Pazar Tek taraflı bağlılık bağımlılık değil mi?

Tek taraflı bağlılık bağımlılık değil mi?

21.08.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Kurumsal bağlılık" zaten içimizde var. Büyük şirketler onu yüzeye çıkarmak için ne yapıyorlar, bilmiyorum. Herhalde gizlice kolamıza "bağlılık hapı" atıyorlar

Tek taraflı bağlılık bağımlılık değil mi

tubaakyol@milliyet.com.tr Ben bir gaflet anında, sebebini bilmediğimden değil öylesine, niye daha sık görüşmediğimizi sordum.Çok çalışıyorlarmış. Çok fazla çalışıyorlarmış. Çok iş varmış, çoook.Doğru, çok çalışıyorlar. Gündüz saatlerinde iki dak'ka telefonla konuşamıyoruz mesela. Akşamları geç saatlere kadar işte kalıyorlar. Hakikaten çok çalışıyorlar. Gaflet uykusu derin oluyor, insan kaptırdı mı uyanamıyor. "Niye bu kadar çalışıyorsunuz?" diye kaşıyorum."Çalışan"lardan ne istiyormuşuz biz? Bu ülkede alışmış tabii herkes yan gelip yatmaya...Kim yatıyor abi? Herkes çalışıyor. Hayır. İkisi de çalışanlarından yana çok dertli. Niye bu insanlar işlerine daha fazla konsantre olmuyorlarmış acaba? Niye mesai bitsin de eve gidelim istiyorlarmış? Niye işlerini çok daha hızlı, çok daha iyi yapmıyorlarmış? Bunlar bu gidişle batıracaklarmış şirketi! İkisi de mühendis, ikisi de çalıştığı şirkette yönetici konumunda, ikisi de daha üst düzey yöneticiliklere talip iki arkadaşımla -ikisi de kadın- oturuyoruz. Pardon! Atladığım bir şey mi var? Siz bir ara çalıştığınız şirketlerin patronlarının oğluyla evlendiniz de beni düğüne mi çağırmadınız? Ya da ne bileyim, geçenlerde bir gün bu patronların aslında sizi yıllar evvel terk eden babalarınız olduğu ortaya çıktı da bana söylemeyi mi unuttunuz? Ya da çalıştığınız şirketlere ortak mı oldunuz? Ne oluyorsunuz?Yana yakıla şikayet ettikleri şey; iş savsaklayanlar, mesai saatlerinde çalışmayanlar olsa... O bile değil. Öğle yemeğine çıkan, mesai bitince de evine gitmek isteyenler.Uluslararası şirketlerde çalışıyor ikisi de. Teknoloji ilerledi, bilim aldı başını gitti. "Oralarda size bir şey yapıyorlar" diyorum. "Bir şey yapıyorlar ama ne? Çayınıza, kolanıza falan hap atıyor olmasınlar sakın!"Ne hapı? "Bağlılık hapı." Patronun oğluyla mı evlendin? Business aleminin "kurumsal bağlılık", "çalışan memnuniyeti" gibi pek şık tabirleri var. Artık çalıştığınız şirket için çalışmanız yeterli değil. O şirketi sevmeniz, kendinizi o şirkete ait hissetmeniz, hatta daha ileri gidip şirketi kendinize ait zannetmeniz bekleniyor.Tüm bunlar yeni değil esasında. İnsan ezelden beri kendisinden büyük ve güçlü bir yapının bir parçası olmak, kendini onun üzerinden büyük ve güçlü hissetmek ister. Tanrı'ya inanmak gibi. "Benim babam senin babanı döver"den, "En iyi okul bizim okul o'luum"dan başlayarak "Bizim şirket süper"e kadar giden bir hadise. "Kurumsal bağlılık" yani, zaten içimizde bir yerlerde illa ki var. Şimdi yapılan içimizdeki bu noktayı dürterek yüzeye çıkmasını sağlamak. Benim babam senin babanı döver Bunun için her vesileyle partiler, toplantılar yapılıyor. Buralarda ha bire sizin şirketinizin en iyi, en özel, en şahane olduğu, burada çalıştığınız için sizin de en iyi, en özel, en şahane olduğunuz ve istikbalde hep birlikte daha iyi, daha özel, daha