"Tarkan'a modacısı olma teklifini ben yaptım"

axpaz021.jpg Londra'daki evinden telefon röportajı yaptığımız Rıfat Özbek tasarımcısı olduğu ünlü İtalyan markası Pollini'nin 2006-2007 kış koleksiyonu için çalışmaya başlamış bile. İki yıl ara verdiği moda dünyasına iki yıl önce bu markanın tasarımcısı olarak dönen Özbek, Pollini için beşinci koleksiyonunu çiziyor şimdi. Onu cep telefonundan bulduk çünkü çalışırken ev telefonuna bakmıyor, telesekretere mesaj bırakmanızı istiyor. İşi yarım bıraktıracak kadar önemli bir olaysa cevap veriyor ancak ev telefonuna. "İngiltere, İtalya ve Yalıkavak'taki evlerimde, uçakta, arabada, vapurda nerede fırsat bulursam çizim yapıyorum. Londra, New York, Paris, Milano, İstanbul ve Bodrum'un insanları ve gençliği ilham veriyor bana" diyor. Artık bir seyyah gibi yaşadığını söyleyen Özbek, Tarkan'ın Dice Kayek'ten sonra yeni modacısı oldu. Tasarım yaptığı ilk Türk "ünlüsü" Tarkan'ın İnönü ve ODTÜ Stadyumu konserleri için iki siyah kıyafet hazırladı. Ve tasarımlarında aynalar, püsküller, çengelli iğneler kullandı. Özbek, Tarkan'ı giyim konusunda zevkli buluyor. "Tasarım yaparken onu sahnede düşünüyorum. Sahnede parlayan bir yıldız gibi" diyor. Bodrum'da, Ahmet Ertegün'ün evinde akşam yemeğinde tanıştık Tarkan'la. Yazıldığının tam tersine teklifi ben yaptım. "Sana kıyafet hazırlamayı isterim" dedim, o da benimle çalışmaktan çok mutlu olacağını söyledi. "Ben de isterim" dedi. Tarkan'ın yeni modacısı sizsiniz. Basında Tarkan'ın sizi ikna ettiği yazıldı. Teklifi kim yaptı? Madonna'ya üç kıyafet hazırladım. Lady Diana, Janet Jackson ve Angelica Houston ile de çalıştım. Sahne kıyafeti hazırladığım, tasarım yaptığım ilk Türk sanatçı Tarkan. Daha önce hangi ünlü sanatçılarla çalışmıştınız? Aralarında hiç Türk var mıydı? "Siyah Tarkan'a çok yakışıyor" Çünkü onun şarkılarını her zaman çok sevdim. Tanışınca da gördüm ki çok şeker. Alçakgönüllü ve efendi bir adam. Niye Tarkan? Çok zevkli bir çocuk. Pop star gibi giyiniyor. Giyim zevki nasıl? Tarkan'ın tarzını biliyorum artık. Tasarım yaparken onu sahnede düşünüyorum. Sahnede parlayan bir yıldız gibi o. İnönü Stadı'ndaki siyah kıyafetine küçük aynalar işledik. Ceketinin kollarına da renkli püsküller yerleştirdim. Tam bir pop star havası yaratmak istedim çünkü. ODTÜ Stadyumu'nda giydiği tasarımımın yeleğine ve pantolon paçalarına matadorlar gibi çengelli iğneler koydum. Ona kıyafet hazırlarken nereden yola çıkıyorsunuz? Müziğinden, sahnesinden... Neden etkileniyorsunuz? Siyah sahnede her zaman çok güzel duruyor. Tarkan'a da çok yakışıyor. Siyaha punk bir hava vermek için gümüş aynalar ve gümüş çengelli iğneler kullandım. Neden her iki kıyafet de siyah? O beğendiği tarzı söyler, oturur konuşuruz. Fikirleri olan ve fikirlerini söylemekten çekinmeyen bir çocuk. Tarkan karışıyor mu kostümlerine? Yoksa tamamen size mi teslim oluyor? Şu an koleksiyonumla ilgileniyorum. Kafam onunla çok meşgul. Bitirinceye kadar yeni bir şey yapmayacağım. Yakında yeni bir tasarım yapacak mısınız Tarkan için? "Yine kendi adıma koleksiyon hazırlayacağım" Yıllar önce bir İspanya seyahatimde izlemiştim matadorları. Kıyafetleri hoşuma gitmişti. Koleksiyonumu hazırlarken matadorlardan, Kuzey Afrika ve Güney İspanya'dan etkilendim. Oradaki İspanyollar ile Afrika'daki kültürü karıştırdım. Ayrıca İznik desenleri ve ipek baskıları kullandım. Tarkan'ın kıyafetinde olduğu gibi Milano Moda Haftası'nda sunduğunuz Pollini'nin 2006 yaz koleksiyonunda matadorlardan esinlenmişsiniz. Hayır. İki yıldır Pollini ile çalışıyorum, işlerimi biraz oturttuktan sonra yine kendi adıma koleksiyon hazırlayacağım. Kendi adınıza koleksiyon yapmayı bıraktınız mı? Vallahi çok beğeniyorum. İstiklal Caddesi'nde çok enteresan giyinmiş gençler görüyorum. Hoşuma gidiyor. Türk kadınının giyim zevkini nasıl buluyorsunuz? Bu kış her şey biraz daha büyük, bol. Hem dar hem de pilili etek var. Pantolonlar çok dar. Açık saçık giyinmeden kadınsı olmak moda. Hanım hanımcık giyinmek popüler bu sezon. Siyah yine çok moda. Sizin gibi bir modacıyla röportaj yapıp da kış modasını sormamak olmaz... "Tüm günümü kütüphanede çizim yaparak geçirdiğim oluyor" Kitaplar arasında çalışmak çok hoşuma gidiyor. Kütüphaneler çok sakin. Cep telefonu da yasak hem. Buralarda daha iyi konsantre olup çizim yapıyorum. Elime bir sandviç alıp tüm günümü kütüphanede çizim yaparak geçirdiğim oluyor. Bir röportajınızda "Koleksiyonlarıma hazırlık yaparken kütüphanelere yaptığım ziyaretler bana ilham verir" demişsiniz. Ailemin topladığı 400 yıllık geçmişe sahip bir koleksiyondu. Hatıralarla yaşamayı sevmiyorum. Ayrıca koyacak yerim de yok. Sevdiğim parçaları kendime ayırdım. Kardeşim de öyle. Geri kalanların da inşallah başkaları zevkini çıkarır. Antikaya da meraklısınız. Abinizle ortaklaşa sahip olduğunuz koleksiyonu neden sattınız?