Pazar "Pembe çantalı sarışın rolü istemiyorum"

"Pembe çantalı sarışın rolü istemiyorum"

31.01.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Asteriks Olimpiyatlarda" filminde oynayan top model Adriana Karembeu: "Hep pembe çantalı sarışın rolleri teklif ediliyor. Sarışınım, pembe çantam da var ama değişik bir şeyler yapmak istiyorum"

Pembe çantalı sarışın rolü istemiyorum

axpaz031.jpg Adriana Karembeu kısa bir rolde karşımıza çıkıyor. "Asteriks Olimpiyatlarda"nın basın gösterimi ve galası önceki hafta Unifrance buluşmaları kapsamında Paris'te yapıldı. Biz de bu fırsattan yararlanarak Karembeu ile söyleştik. Avrupa sinemasının en pahalı yapımı unvanını şimdilik elinde tutan "Asteriks Olimpiyatlarda" gelecek hafta D Productions dağıtımıyla Türkiye'de gösterime girecek. Bu eğlenceli çizgi roman uyarlamasının kadrosu bir ünlüler geçidi. Jül Sezar'ı bile Alain Delon canlandırıyor. Filmin finalinde ise hoş bir sürpriz var. Top model Agecanonix ile evli olan bu kadın rolünü oynamak isteyip istemediğimi sordular. Adı bile yoktu. Ben çok tatlı ve komik olduğunu düşündüm. Asteriks'i severim. Üstelik harika bir kadro vardı. Çekimler de çok iyi geçti. İki hafta boyunca Alicante'de böyle bir yapımın nasıl gerçekleştiğini gözlemlemek çok ilginçti. Küçücük bir roldü ama benim için daha iyi, performansım nasıl diye endişelenmek zorunda değilim diye düşündüm. Hatta çekimler sırasında benden memnun kaldılar ve rolümü biraz büyüttüler! "Asteriks Olimpiyatlarda" filminde oynamayı siz mi istediniz, menajeriniz mi uygun gördü, yoksa yapımcılar mı size rol teklif etti? Üç tane film yaptım bugüne kadar. Ama bu soruya cevap vermem zor. Çünkü oyuncu olmak için kendinizi bu işe adamanız, kendinizden çok şey vermeniz gerekiyor. Ama sinema dünyasının bir parçası olmayı isterim. Bunun için arzum ve hırsım var. Yine de bir oyuncunun hayatı çok karmaşık ve karışık. Daha işin başındayım. Öğrenmekten hoşlanıyorum. Öte yandan modellik kariyerimde artık bir çıkmaz sokağa girdim. Bundan daha ileriye gidemem. Öğreneceğim bir şey kalmadı. Ve ben mücadeleyi seven biriyim. Kendime yeni bir alan bulacaksam bu bana heves veren sinema olabilir mi olamaz mı, buna karar verme noktasındayım şu an. "Asteriks" 12 yaşında okuduğum, sevdiğim bir yapıt. Bu filmde oynamak doğrusu benim için işten çok zevk oldu. Oyunculuğu meslek olarak seçmeyi düşünüyor musunuz? "Kendime yeterince güvenemiyorum" Hayır. Bu tür bir danışmanım yok. Ama her yaptığım film için bir oyuncu koçum oldu. Rollerimi onunla çalıştım. Size sinemada nasıl yol alacağınız konusunda danıştığınız, hangi rolü seçeceğinizi söyleyen ya da oyuncu koçluğu yapan biri var mı? Moda çekimi yaptığımız setle film setinin birbirine fiziksel olarak çok benzediği doğru. Ama kafanızda, bilincinizde aynı şey değil. İlk filmimdeki ilk planım bir dış çekimdi. Birden rüzgar çıktı, eteğim uçuştu, saçlarım dağıldı ve ben "Durun! Saçım iyi görünmüyor!" diye bağırdım telaşla. Oysa sinemada bu normal, öyle olması doğal ama alışmamışım. Sinemada her hareketiniz, her ifadeniz gerçek olmalı. Bir fotoğraf için nasıl hareket etmem gerektiğini net olarak biliyorum. Ama film çok farklı. Modellik yaptığınız için kameraya alışık olmalısınız. Film çekimlerini çok yadırgıyor musunuz? Evet ama cebimde bir oyunculuk diploması yok ki! Bu yüzden kendime yeterince güvenemiyorum. Ayrıca teklifler her zaman hoşuma gitmiyor. Gelen roller hep pembe çantalı sarışın rolleri! Sarışın olmadığımdan ya da evde pembe çantam bulunmadığından değil ama ben değişik bir şey yapmak isterim. Daha kalıcı işler... Zor sahneler olsun, kendimi aşayım. Menajeriniz sizi sinemaya yönlendirmiyor mu? Teklifler geliyordur... Hakiki bir sinemaseverim. Bayılırım film izlemeye. Slovakya'da tamamen içe kapanmıştık. Dışarıda olan bitenlerdenhaberimiz