21.11.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
50 yaşındaki Aydoğdunun kahve çekirdekleriyle tanışması ve kahveyle başlayan ünü, İtalyada iç dizayn alanında kendi şirketini kurması ve İtalyanın kahve kültürüyle tanışmasıyla başlamış. 1988de başlayan bu merak Aydoğdunun karısı Nilgünle birlikte rotasını Brezilyaya çevirmesine yol açmış. Bir yandan İtalyadan sonra geçtikleri Almanyada dekorasyon işleriyle uğraşırken, bir yandan da Brezilyada kahve üzerine eğitim gören, Pelenin fabrikasında çeşnicibaşılığa kadar yükselen Aydoğdu, başarısını bu alanda kazandığı gümüş ve altın madalyalarla taçlandırmış.Almanyadaki yabancı düşmanlığı yüzünden üç kızlarıyla birlikte İngiltereye göç etme kararını alan Aydoğdular, 11 yıldır bu ülkede ürettikleri kahvenin adını taşıyan bir kafe işletiyor.Londranın güneyindeki şirin bir banliyöde bulunan kafede İngilterede hizmet veren çift, İngiltere iç piyasasına ürün vermekle kalmayıp ABD, İsveç, Norveç, Danimarka ve Hollandaya da kahve ihraç ediyor. Ünlü futbolcu Pelenin Brezilyadaki kahve fabrikasının Türk çeşnicibaşısı Nedim Aydoğdu, Mambocino markasıyla ürettiği kahveyi dünyanın çeşitli ülkelerine satıyor. Anlattıklarına bakılırsa, markalarına adını veren Mambo, Brezilyada bir köyün adıymış. Ona cappuccinonun cinosunu eklemişler. Her çeşit kahveyi üreten girişimci çift kahvenin tarihi üzerinde de geniş araştırmalar yapmış. Birlikte kahve içme kültürünü Türklerin yarattığını belirtiyorlar. Dünyanın ilk kahvehanesinin Mısır Çarşısında açıldığına dikkat çekiyor, kahvenin Fransız ve İtalyan kültürüne sonradan girdiğini vurguluyorlar.Dükkanlarında Osmanlı motifleri kullanan Aydoğdular, Ottoman Kafe adıyla Türk kahvesi de sunuyor. Çift, bu konudaki birikimlerini fark eden BBCnin özel bir belgesel programında da kahveyi tanıtmış.Nedim Aydoğdu Türk kahvesini tanıtmak için her türlü yolu denediklerini anlatıyor. Ayrıca "Türkiyenin katıldığı her fuarda mutlaka Türk kahvesi olmalı" İtalyada Türk kahvesi yapan bir makinenin de tüm haklarını aldıklarını belirtiyor: "Şu anda Almanyada bir fuarda sergileniyor. Türk kahvesinin şeker ayarını da yapabilen bir makine bu. Ama biz burada kahveyi cezveyle yapıyoruz. Ne yazık ki dünya Türk kahvesinin Yunan kahvesi olduğunu sanıyor."Kahvenin Türkiyeden çıktığını hiç bıkmadan müşterilerine anlatan Nedim bey, Türk kahvesinden para kazanmadığını, onu tanıtmayı bir vazife bildiğini belirtiyor. Ardından sözlerini şöyle sürdürüyor: "Türkiyenin katıldığı her fuarda Türk kahvesi verilmeli. Nescafe veriyorlar. Ben fuar yetkililerine kahveyi bedavaya sunacağımı söylüyorum. Bu fuarlarda Türk kahve köşesi yapılmalı."Nedim Aydoğdu kahvenin sıradan bir içecek olmadığını, özellikle de zihin açtığını söylüyor. Türk kahvesinin dozunda içilmesi durumunda sindirime faydası olduğunu, insanı dinlendirdiğini vurguluyor. Ancak günde üç fincandan fazla içilmemesi gerektiği yolunda bir tavsiyede de bulunuyor."Biz çekirdek kahve üretiyoruz" diyor kendi kahvelerinin özelliklerini anlatırken. "Üç tane üretim noktamız var. Brezilya, Belçika ve İtalyada. Bunların reçeteleri bize ait. Çekirdek pişirilirken ben sürekli denetim yapıyorum. Sıradan çekirdek kullanmıyoruz. Benim kontrolümden geçen çekirdekler makinelere gidiyor."Aydoğdunun yeni projesi zayıflatan kahve yapmak. Bu konuda Çinlilerle birlikte çalıştıklarını ifade ediyor.