Pazar Spiritüalist stand up’çı

Spiritüalist stand up’çı

23.11.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Barda stand up tadında kişisel gelişim gösterileri yapan Mert Dedecioğlu: “Öyle bir şey yapmalıyım ki insanlar benim geçirdiğim dönemleri geçirmeden, harcadığım zaman ve parayı harcamadan kişisel gelişim yolculuklarına başlayabilsinler diye düşündüm”

Spiritüalist stand up’çı

Farkındalık, secret, pozitif düşünce, meditasyon, boyutlar, çakralar... Yıllarca bu kavramların içinde kafa karışıklığı yaşadıktan sonra geçtiğimiz kış kendimi Mert Dedecioğlu’nun verdiği spiritüel seminerlerde buldum. Her derste bizi mizah yeteneğiyle kahkahalara boğdu, ders ücreti belirlemek yerine herkese gönlünden kopanı verme özgürlüğü tanıdı ve inatla “Benim söylediklerimi mutlak doğrular olarak kabullenmeyin, önce kendinizi dinleyin” dedi. Şimdi ders vermekten vazgeçiyor. Söylemek istediklerini anlatmak için seçtiği iki yeni yol var. Birincisi piyasaya yeni çıkan kitabı “Atarlı Evliya”. İkincisi de Leman Kültür’de salı akşamları yaptığı stand up tadındaki kişisel gelişim gösterileri. Ona buna atarlanan evliya olur mu, barda spiritüellik konuşulur mu, insan Hindistan’a gitmeden de huzur bulur mu? Kendisi anlatsın...

Haberin Devamı

Nasıl bir gösteri hazırladın?

Gösterinin amacı spiritüelliğin ne olduğunu değil ne olmadığını anlatmak bir kere. Çünkü ruhsallık anlatılmaz ancak hissettirilir. İki kısımdan oluşuyor; bir tanesi aklınıza yatan, bir tanesi de kalbinize ve sezgilerinize hitap eden. Ben “one man show” yapmıyorum, izleyicileri de işin içine katıyorum. Herkesin alması gereken mesajın, herkesin içinde olabileceğini göstermek. Bu arada bar atmosferinde arkadaşlarımızla içerek, gülerek güzel vakit geçirmiş oluyoruz.

“Bu yolda kimsenin yardıma ihtiyacı yok”

Gösteri bu yüzden mi bir kişisel gelişim merkezinde değil de barda?

Evet. Kimsenin çok farklı olmadığını, bara giden gencin de bu konuyla ilgilenebileceğini, ilgilenmiyor gibi görünenin içindeki ruhsallığı, ruhsal gibi görünenin içindeki materyalisti göstermek istiyorum.

Haberin Devamı

Kitabının adı “Atarlı Evliya” Kendini yüceltenlerle dalga geçiyor ama sen de kendine evliya diyorsun...

Evliya, Allah’ı dost edinmiş kişi demek. Allah seni kendine dost etmez, o sınırsızca verir, sen onunla bağ kurup dost olmayı isteyebilirsin. Bunda bir iddia görmüyorum. Evliyaların yüce insanlar oldukları doğru. Doğru olmayansa bizim onlardan daha az yüce olduğumuz.
Her insan bütünün
eşit parçasıdır.

Ders vermekten neden vazgeçtin?

Çünkü şunu gördüm; uzun süren eğitimler vermek zamanla eğitime gelenlerin kişisel gelişim terapistlerine bağlanmasına sebep oluyor. En kral eğitimi verip en özgürleştirici cümleleri söylesen de sen birine saatlerce bir şey anlatıyorsan o insan ister istemez seni kendine denk görmemeye başlıyor. Sen hep hoca, hep ondan “daha fazla” oluyorsun.

Barda yaptığın gösterinin derslerden ne farkı var?

Öyle bir şey yapmalıyım ki insanlar benim geçirdiğim dönemleri geçirmeden, harcadığım zaman ve parayı harcamadan kişisel gelişim yolculuklarına başlayabilsinler dedim. İki saat süren bir gösteriyle en temel bilgileri vereceğim. Ben yıllarımı harcayıp tonla para kaybederek daha ancak spiritüel hayatın yol haritasını anladım. Aslında bu yolda kimsenin yardıma ihtiyacı yok. Çünkü insanların kendi yüceliklerini fark etmeleri insanın ve evrenin doğasını anlamaktan geçiyor.

Haberin Devamı

“Hiçbir insanın durumu saatine 500 lira verecek kadar vahim değil”

Onca kurs, eğitim, kişisel gelişim merkezine gittiğin dönemlerde sana
“bu kadar da olmaz” dedirten şeyler oldu mu?

Olmaz mı, çok! Tavsiye üzerine bir arkadaşımla kişisel gelişim merkezine gittik. Aura fotoğrafı filan çekilen bir yer, güya. İki kişi toplam 660 lira para verdik. Kafama, bileğime kablolar bağladılar, ekranda azim, sevgi, öfke gibi özelliklerimin rakamsal karşılıkları çıktı. Benim kıskançlığımda 150 yazıyordu, adam şöyle bir düşündü, “150 çok fazla, 90 iyidir” deyip,
90 yazıp enter’a bastı. Ama yanlışlıkla sıfıra basmamış, kıskançlığım dokuza düştü, o gün bugündür kimseyi kıskanamıyorum! Ya böyle bir şey olabilir mi? Adam ekrana yazdığı şeyle benim kıskançlığımı düşürdü yani.

“Akıntıya kürek çekiliyor”

Spiritüellik tam olarak ne sence?

Bana göre bir şeyi düzeltme çabası değil, düzeltemediklerini de sevme ve kabul etme çabasıdır. Ama birçok kişisel gelişimcinin sistemi akıntıya kürek çekmek üzerine kurulu. Hayatta her şeyi düzeltemezsin ama düzelmemiş şeyleri de kabullenmen mümkün. Ben de en doğru sistemi bulmadım çünkü öyle bir sistem yok. Hiçbir insanın durumunun saatine 500 lira verilecek kadar vahim olduğuna inanmıyorum. Yaşam koçu diye bir meslek olması da komik. Yaşamı kim çözdü de koçluğunu yapmaya başladı?

Haberin Devamı

“Kim olduğumu bırakın, ne dediğime bakın”

Kişisel gelişim, spiritüellik gibi konularla ilgilenmeye nasıl başladın?

Dayım vefat ettikten sonra annem başladı ilgilenmeye; klasik şifa teknikleri, kuantum düşünce, reiki... Ardından babam kanser olup neredeyse öleceği bir noktadayken hayata bunlarla bağlanınca ben de ilgi duymaya başladım. Spiritüel hoca dediğimiz insanlarla çalıştım,
en önemlisi de sürekli kafa yordum. Ama bunlar önemli değil. Çünkü ruhsal konulara ilgi duyan herkes bir noktadan sonra aynı kısır döngülerin içine giriyor. Mesela ben de o süreçleri yaşarken Galler’de altı haftalık bir Sufi okuluna yazıldım ama dönüşüm 18 saat sonra oldu. Çünkü aradığım şeyin böyle aranarak bulunmayacağını fark ettim. Oxford mezunuyum, Hintlerle yaşadım, Sufizm öğrendim desem bana daha çok güvenecek belki insanlar. Ama amacım birtakım bilgiler vererek insanları onların doğru olduğuna inandırmak değil, kendi düşüncelerinin arkasında durabilmelerini sağlamak. O yüzden kim olduğumu bırakıp ne dediğime bakın diyorum.