Pazar Uçtu uçtu Hande uçtu!

Uçtu uçtu Hande uçtu!

02.08.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Hande Yener cuma akşamı Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde bir konser verdi. Dans şovlarının ve kendisinin havada uçtuğu konserin öncesinde Yener’in provasını izledik, kulisine girdik ve “Hayalimdeki konser” dediği şovunun hazırlık sürecine tanık olduk

Uçtu uçtu Hande uçtu

Tam 250 bin kristal taş, 700 metre kumaş, 7 kostüm, 24 şarkılık repertuar, 12 dansçı, 200 kişilik dev ekip, 3 ay süren prova ve işte karşınızda Hande Yener... Son bir haftadır sosyal medya Hande Yener’in Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde geçtiğimiz cuma günü vereceği konseriyle çalkalanıyordu. Dikkatimi çeken, Yener’in bugüne kadar yaptığı en iddialı sahne şovuna hazırlanmasıydı.

Haberin Devamı

Tek bir patron var!

Beş yıl önce kendisini yazlık bir ilçe olan Çınarcık’ın mütevazı bir barında, bir ay önce de bir televizyon kanalının davetinde izleme şansını yakaladım. Onun için nerede, nasıl ve kaç kişiye konser verdiğinin bir önemi yok. Sahne demek her şey demek. Dansçıları mutlaka yanında, kostümleri her defasında seyirciyi etkileyecek türden. Saçlarının ise ne zaman ne renk olacağını kimse bilemiyor. Sonuç olarak her koşulda sahne şovuna önem veren bir sanatçının “Büyük Şov” olarak adlandırılan bu konserine kayıtsız kalmak olmazdı. Dahası provalarına katılmak ve kulisine misafir olmak en güzeli olurdu -ki öyle de oldu!

Cuma günü binlerce hayranının doldurduğu Açıkhava’nın sahnesi henüz boşken, foto muhabiri arkadaşım Ercan Arslan’la ön sıralarda yerimizi aldık. Dekor neredeyse hazır, orkestra ses provasına Yener’in vokalistiyle çoktan başlamış durumda. Sahne üstünde bir o yana bir bu yana koşanlar arasında tanıdık bir sima mevcut; modacı Hakan Akkaya! Hande Yener’in konser boyunca giydiği yedi kostümde imzası var.

Haberin Devamı

Yener’in olmazsa olmazı dansçıları da sahnede. Herkes ikili, üçlü gruplar halinde bulduğu yerde prova yapıyor. Teknikten sorumlu arkadaşlar ses ayarlarıyla uğraşıyor, sahneden sorumlu personel merdiveni naylonla kaplıyor. Tüm ekip göreni şaşırtacak bir uyum içinde çalışıyor. Gözlerim sürekli bir amir arasa da yok, bulamıyorum. Beş dakika sonra anlıyorum ki dansın da, prodüksiyonun da, ulaştırmanın da tek bir patronu var: Hande Yener!

Kraliçeye özel malikane

Sahneye geldiği anda tek bir kelime etmemesine rağmen tüm ekip bir araya geliyor ve ilk şarkıdan prova alınmaya başlanıyor... Dekordaki bir koltuğun nerede durması gerektiğinden sandalyelerin sağlamlığına kadar ince eleyip sık dokuyor sanatçı. Öyle bir prova yapıyor ki sahnede bu enerjinin üstüne nasıl çıkacak diye merak ediyorum. “Kostüm, ışık ve anın getirdiği enerjiyle daha da yükselecek inşallah” diyor. İnsanlardan aldığı enerjiye çok önem veriyor, dolayısıyla tüm ekibe her an enerji dağıtıyor.

Haberin Devamı

Yener’in sahne danslarınının yanı sıra dekora da verdiği önemi görmezden gelmemek gerekiyor. “Hayalimdeki konser” dediği Açıkhava konserinde sahnesinin dekorunu mimar Engin Özmen’in tasarladığını öğreniyorum. Özmen dekoru, bilinmeyen bir gelecekte Hande Yener’in lideri olduğu kolonisiyle birlikte yerleştiği, terk edilmiş, kraliçeye özel bir malikane olarak tasarlamış.

Üç aydır prova yapıyorlar

Sanatçıların para kazanmadığı, prestij için çıktığı söylenen Harbiye Açıkhava sahnesinde Hande Yener “İşte yine buradayım” dedi. Üç aydır provaları süren ve 200 kişilik dev bir ekiple çalışan Yener, 24 farklı dans şovuna hazırlandı. Konser öncesi kulisinde sohbet ettiğimiz sanatçı, Türkiye’de şovun zorlu bir iş olduğunu ve kilitli tüm kapıları kendisinin açmak zorunda kaldığını anlattı: “Seyircinizi şaşırtacak bir şov yapmak istiyorsunuz, mesela ‘Sahnenin altından yukarı çıkayım’ diyorsunuz, ‘Biz oraya beton döktük’ diyorlar. Yukardan aşağı uçarak geleyim diyorsunuz ‘Tartmaz’ diyorlar. Türkiye’deki bazı kapıların kilidini açmak için çok uğraştım.”

Haberin Devamı

Yener bu konuda yerden göğe kadar haklı. Siz sanatçı olarak ne hayal ederseniz edin, Türkiye’de teknik olarak bunun dörtte birini gerçekleştirebiliyorsunuz. Sanatçılar için manevi değeri ne kadar yüksek olsa da günün sonunda hayaller Broadway, gerçekler Harbiye...

Mütevazı ötesi bir kulis

Hande Yener’in kulisi denince aklınıza ne geliyor bilemem ama benim gördüğüm mütevazı ötesi küçük bir odaydı. Öyle kapısında kocaman harflerle adı da yazmıyor üstelik. İçerde makyözü ve şan hocası var. Menajerinden basın danışmanına kadar herkes aşağıda koşuşturuyor.

Konserlerine giderken yanından ayırmadığı bir eşyası olup olmadığını soruyorum. “Yok” diyor. Kulis için abartılı istekleri de yok. Her konser öncesi yaptığı tek şeyin yukarıyla bağlantı kurmak, iyi şeyler dilemek ve inanmak olduğunu söylüyor. Ben izlenimlerimi yazmak için gazeteye dönüyorum, saatler 21.30’u gösterdiğinde ise beyaz bir melek Açıkhava sahnesinde uçuyor.