Şaraptaki yeni yıldızlar

Şaraptaki yeni yıldızlar
Şaraba ilginin artmasıyla orta ölçekli şarap üreticileri de kalitelerini yükseltmeye başladılar. Denizli’deki Pamukkale, İzmir’deki Yazgan ve Nevşehir’deki Kocabağ, şarap dünyamızın parlayan yeni yıldızları...
ŞİŞEDEKİ BALIK / Mehmet Yalçın

Denizlili idealist ziraat mühendisi Yasin Tokat’ı 1993 yılında tanımıştım. Ürgüp’te Tekel’in düzenlediği uluslararası şarap yarışması yapılıyordu ve yarışmayı izlemek için oradaydım. Öğlen bir köftecide degüstasyon heyeti ile yemek yedik. Konuklardan İspanyol Şarap Tadımcıları Birliği Başkanı bayan İzabella, başköşede oturuyordu. Orta yaşlı, topluca ve hayli neşeli bu hanım, ızgara köftelerin yanında getirilen şarabın lacivert ışıltılar saçan kırmızı rengine uzun uzun baktı bir an. Sonra kadehi şöyle bir çevirdi ve kokladı. Ardından yudumladı ve birden gözleri ışıldadı. "Aman tanrım" dedi, "Bu ne güzel şarap. Ne kadar hoş!.. Türk şarabı mı?" Kendisi de degüstatörler arasında bulunan Yasin Tokat, birden yerinden doğrulup İzabella’nın yanına gitti ve "Benim şarabımdı. Beğendiniz demek..." diye heyecanla İspanyol tadımcıyı sarılıp öptü. Sıcacık bir sahneydi...
Son yılların deyimiyle "Anadolu kaplanları"ndan olan bu sıcakkanlı mühendis, en ucuz fiyatlı o şarabıyla madalya aldı o sene. Yıllardır da sabırla şaraplarının kalitelerini yükseltiyor. İlk Türk Cabernet Sauvignon’larından birini yaptı, Kalecik Karası üzümünü Denizli’de yetiştirip şaraba işledi, Chardonnay denedi, son olarak da ilk Türk Şiraz şarabını üretti... Bütün bu denemelerine saygı duyuyorum ama, bence başında olduğu Pamukkale Şarapçılık’ın en beğendiğim tarafı, "sofra şarabı" kategorisinde de iyi şaraplar yapması. Çalkarası ve Boğazkere üzümlerinden yaptığı kırmızı şarabı ve Emir-Semillon üzümlerinden yaptığı beyaz şarabı, 2 milyon küsur liralık fiyatlarına göre son derece iyiler. Pamukkale kırmızı çok dengeli, genç karakterli, birçok yemeğe iyi uyan yumuşak içimli bir şarap. Beyaz kardeşi de bir beyaz şarap için hayli gövdeli, kişilikli, "zengin". Bir diğer favorim de, Narince üzümlerinden yapılma Diamond. Fıçıya girmediği halde fıçı görmüş gibi, hafif füme tadları olan güçlü bir şarap bu.

Yeni Boğazkere’ler Ege’nin bir başka kalite atağındaki şarapçısı ise, Yazgan. "Efes Güneşi" ve "Kulüp" gibi markalarıyla tanınan bu üretici, uzun yıllar ucuz sofra şarapları üretti. Kulüp’ün Özel Rezerv’i biraz iyiceydi, o kadar. Ama Yazgan ailesinin yeni kuşağının da işbaşına geçmesiyle, yeni denemelere girişildi. Birkaç ay önce piyasaya verilen Kulüp markalı tek üzüm şarapları, son derece güzel şaraplar. Emir, Narince, Öküzgözü ve Boğazkere şaraplarından favorilerim Narince ile Boğazkere. Narince son derece kişilikli, dolgun bir beyaz. Şeftali çağrışımlı kokuları var. Boğazkere ise, Diyarbakır’ın buruk şarap veren bu ünlü üzümünden çok zarif bir kırmızı da çıkabileceğini gösteriyor. Hafif kırmızıbiber tadlı, tadı damakta uzun kalan çok dengeli bir şarap bu...
Gelelim şarap üreticilerimizden yıldızı parlayan üçüncüsüne. Bu da, NevşehirUçhisar’daki Kocabağ... Yakın zamana kadar hayli vasat şaraplar üreten bu firma, Türkiye’nin en gözde şaraplık üzümlerini Kapadokya bölgesindeki kendi bağlarında yetiştirmiş. Bunlardan ürettiği Narince, Öküzgözü ve Boğazkere’leri ayrı bir seri halinde şişelemiş ve büyük kentlerde satışa sunmuş. Bu şarapların bir ortak özellikleri, Türk şaraplarında alışılmadık derece yüksek alkollü olmaları. 13.5 derece alkol, şaraplara ayrı bir güç vermiş. Öküzgözü Fransız Pinot Noir’larını andıran "ince" bir kırmızı, Boğazkere ise siyah kiraz tatlı, daha gövdeli bir örnek...
Yeni yeni şaraplar çıkaran, ürünleri uluslararası yarışmalarda ödüller alan Doluca ve Kavaklıdere gibi firmalarımızın ardından orta ölçekli şarap üreticilerinin de kalite yarışına girmeleri, şarapseverlere yeni ufuklar açıyor. En güzeli de, "kaliteli şarap pahalı olur" önyargısını kırıyor...




PAZAR