ KÖŞESİNDE...
Peki ama kim onlar?

Onları tanımıyoruz ama gazete köşelerinde isimleriyle sık sık karşılaşıyoruz. Peki ama kim onlar? Yazı konusu olmaktan memnunlar mı?

TUBA AKYOL

Serdar Turgut’un Rana’sı, Ayşe Arman’ın Zafer’i, Nur Çintay’ın "kocam"ı var. Hıncal Uluç, Ertekin’e gidiyor daima; bir de Yasemin diye birinden söz ediyor. Kanat Atkaya, Riko ve Topesto’yu anlatıyor. Selahattin Duman’ın en az kendisi kadar eğlenceli arkadaşı Kemal, bizi onun aracılığıyla güldürüyor. Sarıkız "birinci koca"dan sevgiyle, ikinciden "iblis" diye söz ediyor. Perihan Mağden’in yazılarında ise Elçin, Fulya gibi isimler geçiyordu.
Kim bunlar? Niye gazete köşelerinde
bir görünüp bir kayboluyorlar? Yazı konusu olmaktan memnunlar mı acaba?

Göbekli kel adamın çarşafları leopar desenliymiş, öyle mi?
Ayşe Arman’ın Hürriyet gazetesindeki yazılarını okuyanların, "göbekli kel adam"ı tanımaması mümkün değil. Zafer Acar, Ayşe Arman’ın kocası. İlişkileri Arman’ın köşesinden neredeyse naklen yayınlanıyor. Şiddetli bir tartışmanın ardından şimdi Nepal’deler mesela.
İş makineleri ithalatı ile uğraşan Acar bu yazılardan rahatsız değil. Ama Aktüel dergisi için Ayşe Arman’a verdiği röportajda "Bir iş toplantısına gitmişim mesela, kamyon ihalesi ya da bir hafriyat işi, odadakiler gülerek ‘Çarşaflarınız leopar desenliymiş, öyle mi?’ diyorlar" diye sıkıntılarını anlatıyor.

Türkan Şoray’ı da anlatıyorum eski kocalarımı da..."
Sarıkız, Milliyet Cumartesi’de zaman zaman kocalarından bahsediyor. "Bunları yazıyorum çünkü gelen mesajlar birçok kadının benzer şeyler yaşadığını gösteriyor" diyor Sarıkız.
Sarıkız’ın yazılarında
sıkça bahsi geçen ilk kocanın gazete ve dergi okurlarının yakından tanıdığı gazeteci Arda Uskan olduğu söyleniyor. Şu anda Aktüel Dergisi’nde Varyete bölümünü hazırlayan Uskan, Andon’un işletmeciliğini de yapıyor.
Sarıkız’ın yazılarında "İblis" diye söz ettiği ikinci kocası Bahattin Bey ise "Adımın bu şekilde kullanılmasından dehşete kapılıyorum. Hâlâ evliyiz, üç senedir birbirimizi hiç görmedik. Dehşetle izliyorum. Polemiğe girmek istemiyorum" diye dile getiriyor tepkisini.

Okul yıllarından bu yana yakın arkadaşlar...
Bir süre öncesine kadar Radikal’de köşe yazan Perihan Mağden’in de yazılarında isimler vardı: Murathan, Yıldırım, Elçin, Fulya... Murathan Mungan’ı ve Yıldırım Türker’i herhalde herkes tanıyor. Elçin Yahşi, Vizyon dergisinin genel yayın yönetmeni. Yahşi ve Mağden Robert Kolej yıllarından beri arkadaşlar.
Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü mezunu olan Fulya Erdemci ise Bilgi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi. Şu sıralar Karşı Sanat Çalışmaları’nın, biraz da bienale karşı bir etkinliği olan "Pişmanlıklar, Hayaller, Değişen Gökler" sergisinin küratörlüğünü yapıyor.

Ben krallarla hapis yattım. Alem tanır benim sakalımı"
Kanat Atkaya, Hürriyet gazetesindeki yazılarında sık sık bahsi geçen Riko ve Topesto’nun gerçekten de var olduklarını söylüyor. "Anlattıklarımın da bir bölümü gerçek ama arada yazının ya da konunu gidişine göre bazı sapmalar oluyor. Bazen söylemek istediğim bir şeyi, onlara söyletiyorum" diyor. Ancak Atkaya onların gerçek kimliklerini açıklamıyor. Konuşursa onu vuracaklarını, en azından şiddet uygulayacaklarını söylüyor.
Takdir edersiniz ki benzer bir kaygıyı biz de paylaşıyoruz. Topesto hakkında zaten en ufak bir bilgimiz yok, belki Kanat hâlâ "Mavi Ay"ı izliyor, oradaki Bayan Topesto’yu yazıyordur. Riko’ya gelince... "Ben krallarla hapis yattım! Alemler tanır benim sakalımı" diyen birinden biz de korkuyoruz. Riko şu sıralar batug.com’da düzensiz aralıklarla yazıyor ve serbest gazeteci olarak çalışıyor. BBC Türk’te sesini duyabilirsiniz. Sesi pek karizmatik.

