Şövalyelerin yedi odalı evi

Gülcüoğlu otel için şunları söylüyor: "Hayata farklı bir boyuttan bakabilmek için böyle bir yer açalım dedik. Odalarda televizyon ya da popüler kültüre ait hiçbir nesne yok. Bu aslında otel değil sanatsal bir çalışma. Kapadokyayı mekan olarak seçtik çünkü burası mükemmel bir kaçış noktası. Hem şehir yaşantısından kurtulabilir hem de etrafınıza baktığınızda eski çağlara ait birçok şey bulabilirsiniz".Talin Sarıoğlu otelin kurulduğu 250 yıllık tarihi binayı altı yıl önce keşfetmiş. İkili, kafalarında otel fikriyle bu binayı satın almış. Otele hakim ortaçağ havasını yaratırken mimar ya da dekoratör kullanmamışlar. Bu da kendi ruh hallerine göre tasarlanmış bir atmosfer oluşmasına sebep olmuş. Gülcüoğlu ortaçağ konseptine sıkı sıkıya bağlı olmalarını da şöyle açıklıyor: "Kapadokya ortaçağa ait bir yerleşim mekanı. Restore ettiğimiz tarihi evin orijinaline de sadık kalmak istedik. Bir de biliyorsunuz ortaçağ şövalyelerin çağıdır ve onlar benim kafamda iyiliğin ve doğrunun peşinden giden savaşçılardır. Bu tarz sebeplerden dolayı bu dönemi kullandık" diyor. Sacred House, yemek odası bölümü dışında Chevalier, Fullmoon Suit, Old Chapel, Deep Forrest, Blue Room, Antique Tiles ve Ankas Lair olmak üzere yedi odadan oluşuyor. Oteldeki her şey ya antika ya da el işi. Yöre sanatçılarının eserlerini de görebilirsiniz. Evin orijinalinde şapel olarak kullanılmış Old Chapel antika açısından en zengin oda. Zamanında ayin için bu odayı ziyaret eden Rum ve Ermeni patriğinin bıraktığı hediyeler de diğer eserlerin yanında yerini almış. Odaların çoğunda şömine ve jakuzi mevcut. Tüm odalarda ev yapımı vişne likörü ve sürpriz sepetler bulunuyor. İkilinin otelde kullanılan antikaları toparlaması iki yıl sürmüş. İstanbulda Çukurcumayı ve Kayserinin köylerini teker teker gezerek bulmuşlar. Alıştığınız şehir yaşamından, trafik ve gürültüden çok sıkıldınız. Kendinize küçük bir sığınak, farklı bir enerji, mistik bir mekan arıyorsunuz. İki ay önce Kapadokyada açılan butik otel Sacred House (Kutsal Ev) beklentilerinizi karşılayabilir. Sacred House yedi farklı odadan oluşan, ortaçağ tarzında dekore edilmiş küçük bir otel. Mekanın sahipleri Turan Gülcüoğlu ve Talin Sarıoğlu iki yıl önce Kapadokyada tanışmış. Sarıoğlu bu tarihi mekanda bir bar işletiyor, Gülcüoğlu da Kapadokya Lodge Country Clubda genel müdür yardımcısı olarak çalışıyormuş. Gülcüoğlu, Sacred Houseı tercih edenlerin en çok İstanbuldan gelenler olduğunu söylüyor: "Kültürel ve ekonomik açıdan yüksek seviye insanlar geliyor. Belli bir yaş aralığı söylemek zor." Standart oda fiyatı 135 dolar. Buna kahvaltı dahil. Old Chapel özel bir oda olduğu için 180 dolar. Yemeklerde ise, ana yemek 10 dolar. Tatlı ve salata dahil masa başından 22 dolar vererek kalkabilirsiniz. Fiyatlar hep dolar üzerinden. Kaldığınız sırada çeşitli etkinliklere de katılmak istiyorsanız, otel sizin için balon, bölge ve at turları ayarlayabiliyor. Balon ve at turları yapılıyor Sadece konaklama değil, yemek konusunda da iddialılar. Yemek mönüsü unutulmaya yüz tutmuş antik çağ, Rum ve Ermeni yemeklerinden oluşuyor. Gülcüoğlu ortaçağ, Sarıoğlu ise Rum ve Ermeni yemekleri konusunda çok bilgili. Sarıoğlu mutfak ve mönüyle bire bir ilgilenen isim. Yemek tariflerinin bir kısmını kitaplardan almış, bir kısmını da kendileri bulmuşlar. Mönüde Urartu kültürüne ait havuç çorbası, Roma kültürüne özgü özel şerbetli armut gibi seçenekler var. Kapadokya şarapları en çok tüketilen içkiler arasında. Yemekler antika servis takımları içerisinde uzun şövalye masalarında sunuluyor. İsteğe göre değişse de yemek sırasında genelde Dead Can Dance, Lamb, Led Zeppelin, Pink Floyd gibi grupların müzikleri çalınıyor. Mönüsü ortaçağ, eski Rum ve Ermeni yemeklerinden oluşuyor