Pazar Revü kızı olmak isterdim

Revü kızı olmak isterdim

02.09.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Esin Maraşlıoğlu sahneye çıkamayınca, kendini ifade etmek için modacılığı seçtiğini söylüyor. Ama artık onu da bıraktı. Şimdilerde Show TVde "Guinness Rekorlar Dünyası" adlı programı sunmakla meşgul

Revü kızı olmak isterdim

Maraşlıoğlu ekonomik krizden maddi ve manevi olarak çok etkilenmiş. Yanında 75 kişi çalışırken, 15 kişiye inmiş. Son model otomobilini garaja kaldırmış, artık Kartal model bir otomobille geziyor. "Yolda lüks arabayla giderken, otobüslerin içinde balık istifi giden insanları görünce utanıyorum" diyor. Bu yıl hiç ihmal etmediği Bodrum tatilini de yapmamış. "Tatil yapacak günler yaşamıyoruz. Daha çok çalışıp bir şeyler üretmeliyiz" diye düşünüyor. Esin Maraşlıoğlu ile Üzeyir Garihin cenazesinin olduğu gün konuştuk. Üzgün ve endişeliydi: "Nasıl bir ülkede yaşıyoruz? Umutlarım giderek kırılıyor. Üstelik bu ülkede 17 yaşında bir kız çocuğu büyütüyorum" diyordu. Ekranda gerçekten çok heyecanlı görünüyorsunuz. Siz kendinizi nasıl buluyorsunuz? Çok heyecanlıyım. İnsanlar sizi başka bir işte başarılı biri olarak tanıyorlar ve aynısını burada da devam ettirmek zorundasınız. Ne kadar hazırlansanız hazırlanın, kamera önünüze geldiği anda bir kara kutuya konuşuyorsunuz. İlk gün çekim yaparken kalbim duracak zannettim. Elerimi koyacak yer bulamadım. Merhaba bile diyemedim. 12 senedir her dergiye defalarca poz verdim, bakmayı oturmayı, durmayı, podyumda yürümeyi çok iyi biliyorum. Ama konuşabilmek başka bir şey. Programın da etkisi olabilir belki. Bu bir belgesel program. 20 yıldır Guinnesste toparlanmış bütün çılgın olayları ve çılgın insanları anlatıyorsunuz. Bir adam 35 tane çıngıraklı yılanla bir küvete girer mi? Normal hayatın bir parçası mı bu? O yüzden, günlük hayatta konuşur gibi sunamazsınız. Zaten enternasyonal bir program. Belli bir formatı var. Açıkçası ben de kendimi televizyonda ilk defa görüyorum ve henüz çok beğenemiyorum. Nasıl tepkiler aldınız? Herkes sanki bunu yapmamı bekliyormuş gibi, o kadar tezahürat aldım ki. Program ilk günden beri reytinglerde ilk 5te. Üçüncü programımız ikinci sırada yer aldı. Çok önemli insanlardan teşekkür telefonları, mesajlar alıyorum. Siz program sunmaya nasıl karar verdiniz? 7-8 yıldır dizi dahil çeşitli teklifler geliyordu. TV dünyasına girip girmeme konusunda çok tereddüt yaşadım. Ama Medyapımın sahibi Fatih Aksoy "Senelerdir senin kendine yakıştıracağın, prime time kuşağında bir program bulmak istiyordum. Bu sana layık, ilgini çekecek bir program" diye geldi. Söylediği anda fit oldum çünkü bu insanların ruh durumları, bu çılgınlıklar beni çok ilgilendiriyor. "Kamera önüne çıkan herkes, ben de dahil, bir nevi ruh hastası" Rekor deneyenler sizi niye bu kadar ilgilendiriyor? Birkaç dakikalığına hayatımıza girmek, iz bırakmak için hayatlarını tehlikeye atıyorlar. Herkes kendi hayatında star aslında. Alkış almak, başarılı olmak istiyor. Ama bu adamlar işin cılkını çıkarmış. Kameranın önüne çıkan herkes, ben de dahil bir nevi ruh hastası bana göre. Rahatsızlık oranları değişiyor sadece. Normal biri kendini sahneye atıp "Buyurun gelin, beni parçalayın" der mi? Psikoloğa ilk gittiğimde 7 yaşındaydım. Okul kapısındaki yoksul çocuklarla oturur, her şeyimi onlara dağıtır, eve giderdim. Sokaktaki haksızlıklar gözüme çok battı. Kendime korunaklı bir dünya yarattım. Bu, gerçeklerden kaçmak anlamına gelmiyor mu? Resmime bakanlar güçlü bir kadın görüyor. Oysa çok duygusalım. Bu kadar duyarlı olmak zaman içinde beni çok yordu. Bu kadar acıya dayanmak için kendinize bir zırh edinmeye başlıyorsunuz. 12 yıldır meditasyon yapıyorum. Şimdi kendimi daha iyi hissediyorum. Silah kullanmak kamera önünde konuşmak kadar heyecan verici Hayatınızı değiştirecek kararları kolay alabilir misiniz? Aşıksam bir dakikada karar veririm. Olmadığım zaman kararsız kalırım. Ben hayatı tersine yaşıyorum. İnsanlar hep yukarı gitmek ister, ben yukarıdan aşağıya doğru inmeye çalışıyorum. Hayatım boyunca hep "en"leri yaşadım. En çok başarı, en çok para, en çok statü, en çok antika, en çok kültür... Bana bunlar hep fazla geldi. "Başka ne var bu hayatta?" diye merak ettim hep. Bu hayat yetmeyecek galiba bana. Her şeyi yapmak istiyorum. Dalmak, fotoğraf çekmek, tiyatro yapmak, sinema filminde oynamak, şarkı