Pazar "Size kadın sözü veriyorum"

"Size kadın sözü veriyorum"

22.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çiller başbakan olduğu gün neredeydiniz? Biz hakikaten sevinmiştik bir kadının başbakan olmasına. Şili'de seçimi Bachelet'in kazanmasına da sırf kadın olduğu için mi seviniyorum?

Size kadın sözü veriyorum

Siz Tansu Çiller'in başbakan olduğu gün nerede olduğunuzu hatırlıyor musunuz? Abi kim, niye hatırlar ki böyle bir şeyi? Tamam, belli tarihler vardır; 17 Ağustos depreminde şuradaydım, 11 Eylül'de buradaydım diye hatırlar insan... Çiller'in başbakan olduğu günü kim, niye hatırlar? Tansu Çiller'in başbakan olduğu gün, sene 93'müş, biz o zaman öğrenciyiz, Boğaziçi'nin çimlerine yayılmış, elimizde ders notları ile ders çalışacakmış gibi yapıp, ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum tabii ama eminim politikayla hiç alakası olmayan geyikler çeviriyorduk. Ben. Çünkü o gün okula gazeteciler üşüşmüştü. Ama ne üşüşmek! Duyan gelmiş. Fotoğraf makinesini kapan, kamerasını sırtlayan kampusta "görüş" peşindeydi. Çiller de Boğaziçili, ekonomi bölümünde profesördü, bölüm başkanıydı vesaire ya, öğrencisine denk gelinirse, hele de o öğrenci şöyle şık bir anı anlatırsa; süper haber yapmış olursun, o bakımdan. Biz üç kişiydik; biri yabancı -İngilizdi galiba-, diğeri Aktüel'den iki gazeteciye görüş verdik. Biri çıksa, o gün Boğaziçi'nde her üç öğrenciye iki gazeteci düşüyordu dese, ben şahitlik yaparım yani.Neyse işte, gazeteciler "Türkiye'de bir kadının başbakan olması ile ilgili duygu ve düşüncelerimizi" sordular. Çiller hakkında pek bir şey bilmiyorduk açıkçası. Sadece biz değil, Türkiye de pek az tanıyordu o günlerde Çiller'i. "Kadın" diye başbakan olmasına sevindiğimizi söyledik. Hakikaten sevinçli bir gündü o gün diye hatırlıyorum. Hava güzeldi, güneş vardı, sınav yoktu, gazetecilerin görüş alması falan eğlenceliydi, e bir de Türkiye'nin sarışın bir kadın başbakanı olmuştu. Daha ne olsundu?Kısa süre sonra, kadın-madın, Çiller'in başbakan olmasının öyle pek de sevinilecek bir şey olmadığını idrak ettik tabii. Bir kadının başbakan olamayacağını düşünmek saçma. Ama bir kadının başbakan olmasına sırf kadın diye sevinmek de saçma. Ne var sevinecek! Çok acayipmişiz. "Kadın" diye sevindik Geçen hafta Şili'de bir kadın, Michelle Bachelet devlet başkanı seçildi. Ben yine sevindim. Huy işte, hop diye değişmiyor. Şili gibi kadınlara pek kıymet verilmeyen ağır Katolik bir ülkede bir kadının devlet başkanı seçilmesine sevinmez mi insan? Gerçi Türkiye'de Çiller başbakan olduğunda sevinmemizin, hatta Avrupalıların da sevinmesinin, bir sürü yabancı gazetecinin koşarak Türkiye'ye gelip bize hislerimizi sormalarının sebebi de Türkiye'nin ağır Müslüman bir ülke olması değil miydi? Almanya'da Merkel başbakan olduğunda, kimse gidip Almanlara bir kadın başbakana sahip olmanın nasıl bir his olduğunu sormadı mesela. Bachelet'in devlet başkanı olmasına sırf "kadın" olduğu için mi seviniyorum ben yoksa yine? Huy işte, yine sevindim Hani seçimlerden önce bir mitingde "Ne düşünüyorsam onu söyleyeceğim, söylediğimi de yapacağım. Size kadın sözü veriyorum" demiş ya, "kadın sözü"ne mi tav oldum, nedir?Neyse ki Bachelet hakkında, başbakan olduğu gün Çiller hakkında bildiğimden daha fazlasını biliyorum. Bir kere sosyalist. Hem de agnostik (bilinmezci). Pinochet liderliğindeki askeri yönetim esnasında tutuklanıp işkenceden geçirilen ve hapiste kalp krizinden ölen general bir babanın kızı. O yıllardaki erkek arkadaşı yine aynı askeri yönetim tarafından ortadan kaybedilmiş. Annesiyle birlikte tutuklanıp işkence görmüş, sürgüne gönderilmiş. Geçen yıla kadar boşanmanın yasak olduğu bir ülkede boşanmış. "Boşanmış, sosyalist ve dindar olmayan bir kişi olarak, bu Katolik muhafazakar ülkede tüm günahları topladım" diye espri bile yapmışlığı olan bir kimse. Doktor. Ve şimdi devlet başkanı.* * *Yok yok, Şili'de Michelle Bachelet'in devlet başkanı seçilmesine sevinmemin kadın dayanışmasıyla falan hiç alakası yok. Ne düşünüyorsam onu söylüyorum, inanın. Size kadın sözü veriyorum! O şimdi devlet başkanı Çiller başbakan olduktan birkaç ay sonra falan, sene yine 93 yani, bir gün arkadaşlar dediler ki Sabah gazetesinin günlük ekinin -o zamanki adı da Günaydın mıydı?- kapağında kocaman bir resmin var. Ne alaka! Hemen gazeteyi bulduk tabii. E vallahi fotoğraftaki biziz. "Sorunları ekonomik" diye başlık atmışlar resimaltına, bir de "her türlü soruna barışçı çözümler getirilmesini" istiyormuşuz, "özellikle Bosna ve bazı ülkelerdeki anlaşmazlık ve çatışmalara" üzülüyormuşuz gibi şeyler yazmışlar. Anlaşıldığı kadarıyla biz bir ankete katılmışız. İyi de, katılmadık ki! Bir anket sonucunu haber yapıyorlardı herhalde, fotoğraf bulamayınca, Aktüel'in arşivinden bizim fotoğrafı alıp kullanmışlar.A ha fotoğraf şurada.Yaptığım haberleri bile kesmem ben. Bu fotoğrafı niye kesip saklamışım?İnsanın her gün bir gazetenin ekinde fotoğrafı çıkmıyor herhalde! Ne var, anı olarak saklamışım işte. Hem ben o zamanlar kimyager olacağımı sanıyordum, nereden bileyim yıllar sonra bir gazetenin ekinde yazı yazacağımı, her hafta sonu bu ekte fotoğrafımın çıkacağını... Fotoğraftaki benim ama ben böyle şeyler söylemedim Dün dışarı çıkmıyorum diye yazdım ya, daha mürekkebi kurumadan Cezayir'e, Tuğrul Eryılmaz'ın doğum gününe gitmeyeyim mi? Gittim. Tuğrul Eryılmaz'a iyi ki doğdun, hazır yeri gelmişken Kaktüs'ten barmen olarak Cezayir'e transfer olan Ertuğrul'a da iyi işler vesaire dilerim. Ve fakat niye artık geceleri dışarı çıkmadığımı bir kez daha idrak ettim. Manik de değil, depresif de, çok yorgunum çoook... manik depresif köşe Dizisi de çekilen "Sex and the City" kitabının yazarı Candace Bushnell'in yeni romanı "Lipstick Jungle" birkaç hafta önce Amerika'da yayımlandı. Kitabın kahramanları yine kentli kadınlar ama bu kentli kadınlar bu kez sekse değil, mesleklerine düşkünler.Bushnell "Çevremdeki kadınların giderek daha az erkeklerden ve daha çok kariyerlerinden bahsettiklerini fark ettim" diyor. Doğrudur, çünkü giderek daha fazla kadın üst düzey yönetici, devlet başkanı falan oluyor. Bushnell'e göre hayatının merkezine erkekleri koyan "Sex and the City" kadınları 10 yaş yaşlandı, "Ruj Cangılı"ndaki kadınlara dönüştüler. Bu kadınlar bir erkeği elde etmekten ziyade pozisyon, güç, para elde etmek için çırpınıyor. Akşam gazetesinde bu kitapla ilgili habere "Kadının yeni tatmini başarı" diye başlık atmış Mine Akverdi. Erkeğin yeni tatmini ne?İngiltere'de 11 bin erkekle yapılan bir araştırmaya göre son on yılda seks için para ödeyen erkeklerin sayısı ikiye katlanmış. Kadının tatmini iş, erkeğin tatmini seks