şahane olacağınız ama tabii bunun için elbette hep birlikte "çok, çok, çok" çalışmanız gerektiği söyleniyor.Rakiplerin önünde olduğunuz alanlarla ilgili belgeler duvar panolarına yapıştırılıyor. Kendinizi geliştirmeniz için ücretsiz kurs olanakları sunuluyor. Bazı anlaşmalı kurumlardan indirim almanız sağlanıyor. Şirket sosyal sorumluluk projeleri yaparak, sosyal sorumluluğun vicdanı yükünü sizin omuzlarınızdan almakla kalmıyor, size ele güne karşı şirketinizle övünme fırsatı da veriyor.E makul bir maaş, çalışmalarınızı takdir eden bir müdür, bir de güven ortamı ve terfi ihtimali oldu mu? Daha ne olsun? Bağlılık hapını yuttunuz. Biz en iyi, en özel, en şahaneyiz İş dünyasında fiziksel gücün yerini makinelerin almasıyla birlikte çalışmak denen hadise "düşünmek" manasına gelir oldu. Artık çalışandan bilek gücü değil, beyin faaliyeti bekleniyor. Birini sizin adınıza düşünmeye nasıl ikna edersiniz? Elbette onu memnun ederek; onu, adına düşündüğü kuruma bağlı kılarak; kendini, şirketin patronu gibi hissetmesini sağlayarak..."Kurumsal bağlılık" kötü bir şey mi? Şirketler "çalışan memnuniyeti"ni önemsemeseler, daha mı iyi olur sanki?Ne bileyim? Bunun karşılıklı bir alışveriş olduğunu unutmasak... Şu benim iki arkadaş şirketten terfi beklentileri olduğu için bu kadar çalışıyorlar. Bunu da söyleyen ben olmak istemem ama, söylemesem de duramam, onların derdinin devası aynı haptan yanlarında çalışanlara da yutturmak. * * * "Siz hapı yutmuşsunuz" diyorum. "Bizi anlamıyorsun" diyorlar.Anlamak istemiyorum. "Sen bizi hiç anlamıyorsun" Gallup'un yaptığı bir araştırmaya göre kadın çalışanlar çalıştıkları şirkete erkeklerden daha fazla "kurumsal bağlılık" hissediyorlarmış. Zaten kolasına hap atılarak uyutulanlar da hep kadınlardır. Ne olacak biz kadınların hali?Yine depresyondayım. manik depresif köşe Candan Erçetin'i bir çok sevenler vardır, bir de görmeye bile tahammül edemeyenler. Ben kendisine azıcık Fransız kalanlardanım. TV'de klibi dönerken kumandanın üstüne uçarak kanal değiştirenlerden değilsem de, eğer Özkan (Güven) "Şimdi sen alıyorsun bu CD'yi, gidiyorsun eve, açıyorsun sesi sonuna kadar, dinliyorsun ve çok hoşuna gidiyor, tamam mı?" demese, katiyen Candan Erçetin'in "Remix'5"ini dinlemem.Zaten remikslere de ekseriyetle gıcığım. Eski şarkıları alıp azıcık hızlandırıyorlar, oluyor size remiks. Çoğu şarkıcı bu hızlandırılmış versiyon için stüdyoya girip yeni okuma yapmaya bile tenezzül etmiyor. Ve fakat "Remix'5"i dinledim. İki tane "Melek" var, onları pek tutmadım, gerisi süper. "Bir Yangının Külünü"yü mütemadiyen dinliyorum zaten. "Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar"ı da... Eve her gelene de zorla dinlettiriyorum. "Üff remiks mi?" diyorlar, sonra bir bakıyorum direkt kulüp havasına geçiyorlar.Candan Erçetin'in "Remix'5"inin prodüktörlüğünü Ali Şahinbaş, namı diğer DJ Fuchs yapmış. İyi yapmış.Bu arada ama doğru ama fıkra, ortamlarda yeni bir geyik dönüyor. Efendim artık kulüplerde müşteriler müziği beğenince DJ kabinine para gönderiyorlarmış. Dansöze para takma modeli, "bas bas paraları DJ'e" tadında yeni bir adet.Takdir etmenin, beğenmenin de türlü çeşitli yolu var tabii. Bas bas paraları DJ'e...