söylemek, dünya turuna çıkmak, Aya gitmek istiyorum. Aşıksam bir dakikada karar veririm. Olmadığım zaman kararsız kalırım. Ben hayatı tersine yaşıyorum. İnsanlar hep yukarı gitmek ister, ben yukarıdan aşağıya doğru inmeye çalışıyorum. Hayatım boyunca hep "enöleri yaşadım. En çok başarı, en çok para, en çok statü, en çok antika, en çok kültür... Bana bunlar hep fazla geldi. "Başka ne var bu hayatta?" diye merak ettim hep. Bu hayat yetmeyecek galiba bana. Her şeyi yapmak istiyorum. Dalmak, fotoğraf çekmek, tiyatro yapmak, sinema filminde oynamak, şarkı söylemek, dünya turuna çıkmak, Aya gitmek istiyorum. Şu anda hayatınızda bir aşk var mı? Şimdiki aşkım TV. Kamera karşısına geçtiğim zaman müthiş bir heyecan duyuyorum. Adrenalininiz yükseliyor. Bu hissi bir de poligonda atış yaparken duyuyorum. Tetiği çektiğiniz anda hissettiklerinizle, kameranın önüne geçip konuşmaya başladığınız ilk an hissettikleriniz aslında birbirine çok benziyor. Çünkü kamera da size döndüğü zaman çok tehlikeli bir silah olabiliyor. Şu anda TVde bir başarı yakaladınız. Kadere inanır mısınız? Gökyüzünün kapıları artık benim için açıldı. Ben zaten tanınan, belli bir yere gelmiş bir insandım. Şu anda hayatımda güzel bir dönem yaşıyorum. İnsanın ışığını kendisinin organize edebildiğini düşünüyorum. Herkesin bir enerjisi var o da bir sürü şeyi belirliyor. Kaderi ben böyle tarif ediyorum. Size doğarken verilen birtakım veriler var. Benim doğayla ve enerjiyle çok ciddi bir ilişkim, inançlarım var. Bu dünyada bir enerjinin bizi var ettiğine, hepimizin bu enerji ile yaşadığımıza inanıyorum. Kimileri buna din diyor, ben enerji diyorum. Dünya üzerinde yalnız olmadığımıza inanıyorum. Mutlu olduğum anlarda müzik duyarım. Uçtuğumu filan hissederim. Belki meditasyonla ilgili bir şey, şöyle kendi dışıma çıkıp yükselip baktığımı hissederim. Ahmet Altan okuyan insanlar bir şekilde soyunuyor Ne tür kitaplar okuyorsunuz? Ahmet Altanın kitabını okumuş ve onaylamış insanlar bir şekilde soyunuyor. İnsanları çıplaklığa davet eden, kendilerine bile söyleyemediği şeyleri itiraf ettirmekte usta bir adam. Daha çok beni uçuracak şeyler okurum. Pir Sultan Abdal, Mevlana gibi. Murathan Munganı severim. Tarifleri ve tanımları bana çok uyuyor. Perihan Mağdeni de okurum. Modacılığı terk ettim artık "Belki ileride bir gün yine yaparım. Ama şu anda canım hiç istemiyor" Şanslı bir çocuk olarak büyürken ne hayal ederdiniz? Hep bir revü kızı olmayı hayal ederdim. Renkli kıyafetlerle sahneye çıkmak, insanları kendi hayatlarından çıkarıp büyülü bir dünyaya çekmek isterdim. Doğduğumdan beri her şey çok mükemmel oldu. Doğru düzgün bir ailede, maddi ve manevi açıdan az insana nasip olacak bir ortamda büyüdüm. Alman Lisesinde okudum. Alman Lisesinde okuyup revü kızı olunmaz, doktor ya da atom mühendisi olmanız beklenir. Allahtan aşık oldum 17 yaşında. Dünya durdu, revü kızı filan kalmadı. 18 yaşında da anne oldum. Modacı olmanızda bu hayalin etkisi oldu mu? Modacılık sahneye çıkmamın kulbu oldu. Yani revü kızı olamadım, kendimi ifade etmek için modacılık yaptım. Çocukluğumdan beri kıyafetlerimi kendim dikmeye meraklıydım. Hobi diye yaptığım şey profesyonelliğe dönüştü. Manken olmasam da kendi kıyafetlerimi kendim sundum. Bütün dergilerde resimlerim çıktı. İşimi de büyük bir aşkla yaptım. Aşık olmadan hiçbir iş yapamıyorum. Aşkı sevgiye döndürebilirseniz o ilişki yürüyor. Bazen döndüremiyorsunuz, o aşk da bitiyor, ilişki de. Sadece sevgili bazında değil, arkadaşlıklarda da, kızımla olan ilişkimde de bir büyü vardır. Modacılığı bıraktınız mı? Ülkenin gidişatında o aşkı öldürücü çok şey oldu. Yabancı markalar gelince fiyatlar düştü. Ciddi bir fiyat rekabeti ile karşı karşıya kaldım. O aşk yavaş yavaş, istemediğin bir adamla hayatını sürdürmek zorunda olmaya benzedi. O anlarda hemen terk ederim. İşim devam ediyor fakat şekli değişti. Artık imalat değil, mağazacılık yapıyorum. Belki ilerde bir gün yine yaparım, bende o yetenek olduktan sonra. Şu anda canım hiç istemiyor. Cem Özerin ekranlardaki imajının arkasında siz vardınız. Sizin arkanızda danıştığınız ya da destek aldığınız biri var mı? Bende bazı şeyler o kadar oturmuş ki, kimse bunu yapamaz zaten. Modayı takip eden bir insan değilim. Bir çizgim var, onları giyiyorum. 35 yaşında olmak onun için çok güzel. Bu kadar donanım ve bilgiyle başka türlü olamaz zaten.