Pazar Şimdi gezme zamanı

Şimdi gezme zamanı

25.03.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Baharla birlikte "İyi ki yaşıyorum" diye düşündüm. Doğa canlandı, ben de. Kuşlar öttü, güneş ısıtmaya başladı, çiçekler renk verdi. Artık hareket geçip bir yerlere gitme zamanı

Şimdi gezme zamanı

fturkmenoglu@milliyet.com.tr Kim takar bitmeyen yol inşaatlarını artık. İSKİ uyarı levhası koymadan yolu kapatmış, yarım kilometre geri geri gidecekmişim; aynı yerler üçüncü kere kazılıyormuş; politik sahneler kızışıyormuş; miş ve de muş. Kim takar, kim korkar, kim kızar! Hayat var önümde. Koskoca bir bahar beni bekliyor. Dünyayla beraber yeniden doğmuşum sanki. Çiçekler, dağlar, denizler, göller beni bekler. Bahar gelmiş, gerisi kimin umurunda... Bahar bu kadar mı coşkuyla karşılanır! Bu kadar mı makyajlı, bu kadar mı süslü olunur; bu kadar mı hepsi birbirine yakışır...Kır sümbülleri, kır menekşeleri ve envai renk çiçekle, Bolu bahar senfonisiyle karşılayacak sizi. Yedigöller'de orman içi yürüyüşleriyle kendinizden geçeceksiniz. Piknik masalarında "şöyle bir soluklanayım" diye oturup saatlerce yerinizden kalkamayacaksınız. Tüm Abant civarındaki coşkuya tanık olacaksınız. Göllerin hepsini çok seveceksiniz ama aslında suni bir göl olan Gölcük'e hayran kalacaksınız... Yedigöller ve bir deli orman! Harika bir araba yolculuğuyla ulaşacaksınız. Çağlayanlar, köyler, ulu ağaçlar ve uyanan bir doğa sizi karşılayacak. Oksijen çarpacak, zeytinyağı tüm vücudunuzu temizleyecek. Serin akşamlarda mışıl mışıl uyuyup, gündüzleri güneşin en güzel zamanında yürüyeceksiniz... Kazdağları ya da Homeros'un "İlyada"sında geçtiği adıyla İda Dağı burası. Dünyanın ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yer; Truva Savaşları'nın mekanı.Yeşilyurt, Çamlıbel ve Adatepe'yi mutlaka gezin. Zeus Altarı'nı ziyaret edin. Hasan Boğuldu şelalesinin yanında oturup, gürleyen suyu seyredin. Küçükkuyu ve Altınoluk sahillerinde yürüyün...Baharı duyun. Her sene gerçekleşen mucizeye tanık olun. Böcekler ve çiçeklerin arasında, kendinizi bir sevgi kelebeği gibi hissedin. Ya da bir aşk böceği. Moda eylemle "affedin"! Çamlıbel köyünde, Tunçel Kurtiz ve eşi Menend hanımın oteli Zeytinbağı'na gitmenizi öneririm. Şu sıralarda botanik turları ve yemek kursları düzenliyorlar. Balıkesir Üniversitesi'nden hocaların desteğiyle Kaz Dağları gezileri, biraz botaniğe meraklı doğa ve baharseverler için ideal. İlgilenirseniz www.zeytinbagi.com, tel: (0266) 387 37 61. Kaz Dağları'nda dolaşın İstanbul'un içinde bir lale denizi... Tam olarak hepsinin açmasına daha aşağı yukarı bir 10 gün var. Emirgan Korusu hem şehrin içinde hem de hep özlemini duyduğumuz gibi orman havasına sahip. Park konforu da işin cabası. İstediğiniz an Sarı Köşk'te bir şeyler yiyip içebilirsiniz, isterseniz patikalardan ilerleyerek, doğanın içinde kaybolabilirsiniz. İstanbul'un simgesi yapacak kadar çok sevdiğimiz lalelerin, hele de kırmızı olanların baharı bambaşka... Emirgan'da Lale Devri "Geçmiş bahar mimozaları"nı yaşamak için en uygun yer Adalar ama en çok da Burgazada. Mimozaları nisan yağmurlarından önce görmek lazım; yağmurların olacağını varsayıyorum. Bir de bence fayton turunun tam mevsimi.Mimozaların sarı tozları, belli belirsiz renk hüzmeleri gibi sizi takip edecek. İskele'den Kalpazankaya'ya kadar yürüyeceksiniz. O deli rayiha, çılgına çevirecek sizi. Çam filizlerinin serin ferahlığı havaya karışacak. Güneş parladıkça topraktan hafif bir nem yükselecek. Ataol Behramoğlu'nun harika bahar dizeleri, bence Burgazada için yazılmış: "Bu sabah mutluluğa aç pencereni / Bir güzel arın dünkü kederinden / Bahar geldi, bahar geldi güneşin doğduğu yerden / Çocuğum uzat ellerini..."Koltuğunuzun altına bir Sait Faik kitabı sıkıştırıp Burgazada'ya doğru yollanmanın tam zamanı. Ben de uçtum gittim gene yahu... İşte şimdi de ağzımda Orhan Veli; zaten biraz mavi, biraz deli..."Gün olur alır başımı giderim / Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda / Şu ada senin, bu ada benim / Yelkovan kuşlarının peşi sıra / Dünyalar vardır, düşünemezsiniz / Çiçekler gürültüyle açar / Gürültüyle çıkar duman topraktan / Hele martılar, hele martılar / Her bir tüylerinde ayrı telaş / Gün olur, başıma kadar mavi / Gün olur, başıma kadar güneş / Gün olur deli gibi..." Burgazada'da bahar İşi gücü bir günlüğüne bırakın. Günlerden bir hafta içi günü olsun. Telefonlar sussun, maraton biraz dursun. Şu kısacık hayatta, bir günlük özgürlüğümüz olsun... O gün; biraz nisan, biraz mayıs başı, sakın ha daha geç değil; çingene vapuruna atın kendinizi. Bir Asya, bir Avrupa, püfür püfür dolaşın.Erguvanları seyredin. Anadolu Kavağı'nda Kale'ye tırmanın. Kanlıca'da, o aslında lezzetsiz yoğurdu yiyin. Çengelköy'de dünyanın en pahalı hıyarlarından alın. Bebek Kahve'de kahve keyfi yapın. Mısır Çarşısı'nda bir turlayın; çantaya yarım kilo güllü Hacıbekir lokumu, 100 gram taze çekilmiş kahve atın. Ama hep erguvanları seyredin. Her açıdan, her ışıktan, her kıtadan... Akşama bir buket bahar çiçeğiyle sevgilinize koşun. Bir sürpriz yemek, veya beklenmedik bir "night-out"la geceyi uzatın. Ona erguvanları anlatın... Boğaz'ın deli erguvanları