Pazar Şarkıcıdan öte, bir şarkı doktoru

Şarkıcıdan öte, bir şarkı doktoru

01.06.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Eğer Cassandra Wilson olmasaydı klasik caz vokali unutulmaya yüz tutardı

Şarkıcıdan öte, bir şarkı doktoru

Yadırgatıcı bir iddia olabilir, kimse alınmasın. Eğer son 20 yılda müzik dünyası Cassandra Wilson’ı çıkaramasaydı klasik caz vokali, yaşlanan kuşaklarla birlikte unutulmaya yüz tutmuş bir tarz olarak kalmaya mahkum olurdu.
Caz vokalinin altın çağının bitmiş, yenilikçi fikirlerin nicedir ortaya atılamamış oluşu ve 1990’da Sarah Vaughan, 1996’da Ella Fitzgerald’ın hayata gözlerini yumduktan sonra yeni şarkıcıların hip-hop ile karışık disko-soul gibi türlerde boy göstererek yol alışı bunun kanıtı. Halen yaşamının son demlerinde kuyruğu nostalji meltemiyle dik tutmaya çalışan şarkıcılar yok değil, ancak onlar da ilgi odağı olmaktan ziyade geçmişleriyle geçinen tekaütler.
Bu durumda elde kala kala bir Cassandra Wilson kalıyor. O da ne yapıyorsa merakla izliyor, ne çıkardıysa öncelikli olarak defalarca dinliyor ve yazıyoruz. Niye? Çünkü müziğin bu türünün bu kulvarında yegane yeni keşiflerde bulunacağımız isim bu.  

Gençlik günlerinin şarkıları
İki yıl önce “Thunderbird” ile çok katmanlı bir gövde gösterisi yapmıştı Cassandra. Şimdi yeni albümü “Loverly”de öncekinden daha kolay bir işe yeltenmiyor. Gücünün önemlice kısmı arkasındaki birinci sınıf müzisyenlerden geliyor. Gitarda Martin Sewell, piyanoda Jason Moran, basta Lonnie Plaxico, davulda Herlin Riley’in yer aldığı, küçük, ama sıkı bir orkestrayla standartları kaydediyor. Cassandra’yı yetiştiren şarkılar bunlar, gençliğinde iyi etüt ettiği. Şarkılar arkasındaki topluluğun repertuar ve düzenlemelere aktif olarak katılımı sonucu oluşuyor; müzisyenliğin yanı sıra fikren. Bu açıdan herkesin fikrinin sorulduğu, demokratik bir sürecin ürünü.
Albümdeki bazı şarkılar, bir standart kütüphanesi olan Blue Note genel müdürü Bruce Lundvall tarafından öneriliyor. Repertuarın az bilinen şarkılarından, açılıştaki “Lover Come Back To Me”ye, kırklı yılların havasını yansıtarak nefes veriyor Cassandra. Yumuşak ritimli “Wouldn’t it Be Loverly”, Cassandra’nın en sevdiği müzikal olan “My Fair Lady”den. Zamanında The Beatles’dan da dinlediğimiz, Şikago step dansı ritmiyle çalınan güzel melodili “Till There Was You” ise, “Music Man” adlı müzikalden. Sakin “Black Orpheus” ve Regina Veal ile kaydedilen “The Very Thought of You”, albümün ilginç yorumlarından. 

Ağır ve şehvet dolu bir edayla söylüyor
Cassandra ne yaparsa yapsın, ruhsal duyuşlarını ve geniş kavrama yeteneğini bize hep hissettirmiş bir yorumcu. Pop şarkısı ya da bir caz standardı; hiç fark etmez, hepsini aynı duyarlıkta derinleştirerek yorumlamayı iyi biliyor. Blues klasiklerini de, Amerikan standartlarını da; birinden birine ikinci sınıf muamelesi yapmadan aynı güzellikte yorumluyor. “Loverly”de aynı derin yaklaşımdan nasibini sonuna dek alıyor.
Her şarkıya kişiselliğini katıyor; yetinmiyor onların kişilik özelliklerine de saygıyla özel yaklaşıyor . Her hastasını özel olarak masaya uzatıp çocukluğunu anlattırıp kişiye özel tedavi uygulayan mesleğinin doruğundaki bir psikiyatrist gibi.
Kiliselerden pamuk tarlalarına uzanan bir kimya var damarlarında. Onun kan grubu Mississippi. Ağır ve şehvet dolu bir edayla söylüyor. Sesi okuduğu her şarkıya ayrı bir yaşama pırıltısı veriyor. Bu yetenek daha önce bu kadar güçlü bir halde sadece Billie Holiday’de görülmüştü. Çağdaş bir şarkıcı ve yorumcu olarak geçmişi ele alışının, ders kitaplarında okutulması gerek.
“Loverly”, Cassandra Wilson’ın genç kızlığından beri tuttuğu anı defteri kadar kıymetli. Bu albümü geçmişi emmiş, bugünü yaşayan ve geleceği sezmiş 52 yaşında derin bir kadın şarkıcının yaptığı anlaşılıyor. n

