Pazar Tarkan zili yok satıyor

Tarkan zili yok satıyor

02.09.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Tarkanın "Kuzu Kuzu" parçasının klibinde zil çalıp oynaması zil satışlarını artırdı. "Dansöz zili" olarak satılan parmak zillerinin adı da değişti; Tarkan zili oldu

Tarkan zili yok satıyor

"Önce dansözler unuttu zili, sonra herkes" diyor Eminönündeki Mercan Yokuşunda sayısı giderek azalan parmak zili ustalarından Kadir Doğanay. Bu yüzden uzun yıllardır iç piyasada yeni yetişen dansözlere, bir de Doğu kültürü ile ilgilenen, Türkiye ziyaretinden ilginç bir hatırayla ülkesine dönmek isteyen turistlere satmışlar parmak zilini. Ancak zilin Tarkanın parmaklarında arzı endam etmesiyle birlikte zil satışları üç katına çıkmış. "Özellikle gençler alıyor" diyen Doğanay, bu duruma ayak uydurmakta gecikmemiş. Zil paketlerinin içindeki dansöz kartpostallarını Tarkanınkilerle değiştirmiş. Daha küçük ve daha ucuz ziller imal etmeye de başlamış: Tarkan zilleri...Tarkan zilleri, özellikle konser girişlerinde kapış kapış gidiyor. Normal fiyatı 1-1 buçuk milyon lira olan zillerin, konser kapılarında 10 milyona kadar alıcı bulduğu söyleniyor. Doğanay, "Pepsinin reklam şirketinden geldiler, benden fiyat aldılar. Onlar için 7 bin civarında, üzerinde Pepsi logosu olan parmak zili yapacağım. Konser kapılarında onlar dağıtılacak galiba. Ya da kapak toplayanlara promosyon olarak zil verilecek" diyor ve Pepsi logolarını gösteriyor. Pepsinin ajansı AjansTek ise böyle bir promosyon çalışmasından habersiz. Ama haberleri olsa hoş olurdu. Zira, belli ki Tarkan hayranları göbek dansı izleyicilerinden hayli farklı. Onlar Tarkanın zil vurmasına seyirci kalmak değil, katılmak istiyorlar. Tarkan, "Kuzu Kuzu"nun klibinde ve konserlerinde zil takıp oynayınca, bir süredir unutulmaya yüz tutan ziller Türkiyede yeniden gündeme oturdu. Dansöz zili olarak da bilinen parmak zili, şu sıralar "Tarkan zili" adıyla satılıyor. Ve neredeyse kendi tarihinde ilk kez parmak zilinin hedef kitlesi dansözler, dansöz adayları ve turistler değil; bu coğrafyanın, aslında göbek dansıyla pek de alakalı olmayan gençleri... Dansöz olacak kız beşiğinden bellidir Yılmaz Öztuna ise Türk Musikisi Ansiklopedisinde zili anlatıyor: "Rakkas veya rakkase zil vurarak oynar. Velveleli şekilde usul vurur. Zil vururken el ve kolun positionı çok mühimdir ve asla acemiliğe gelmez. Şimdi zil vurmasını bilen rakkas / rakkase kalmamıştır." Tabii Öztuna bunları, Tarkanın zilli çıkışından 25 yıl önce söylüyor. Ancak göbek dansı uzmanlarına göre zil vurmak, sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Hatta mükemmel dansözü iyi dansözden ayıranın da zil vurmadaki mahareti olduğu söyleniyor. Bu yüzden 5. yüzyılda Hindistandan yola çıkarak Ortadoğu, Akdeniz ve Avrupaya göbek dansını yaydığı tahmin edilen çingeneler, kız çocukların kundağına büyüdüğünde dansöz olsun diye zil koyuyor. Zil ustası Doğanaya göre "Şimdiki dansözler fasa fiso". Çünkü "Hiçbiri zil vurmayı bilmiyor. Asena dansöz mü? Nesrin Topkapının, Özel Türkbaşın yeri hala doldurulamadı". Zil takıp oynayın İki elinizin orta ve baş parmaklarına zilleri geçirin. Zil lastiklerinin parmak ucu ile parmak boğumu arasında durması gerekiyor. Bu lastikler, zil parmağınızda tur atmayacak ya da fırlayıp izleyicilerin üzerine uçmayacak kadar gergin ama elinizi acıtmayacak kadar da gevşek olmalı. Artık hazırsınız...