Rock bahçesindeki badem ağacı

MÜZİK Neden mi? Çünkü Ankara, İstanbul, İzmir, Samsun ve Antalya karması beş kişiden oluşan bu topluluğun hem kendilerinin hem de ilk albümlerinin adı Badem. Yaklaşık 10 yıl önce elemanlarının isimlerinin ilk harflerinin yan yana gelişi ile aldıkları isim bu. Topluluğun temelleri Boğaziçi Üniversitesi'nde atılmış, yıllarca Alman Biraevi ve Kemancı gibi mekanlarda, muhtelif üniversite şenliklerinde sahne almışlar. Plak şirketleri piyasaya çıkardıkları yeni albümler için basın kitleri hazırlar. Bu kitte genelde albümün kendisi, kısa bir bülten ve fotolar bulunur. Geçen hafta Sony BMG tarafından çıkartılan bir pop rock topluluğunun basın kitinde, ilaveten farklı olarak iki şey daha vardı. Biri dört şarkının DVD formatındaki klibi, diğeri ise bir paket badem şekeri. Badem'in esin kaynağı, satırlarında insan gönlünün kilidini ve halk şiiri geleneğinde çığır açan 17'nci yüzyıl Anadolu halk şairi Karacaoğlan. Albümdeki 11 şarkının altısı onun, biri de Aziz Nesin'in satırları ile yapılmış. Doksanlı yıllara ses veren kuşağın bu yeni temsilcileri, yaşamsal ikilemlerini, hülyalarını, sevinçlerini, hayal kırıklıklarını çırılçıplak resmetmekten çekinmiyorlar. Bu toplulukta Yeni Türkü'nün toplumsal bir hatta olduğu döneminden, Ezginin Günlüğü'nün 2000'li yıllarından tatlar hissedilebilir. Barış Manço'nun halk şarkılarına yaklaşımının deformasyona uğramamışı kulaklara çarpabilir. Belki ileri derecede nevi şahsına münhasır şarkıları yok. O anlamda Bülent Ortaçgil ile karşılaştırılmamalı, ancak sade ve özenli Türkçelerine yoldaş ettikleri halk Türkçesiyle ustaya uzaktan selam durdukları söylenebilir. Peki rock'ı nereden geliyor Badem'in? Tüm aralarda melodileri ve soloları ile süsleyen akustik Eric Clapton ile elektrikli Stephen Stills tadındaki gitarlarından. Sadece rock'mı? Ya banço ve mandolin vasıtasıyla elde edilen folka ne demeli?Politik olmaktan çok hümanist bir duruş sergileseler de, albümün ilk klip şarkısı "Kara Değil mi?", ırkçılık karşıtı şarkılar antolojisinde yer alacak kadar evrensel. Esin kaynağı Karacaoğlan Melodik, ritmik, kolay akılda kalan, yormayan ama buruk bir hüzne, dalgın bir düşünceye davetiye çıkarmayı ihmal etmeyen şarkılar bunlar. Toplumsal açmazlara sıkışmış insan ilişkilerini duygusal bir enginlikte ele alan, aşk acısı çeken insanın hallerini konu edinen modern dervişlerin dizeleri bunlar. "Badem" albümü ile birlikte yeni bir kentli aşık geleneği yaratıldığını söylemek oldukça abartılı olsa da, insan ruhunun duygusal suretini dolambaçlı yollara gereksinim duymadan sergileyen şarkılarıyla, "kent ozanlığı" kavramına taze bir soluk getirdiklerini telaffuz etmek mümkün. Bağlı oldukları plak şirketi Badem'i "Türkçe pop rock'a Badem tadı geldi" sloganı ile çıkardı. Türkçe popun müzik, şarkı sözleri ve içerik konusunda insanlık namına yerlerde süründüğü zamanlar için, Türkçe pop rock'a Karacaoğlan eliyle insan sevgisi geldi demek, daha doğru ve anlamlı olurdu. Modern dervişlerin dizeleri Garanti Caz Yeşili pupa yelken. Yıllanmış caz serisi önümüzdeki perşembe ve cuma akşamları Babylon'da, Küba'dan çıkan son efsane topluluk Buena Vista Social Club'ın şarkıcılarından Omara Portuondo'yu ağırlıyor. Wim Wenders'in popüler filminin ardından Küba'nın Edith Piaf'ı olarak onurlandırılan şarkıcı, 14 kişilik bir müzisyen ordusu ile sahne alacak. Her şey iyi güzel ancak tek sorun bir bar konseri olması nedeniyle 70 YTL olan bilet fiyatının el yakması. Çünkü Omara pahalı organizasyonlarda yer alan, nadiren bar performansı sergileyen büyük mekan konserlerinin şarkıcısı. Yine de bütçesinden fedakarlıkta bulunanların, karşılığını gani gani alacaklarını belirtelim. Küba'nın Edith Piaf'ı aramızda Adı "In The Shadows" şarkıları ile özdeşleşmiş Finlandiyalı topluluk The Rasmus, rock müziğinin tartışmalı bir başarıya sahip isimlerinden. Bazılarınca geldikleri nokta için eleştirilmeleri anlamsız, kimilerine göre şöhret basamaklarını bir şarkı vasıtasıyla kolayca tırmanmış. 11 yıldır bir arada bulunan beşli, şimdi altıncı stüdyo albümü "Hide From The Sun"ı çıkardı. Haşin sözlere yumuşak melodileri eşlik ettiren, kesif rock tınıları üzerine piyano ve telli çalgıları serpiştiren The Rasmus, bu albümde ülkelerinin bulunduğu enlem ve boylam yüzünden kafayı ışık ve gölge arasındaki ilişkiye takıyor yine. Bu karşıtlığı duygulara tahvil eden imgeler kullanıyor. Forslarını devam ettirmeye aday şarkı "No Fear". Bir de "Dead Promise" parçasında hemşerileri olan Apocalyptica çellocuları var. Işık ve gölgenin arasında Enstrüman ne olursa olsun, caz müziği son kertede bir duyuş meselesi. Bu görüşten yola çıkan İsveçli caz gitarcısı Ulf Wakenius, son çalışması "Notes From The Heart" albümünde yolunu izlemekten büyük onur duyduğu efsane caz piyanisti Keith Jarrett'ın eserlerini yorumluyor. İki yıldan beri İsveç Radyo Senfoni Orkestrası'nda ustanın eserlerini çalan47 yaşındaki gitarcının, piyanodaki üç büyük tutkusundan biri Jarrett (diğerleri Oscar Peterson ve Herbie Hancock). Bu büyük ustanın çağdaş müzik adına sıra dışı güzellikte bestelere sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor "Notes From The Heart" albümünde Wakenius. Gitarcının kusursuz yorumlarına basta Lars Danielsson, davulda Morten Lund eşlik ediyor. Tuşlardan tellere...