Pembe şekerlerin müziği
Madonna’nın müziğini imajından ayırarak değerlendirmek olanaksız. Yeni albüm “Hard Candy”nin konsepti pembe renk ve şekerlemeler üzerine kurulu. Kapaktaki porno çağrışımlı fotoğraf, şarkılar hakkında doğru bir fikir veriyor. Abartılı bir parlaklık içinde paketlenen albüm saldırgan çizgisi ve cırtlak renkleriyle insanın gözüne giriyor. Kinaye dolu bir seksle tehdit altındasınız albüm boyunca. Müzikten ziyade, abartılı ve zorlama moda trendlerini sergilemesi eksi puan.
Hem içerik hem de sound olarak kendini tekrar eden bir Madonna albümü “Hard Candy”. Bir öncekine göre başarısız. Madonna’nın artık demodeleşmeye başladığını gözlemlemek mümkün bu albümle. Ama biz yine de bunları söylerken dilimizi ısırmayı ihmal etmeyelim. Neticede Madonna’dır bu; seneye çıkar bir albüm yapar, hepimizi mahcup eder.

Tozları alınmış arşiv CD’leri
Zamanında az basılmış ve tükenmiş olduğu için arada bir ikinci el tezgahlarda karşımıza çıkardı Pentagram CD’leri. Topluluğun 20’inci yılında tüm katalog Sony BMG tarafından yeniden basıldı. Tamımı orijinal basım, sadece “Anatolia” albümüne üç tane konser parçası ilave edilmiş. 
Yeni basılan albümlerin kitapçıklarınaw sırayla bakarak, topluluğun geçirdiği evrimi ve kadro değişikliklerini görmek mümkün. Ancak bunlara bir arada bakmak ve albümlerin hepsini birden elinde tutmak, insanın aklına bir başka konuyu getiriyor. Pentagram diskografisinde yedi albüm var; üçü konser. Ayrıca albümlerin tarih aralıkları da hayli açık. Ortadaki sorun, daha fazla albüm yapmaları gerektiğine, hayranlarının konsere doyduğuna ve stüdyo albümü beklediğine işaret ediyor. 

Şarkıcıdan öte, bir şarkı doktoru
8. Afyon Caz Festivali başlıyor
Emek, azim ve inancın ürünü Afyon Caz Festivali, büyüyerek yoluna devam ediyor. Bu yıl 2-9 Haziran tarihleri arasında sekizinci kez gerçekleşecek olan festival, açık hava konserlerinden oluşuyor.
Festivale Latin, Azeri, Çek ve Sudanlı cazcıların yanı sıra, Türk cazının yaşayan efsaneleri de konuk oluyor. Sudan asıllı şarkıcı Ridina Ahmedova, Çek piyanist Beata Hlavenkova, Azeri İlyas Mirzayev, Paris’ten Trio Pa’lante, Türkiye’den Raci Pişmişoğlu, Erdinç Şenol, Neşet Ruacan, Kamil Özler, Erkan Oğur, İ. Hakkı Demircioğlu, Meriç Demirkol, Canan Günçer, Betty Ween projesi ile Gülüş Gülcügil, Cellissima Dörtlüsü, Cenk Erdoğan Trio, Quartet Mavi, Yasemin Altıner Caz Beşlisi ve A Capella Boğaziçi; bu sanatçılar birbirleriyle sürpriz ve festivale özel performanslar da sergileyecekler. Ayrıca gelenekselleşen söyleşi ve atölye çalışmaları sürecek. Tüm konser ve etkinlikler ücretsiz.