Şimdi müziği dinleyin ve ritmi yakalamaya çalışın Farklı tonda ses çıkaran ve farklı boylarda çok çeşitli parmak zili bulunuyor. Amatörlere 4-5 cm. çapındaki küçük ziller öneriliyor. Zira çapı 12 cm.ye kadar çıkan büyük zilleri idare etmekte başlangıçta zorlanabilirsiniz. Bu tür zillere geçmeden önce, uzun süre egzersiz yaparak kol kaslarınızı kuvvetlendirmeniz gerekiyor. Düm düm tek-e-tek düm tek-e-tek... Mısırlı dansözler genellikle zil çalmazlardı. Bunun yerine kendileri için zil çalacak birini tutarlardı. Zira müzisyen kiralamak o dönemde itibarın ve ihtişamın göstergesiydi. Herkes Tarkan değil. Tüm çabalarınıza rağmen zil vurma konusunda yeterince iyi olmadığınıza karar verirseniz, siz de Mısırın kaprisli dansözlerinin gittiği yoldan gidip, zilci kiralayabilirsiniz. Uzmanlar oturduğunuz yerde zil vurma egzersizleri yapmanın bir işe yaramayabileceğini söylüyorlar. Zira önemli olan zili hareket halindeyken, müziğin ritmine göre dans ederken çalabilmek. Zil çalmak çok zor değil belki ama zili layığıyla çalabilmek için müziği çok iyi bilmek ve çok fazla pratik yapmak gerekiyor. Bu esnada dans etmek ise bambaşka bir meziyet. Göbek dansı: Doğurgan kadına övgü Bu kanıya göre göbek atma figürü ana karnındaki bir bebek olmasının ve onun tekmelerinin taklidi. Dizler üzerinde yere çökerek, bacakları ayırıp kalçayı oynatmak ise doğum sahnesini anlatıyor. Dansçının kollarıyla kendi vücudunu sarması da annenin çocuğu kucağına almasını sembolize ediyor. Araştırmacılara göre göbek dansını sürekli hareket halinde olan çingeneler Ortadoğuya yaydı. Haremlerin de göbek dansının yayılmasında payı olduğu düşünülüyor.Batıli sanatçılar da göbek dansına karşı kayıtsız kalamadı. Sting "Desert Rose" albümünde Arap müziği kullandı. Tarkanın söylediği "Şımarık"ı "Kiss Kiss" adıyla söyleyen Stella Soleil ve Shakiranın klipleri sayesinde göbek dansı figürleri MTVye bile girdi. Şimdilerde zayıflamak için egzersiz niyetine göbek atan kadınlar bile var. Göbek dansının kökenleri kesin olarak bilinmiyor. Ancak bazı tarihçiler Uzakdoğu ve Orta Asya kültürlerinde, doğurma yetisinden ötürü kadınların ve hamileliğin kutsal kabul edilmesinden hareketle, bu dansın o dönemin önemli bir ritüeli olduğuna inanıyorlar. "Taklitlerimizden sakınınız" El yapımı zillerin, ustasına özel sırları var. Bakır ve çinko oranı gizli tutulduğu gibi, başka hangi madenlerin bu karışıma eklendiği de açıklanmıyor. Türk Musikisi Ansiklopedisine göre alaşıma az miktarda altın katılarak ses kalitesi artırılıyor. Bu alaşım belli bir süre kaynatıldıktan sonra kalıplara dökülüyor. İstenen inceliği elde etmek için birkaç kez silindirden geçirilen karışım daha sonra o bildik kubbeciğin yapılması için yeni bir kalıba aktarılıyor. Bu işlem, zilin ortasına, lastik için delik açılmadan önce yapılmalı. Sonra zilin kenarları daire şeklinde kesiliyor ve zil, madenin sıkışması için özel bir çekiçle dövülüyor. Son aşama zilin tornadan geçirilerek pürüzlerin giderilmesi.Zil ustaları "Taklitlerimizden sakının" diyorlar ısrarla. Zira sarıya boyanmış demirden zil imal edenler de var. Turistler bu durumu fark etmişler bile. Hakiki parmak zili aradıklarında, demire kanmamak için yanlarında mıknatıs taşıyorlar. Parmak zili, eski ve yeni Raks müziğinde kullanılan vurmalı bir saz. Bakır ve çinko karışımı sarı bir alaşım olan pirinçten yapılan ziller, dünyanın pek çok ülkesinde modern teknoloji ile birörnek üretiliyor. Türkiye gibi birkaç ülkede hala el yapımı ziller bulmak mümkünse de döküm zillerin son günlerini yaşadığını söylemek yanlış olmaz. Zira artık eskisi kadar tecrübeli zil ustası kalmadığı için el yapımı zillerin kalitesi düşmüş.