İş için Yasemin dışında bir ulaşım ve iletişim yoktur"
Hıncal Uluç, Sabah gazetesindeki köşesinde "Ev telefonum evimin bir parçasıdır, yani özel yaşamımın. İş için evime bırakılan notları yok sayıyorum" diyor ve ekliyor: "İş mesajları için bu köşede her gün açıklanan numara ve Yasemin dışında bir ulaşım ve iletişim yoktur."
20 yıldır Hıncal Uluç’un asistanlığını yapan Yasemin Sayın ilk kez kendi adını gazetede gördüğünde çok sevinmiş, heyecanlanmış. "Hıncal Bey bana değer verdiği için adımı yazıyor diye düşünüyorum. Bizim baba-kız ilişkimiz var. Beni onore ediyor" diyen Sayın’ı okurlar da yakından tanıyor. "Bana ‘Siz Yasemin Hanım mısınız?’ diyorlar. Yazıları okuyanlar beni ismimle tanıyor."
"Ertekin’in yeri bir ara tıklım tıklım doldu. Efes maçından çıkan gençler Ortaköy’e inmişler, hocayı (Fatih Terim) görünce içeri dalmışlar."
Uluç’un yazılarındaki "Ertekin’in yeri" ise Ortaköy’deki Cafe des Theatres adlı kafe, Ertekin de bu kafenin sahibi... n

Altaylı’nın Hande’si...
Fatih Altaylı da birkaç yıl önce Hürriyet’teki yazılarında karısı Hande’den söz ediyordu. 1991 yılında Galatasaray Cemiyeti’nin bir gecesinde tanışan, 1994’te evlenen çiftin Zeynep adında bir kızları var.

15 dakika içinde üç kez Rana’yı boğarak öldürmeyi hayal ettim"
Serdar Turgut’un Hürriyet’teki yazılarında ona türlü işkenceler eden, saçm sapan kadınca lafları ile onu çılgına çeviren bir kadın var; karısı Rana. Futbol maçları sırasında soruları ile Serdar Turgut’un sabrını taşırıyor, trafikte 30’la giderek tüm sürücüleri hasta ediyor bu kadın.
"Evden taşınma hazırlıklarına başladık. İlk 15 dakika içinde Rana’yı tam üç kez boğarak öldürmeyi hayal ettim. Bu taşınma işi 15 gün kadar süreceğine göre, ya o yaşama veda edecek ya ben tımarhaneye gideceğim."
Gerçek hayatta ise karısı Rana’yı boğarak öldürme hayalleri kurmuyor Serdar Turgut. Milliyet Pazar’daki röportajında "Benim gibi bir adamın Rana gibi güzel bir karısı olacağını beklemiyordunuz, di mi?" diye soruyor. Mimarlık yapan Rana Turgut ise "İnsanlar benim Serdar’ın karısı olduğumu öğrenince şaşırıyorlar; cadaloz birini bekliyorlar. Özellikle kadın okurlar beni çok merak ediyor" diyor.

Fener kurtulmak için Sütaş’ın siyah ineğini transfer etmeli
Selahattin Duman’ın Sabah gazetesindeki yazılarında, en az onun kadar esprili biri var: Kemal. Fotomaç’ta köşe yazarı olan Kemal Yıldırım ile Selahattin Duman yakın arkadaşlar. Selahattin Duman’ın işyerindeki odasında sık sık maçları -ve reklamları-birlikte izliyorlar.
"Kemal, Sütaş reklamına çıkan siyah ineği çok seviyor. Hani futbol maçı yapan Hollanda inekleri var ya. Reklamın sonunda siyah olanı kafayla gol atıyor. Kemal’e göre bu inek Hakan Şükür’den sonra Türkiye’nin topa en iyi kafa vuran futbolcusu ve Fener’in kurtuluşu için onu transfer etmeleri şart."

Bir okur, yazımdaki E.A.’yı patronum Ercan Arıklı zannetti"
Aktüel ve Vizyon dergilerinden tanıdığımız Nur Çintay artık kocasından Radikal’de söz ediyor. Meşhur koca Emre Aköz, Sabah’ta köşe yazarı ve yazı işleri müdürü yardımcısı. Çintay "Yakın çevremden en çok kocamdan bahsediyorum; çünkü en yakın çevrem o" diyor.
"Hayatımdaki en mühim şahsiyet, aynı zamanda da en büyük başarım; çok uğraştım beni alsın diye. Süper yönetici (yazı yazmayı, görsel kırpmayı, ne biliyorsam ondan öğrendim), iyi sevgili, vasat koca. (Eskiden yaptığı şahane sosisli yumurtaları yapmaya ve okuyup altını çizdiği kitapları benimle daha çok paylaşmaya başladığında şahane koca olacak.) Yazılarda ‘bizim evin reisi’ ve ‘E.A.’ olarak da geçiyor. Fakat bir keresinde çok feci ağzım yanmıştı. Bir Aktüel okuru, E.A.’yı patronum Ercan Arıklı zannettiğini söyledi. ‘Nevresimleri değiştirip E.A.’nın kucağına hopladım’ tipi cümlelerimin hepsini tarihten silmek istemiştim."




PAZAR