olmazdı. Rejimin görmemizi uygun bulmadığı hiçbir filmi göremezdik. Şimdi arayı kapatmaya çalışıyorum. Sinemasever misiniz? Bol bol film izler misiniz? Ne izlersiniz? Miloş Forman'ı çok severim! Başka sevdiklerim de var. Artık Fransızcayı iyi anladığım için Fransız sinemasını da tanımaya başladım. Kocam jübilesini yaptığından beri Paris'te yaşıyoruz. Her fırsatta film izliyorum. Sevdiğiniz yönetmenler ve filmler hangileri? Birkaç örnek verir misiniz? "Sokakta yürürken modellik teklifi aldım, Külkedisi masalı gibi" Prag'da tıp fakültesinde okuyordum. Üçüncü sınıftaydım. Bir gün sokakta bir Fransız adama rastladım. Bana model olup olmak istemediğimi sordu, kartını verdi. Tipik bir Külkedisi masalı! Donakaldım, sanki felç olmuştum. Bir şey söyleyemedim. Zaten çok utangaçtım. Üniversitede sorun oluyordu. Kimseyle konuşamıyordum. O kadar utangaçtım. Doğuştan gelen bir özellik. Modelliğe de Paris'te başlamıştınız. Buraya nasıl geldiğinizi anlatır mısınız? Oo, böyle görünmüyordum o zaman! Babam beni katı biçimde yetiştirdi. Bütün hayatım eğitimime odaklıydı. Öyle her yere gidemezdim. Çocukken de o kadar usluydum ki beni bir yere bırakıp iki gün sonra almaya gelseniz yerimden kıpırdamamış olurdum. Annem beni güzel kızım diye severdi ama kendimi güzel bulmazdım. Sizin dış görünüşünüze sahip olup da utangaç olan pek yoktur... Tıp okumak zaten zordu. Ve inanın bizim ülkemizde hayat başka yerlerdekinden de zordu. 17-20 yaşlarım arasında bir gün delireceğimi sanıyordum. Bana bir şey olsun istiyordum. Her şey o kadar tekdüzeydi ki anneme "Biri sokakta çantamı kapıp kaçsa da bir şey olmuş olsa!" dediğimi hatırlıyorum. Bu adam ortaya çıktığında benim için müthiş bir serüven başladı. Sonunda göze almaya karar verdim. Sorumluluk sadece bana aitti, her ne olursa sadece kendime yapmış olurdum, başkasına zarar vermezdi. Peki, bu Fransız sizi nasıl ikna etti? Aksine çok desteklediler. Ben çekindim. Üçüncü sınıfa gelmişim, okulu nasıl bırakayım dedim. Slovakyalıyım ve çok zor olduğu halde Prag'daki tıp fakültesine kabul edilmiştim. Beş yıldır bir erkek arkadaşım vardı, ondan ayrılmak istemedim. Ama babam "Bu ülkede Paris'e gitmenin hayalini bile kuramazsın çünkü uçak bileti alacak parayı bile bulamazsın, o yüzden git, iki hafta kal en azından" dedi. Beni ite kaka gönderdiler. Annem hemen bavulumu hazırladı, bavul hazırlamayı bile bilmiyordum! Aileniz çok kızdı mı size? Hiçbir şey hakkında fikrim yoktu. Modellik nasıl bir iştir bilmiyordum. Tek kelime Fransızca konuşamıyordum. Bir kuruş param da yoktu. Dört-beş ay kadar sonra iş buldum. Ve çıktığım ilk moda şovu benim için sihir gibiydi. Artık kendi hayatımın efendisiyim diye hissettim. Ve kişiliğimi mesleğim sayesinde geliştirebildim. Çok zorluk çektiniz mi? Evet. Yakın bir ilişkim var bu alanla. Annem, anneannem ve dedem de doktordu. Kızılhaç kampanyaları için gönüllü olmanızın nedeni tıp öğreniminiz mi? Adriana Sklenarikova'nın Karembeu soyadını alması ilginç bir rastlantı sonucu oldu. Nantes, Middlesbrough, Real Madrid ve Olympiakos gibi takımlarda oynamış ünlü futbolcu Christian Karembeu ile uçakta karşılaştı. Filmdeki rolünde de sporculara bayılan bir kadını canlandırıyor. Ama karşısında top çeviren eşi değil, Zinedine Zidane! Karembeu eşine bir bakışta nasıl vurulduğunu şöyle anlattı:"Onunla Milano Havalimanı'nda karşılaştım. Tam olarak görmedim, arkası dönüktü ama ilgimi çeken tek kişiydi bir şekilde. Aurası vardı. Sonra uçakta birlikte yolculuk ettik. Birden oluverdi işte! Ne ben onu tanıyordum ne o beni! O dönemlerde cep telefonu yoktu. Bir ara kayboldu. Beni kabin telefonundan aradı, 'İmza almak isteyenler var, gitmem gerek' dedi. Ne kadar tanındığını bilmiyordum. Delirmiş bu adam, beni etkilemek için uyduruyor herhalde dedim kendi kendime." Eşi Christian ile uçakta tanıştı