Pazar Polonezköy’de hafta sonu

Polonezköy’de hafta sonu

09.02.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Polonezköy’de hafta sonu

Polonezköy’de hafta sonu



İstanbul’da yaşıyorsanız, İstanbul’a yolunuz düşer ise ve de imkanınız var ise bir hafta sonu Polonezköy’e gidiniz. Çoluk çocuk pek memnun kalacaksınız. İsterseniz bir pansiyonda veya otelde geceleyebilirsiniz. İsterseniz sadece köfte yiyerek köyün yeşilliklerinde dolaşırsınız. Çocuğunuzu ata bindirirsiniz. Bir kahvede çay içersiniz. Açık anlatımıyla kesenize göre karın doyuracağınız, geceleyebileceğiniz bir yerdir Polonezköy. Sayın okuyucularıma bu köydeki Leonardo Restaurant’ı anlatacağım. Ama önce Polonezköy hakkında bilgi vermek istiyorum.
1840’ların başında Polonya devletinin Rusya, Prusya ve Avusturya tarafından bölünerek işgal edilmesi üzerine sürgündeki hükümetin başı Prens Adam Czaetoryski bağımsızlık için Osmanlılar ile birlikte Ruslara karşı savaşmayı planlamıştı. 1841 yılında İstanbul’da Polonya temsilciliğini kurdu. Başına ünlü Polonyalı yazar Michal Czajkowski’yi tayin etti. Daha sonra Müslüman Czajkowski’ye, Mehmet Sadık Paşa unvanı verildi. Sadık Paşa, Beykoz sırtlarında Cizvit Papazlara (Saint Benoit Lisesi’ni kuran papazlara) ait 5 bin dönüm araziyi kiraladı. Daha sonra parasını ödeyerek satın aldı. Çingene Konağı olarak bilinen ve üzerinde yetimhane ile inek çiftliği bulunan arazide Polonyalı mülteciler için bir köy kurdu. 19 Mart 1842 tarihinde köye, Prens Adam’a ithafen Adampol adı verildi. Kırım’da Osmanlılar ile savaşan Polonyalılar da harp sonu Adampol’a yerleşti. Bunlar arasında Nazım Hikmet’in dedesi Mustafa Celaleddin Paşa da vardı. Sultan Abdülmecid bir fermanla Kırım’da Osmanlılarla savaşan Polonyalıları ödüllendirdi ve köyde yaşayanlara vergi muafiyeti tanıdı.
Beykoz’a yakın olduğu için İstanbulluların ilgisini çeken köyde 1900 yılının başlarında pansiyonculuk başladı. İstanbulluların ulaşım güçlüğü nedeniyle köye gidenler genelde gecelemek zorunda kalıyordu. Polonyalıların misafirperverliği ve farklı köy yemekleri İstanbulluları köye çekiyordu. Daha sonraları Polonezköy diye anılan Adampol, Atatürk’ün de sevip kaldığı bir yerdir.
Bahçede de yemek yeniliyor
Şimdilerde tabiat parkı olarak korumaya alınan köyde yaşayan 500 kişinin içinde Polonyalıların sayısı sadece 50 dolayında. Köyde üç otel, 20 pansiyon, beş lokanta, beş açık yüzme havuzu işletmesi var. Her pansiyonun bahçesinde veya kapalı bölümünde köy kahvaltısı, köy yemekleri yenilebiliyor.
Köyün en otantik lokantası Leonardo. Burası Leonardo Dahoda’nın seksen yıllık evi. 1993 yılında restore edilerek lokantaya dönüştürülen evin geniş bir bahçesi var. Bahçede açık büyük bir yüzme havuzu, piknik yerleri yapılmış.
İyi havalarda bahçede yemek yeniliyor. Leonardo’yu İstanbul’da ünlü bir yabancı firmada elektronik mühendisi olarak çalışan Saint Joseph’li Antony Dahoda ile eşi Anna Dahoda işletiyor. Amcalarından kalan evi onlar yaşatıyor. Polonez, Avusturya ve Fransız mutfağından oluşan alakart çeşitleri yanında, hafta sonları ve tatil günleri açık büfe servisleri var.
Açık büfede döner, köfte, her türlü et, ızgara çeşitleri, balık, sebze, zeytinyağlı, salata, tatlı, pasta ve meyve kişi başı 25 milyon lira. Mutfak şefi Niyazi Kurt genç ve yetenekli bir aşçı. Salon şefi Fatih Albayrak özenli servisi ile müşterileri mutlu ediyor.
Polonezköy’ün içinde 1900 yılında inşa edilen Czestochowa Meryem Ana Kilisesi var. Her yıl haziran ayının ortasında köyün kuruluş yıldönümü kutlanırken Polonya’dan genç müzisyenler, dansçılar geliyor. Gündüz köy içinde, gece kilisenin geniş bahçesinde şölenler düzenleniyor. Bir ateş yakılıyor. Ateşin etrafında şarkılar söyleniyor. Danslar ediliyor. Misafirlere pasta, limonata ikram ediliyor. Ben bir defa İsmet Alver’in, bir defa da Tanju Özyol’un daveti ile iki yıl bu şölenleri izledim... Güzelliğini yazı ile anlatamam. Bu yılın haziran ayı şölenini kaçırmamanızı tavsiye ederim.
Leonardo Restaurant-Cafe, Polonezköy
Tel: (0216) - 432 30 82