Pazar Sanat bu otelde kalıyor

Sanat bu otelde kalıyor

04.04.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Önümüzdeki günlerde açılacak Point Otel’in yapım aşamasında, Beral Madra’nın küratörlüğünde 26 sanatçı otel için İstanbul üzerine işler üretti. Otelin dekorasyonu 265 eserle birlikte düşünüldü

Sanat bu otelde kalıyor

Henüz kapıda Kemal Tufan’ın heykeli karşılıyor sizi. Resepsiyona adımınızı attığınızda sağ tarafta Murat Morova’nın tablosu... Lobinin arka kısmına Yeşim Ağaoğlu’nun eserleri yerleşmiş durumda. Otelin balo salonunun iki katlı fuayesi Nuri Bilge Ceylan’ın İstanbul fotoğraflarına emanet. Barda Hakan Gürsoytrak, asansörlerde Sıtkı Kösemen... Odalarda ise Ali Cabbar, Esen Karol, Pablo Martinez...
Önümüzdeki günlerde açılacak olan Point Hotel Barbaros’ta Beral Madra’nın küratörlüğünde oluşturulan “Şifre İstanbul” adlı sergide 26 sanatçının 265 eseri yer alıyor. Üstelik henüz otelin inşaatında üretilmeye başlanılan bu eserler bir süreliğine değil, sürekli duvarları süsleyecek. Çağdaş sanatın önemli isimlerinin otelde sergilenen bu çalışmaları ayrıca bir kitap altında da toplandı. Point Hotel’in yayımladığı kitapta, projenin küratörü Beral Madra’nın eserlere dair ayrıntılı bir yazısı ve her sanatçının özgeçmişi de yer alıyor. Hal böyle olunca ortaya çağdaş sanata dair bir yayın çıkmış oluyor.
Point Otel Genel Koordinatörü Gökhan Özbek “Misafirlerimiz otelde geçirdikleri süreç boyunca, yoğun bir tempo içerisinde çalışmalarını yürütüp, arta kalan vakitlerinde iş streslerini azaltacak keyifli bir ortam arıyorlar. Bu noktada sanat binaya ruh üfleme, teknoloji ise pratik çözümler sunma işlevini yerine getiriyor” diyor.

Kütüphanede sahaftan alınan kitaplar var
Otelin sanatla ilk buluşması değil bu. 2005’ten bu yana Point Otel Taksim’in tüm mekanlarında Ara Güler’in 232 fotoğrafı görülebiliyor. Özbek otellerinde sanat eserlerini sunmaya karar verme nedenlerini şöyle açıklıyor: “Taksim’deki otelimizde Ara Güler’in fotoğraflarına yer verdiğimizde gördük ki misafirlerimizin hem konaklamaları daha keyifli hale geldi hem de ziyarete geldikleri İstanbul’un artık kaybolmuş dokusunu görme fırsatını buldular. Point Hotel Barbaros ise, İstanbul’un modern bölgesi Esentepe’de. Bölgenin gelişimine uygun olarak bu otelimizde İstanbul’u çağdaş sanatla anlatmak istedik.”
Özbek bu uygulamayı Türkiye’de gerçekleştiren tek otel olduklarını da vurguluyor: “Küratör ve sanatçılar henüz inşaat aşamasında otelin mekanlarını yorumlamaya başladılar. Lobimizde bulunan İstanbul Modern mağazası da bu manada bir ilk.”
Point Otel’in sanatla ilişkisi bununla sınırlı değil. Otelde bir de Sahaf isimli kütüphane yer alıyor ki; burada İstanbul üzerine yazılmış 1500’e yakın kitap okuyucularını bekliyor. Kütüphanedeki kitapları Gökhan Özbek sahafları dolaşarak seçtiğini söylüyor. Neler yok ki bu kütüphanede; mesela 1633 yılında basılan Busbecq’in “Türk Mektupları”, 17. yy’dan Bosporo Thracio, İnciciyan’ın “İstanbul Mevsimleri”, Allom ve Miss Pardoe’nun orjinal gravür kitapları...


Hangi sanatçılar var?
Yeşim Ağaoğlu, Gülçin Aksoy, Volkan Aslan, Okan Bayülgen, Ali Cabbar, Nuri Bilge Ceylan, Nejat Çınar, Melih Görgün, Hakan Gürsoytrak, Gül Ilgaz, Bengü Karaduman, Esen Karol, Serhat Kiraz, Sıtkı Kösemen, Pablo Martinez Muniz, Murat Morova, Sinan Niyazioğlu, Kadri Özayten, Ardan Özmenoğlu, Günnur Özsoy, Gülay Semercioğlu, Nihal Sesalan Yüzsever, Kemal Tufan, Başak Ürkmez, Mohaç Yücel...


“Ben bunu paranın akıllı kullanımı olarak nitelendiriyorum”
Beral Madra (Küratör)

-Amaç, otele gelenlere İstanbul’daki çağdaş sanat ortamından bir kesiti hem göstermek hem de onların ilgisini uyandırarak bu üretimi yakından tanımalarını sağlamaktı. Bütün yapıtlarda sanatçıların İstanbul üstüne yorumları da izleniyor. Konuklar Türkiye çağdaş sanatı hakkında geniş bir bilgiye sahip olabilirler.
-Otel duvarına resim asmak, lobiye heykel koymak artık modası geçmiş bir “dekorasyon”. Sadece oteller değil bütün binalar aynı zamanda sanat mekanları olarak kurgulanabilir. Burada bir taşla iki kuş vurulur: Öncelikle bir koleksiyon sahibi olursunuz ve binanız çağdaş sanat müzesi saygınlığı kazanır. Ayrıca ülkenize büyük bir tanıtım hizmet vermiş olursunuz. Ben bunu paranın akıllı kullanımı olarak nitelendiriyorum. Her şeyden öte, bu otelde şimdi önemli bir İstanbul görsel belleği var.
-Bu kent sanatçılara çok yönlü düşünme ve üretme olanağı sunuyor. Ancak hiçbir sanatçı bu kentin gerçek yüzünü göstermiyor ya da gösteremiyor; her zaman bir “sır” saklı kalıyor. Sanatçılar gibi irdeleyici ve duyarlı insanlar, bu kent üstüne adeta şifreli metaforlar üretiyor. Bu kente (ya da otele) gelenlere bir mesaj veriyoruz; “Bu kenti anlamak kolay değildir, bazı şifreler gereklidir, işte biz size bu yapıtları bir şifre gibi kullanmanızı öneriyoruz” diyoruz. O nedenle serginin adı “Şifre İstanbul”.