Pazar "Ülke sorunlarıyla ilgilenmeyen siyasi karikatüre de bakmaz"

"Ülke sorunlarıyla ilgilenmeyen siyasi karikatüre de bakmaz"

11.06.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Milliyet çizerlerinden Ercan Akyol'un ve Radikal çizeri Emre Ulaş'ın kitaplarında son bir yılın politika ve ekonomi gündemini bir çırpıda hem de eğlenerek gözden geçirmek mümkün

Ülke sorunlarıyla ilgilenmeyen siyasi karikatüre de bakmaz

Tüm günlük gazeteleri okuyup, internette de haber takip eden çizerler gündemi uzun bir köşe yazısı yerine bir-iki karede anlatıyorlar. Akyol bunu yaparken bazı önemli noktalara dikkat etmek gerektiğini söylüyor: "Karikatürcü siyahla beyaz arasında, gri tonlarda yürümez. Daima haklıdan, ezilenden yanadır. Savaşa karşı otomatikman barıştan yanadır." Ulaş da onu destekliyor "Bir karikatürcü 'Eğer biz de bu savaşa girersek nasıl, nerede bir kârımız olur?' diye düşünmez" diyor ama karikatürcüler arasında da gri tonlarda yürüyenler olduğunu ekliyor. Akyol ise bu durumu bir adım öteye götürüyor: "Hatta artık yağcı karikatüristler görebiliyoruz." Milliyet gazetesi çizerlerinden Ercan Akyol ve Radikal gazetesi çizerlerinden Emre Ulaş'ın son bir yıldır çizdikleri karikatürleri topladıkları kitapları çıktı. Akyol'un kitabının adı "Çiziyorum", Ulaş'ınki ise "Cilalı Taş Devri-Ampulbank". İkisinin de bir yıllık periyotlarla çıkardıkları dördüncü kitapları. Ercan Akyol: Türkiye'de böyle, karikatürleri kitap halinde çıkarma işini periyoda ilk defa biz bağladık. Çizdiklerimizin gazetelerdeki yaşam süresi bir günle sınırlı. Her karikatürcü de yaptığı şeyin günün sonunda çöpe gitmesine üzülür. Hepsinin gönlünde karikatürlerinin kalıcı olması isteği vardır. Kitaplar da bunu sağlıyor. Emre Ulaş: Tabii bir de kitap çıkardığınızda sadece gazete okurlarıyla da sınırlı kalmamış oluyorsunuz. Her yıl bir kitap çıkarma fikri nasıl ortaya çıktı? "Dergi mizahı daha popüler" Ercan A.: Dergi mizahı her zaman popülerdir. Siyasi olduklarını iddia etseler de. Bu ülkenin sorunlarıyla ilgilenmeyen bir adam, günlük gazete karikatürleriyle de ilgilenmez zaten. Mizah ille de "Odun, ben sana kodum" değil ki. Böyle olunca hem ucuz hem popüler oluyor, gırgır yapıyorlar yani. Emre U.: Ama alıcısı olan da o. Karikatür deyince insanların aklına dergi karikatürcüleri geliyor artık. Onların kitapları da alınır, okunur, sevilir. Sizinki gibi günlük gazete karikatürleri, siyaseti, politikayı, gündemi takip edenlere hitap ediyor. Daha zor alıcı bulur sanki bu kitaplar. Emre U.: Piyale Madra'ya gazete çizeri diyebilirsiniz ama diyemeyebilirsiniz de. Günlük gazeteye ihtiyacı yok o çizginin. Bant olarak da yayımlanabilir o. Ercan A.: Sosyolojik, bireysel analizler yapan bir çizer. Emre U.: Gündeme dair değil. Ercan A.: Bizimkiler günlük siyasi karikatür. Editöryal karikatür de denir. Piyale Madra da günlük gazete çizeri ama siyaset ya da gündem takibi içinde değil. "Küfür de ediyorlar tehdit de" Emre U.: Evet. Bir de her karikatürün yanında tarihleri var. Böylece hangi tarihte hangi konunun gündemde olduğu görülebilir. Ercan A.: Tabii en önemlisi bu karikatürler bir dönemi anlatıyor. Nasıl bir gazeteci aslında günlük yazar ama iki-üç sene sonra yazdıkları tarih olur, karikatürcü için de bu geçerlidir. Sizin bu karikatür kitaplarınızla bir yıllık gündem rahatlıkla şöyle bir tekrar gözden geçirilebilir. Ercan A.: Dediğiniz gibi resimli romana benziyor. Pat pat pat tüm gündem takip ediliyor. Hem de daha kolay, daha çabuk, daha eğlenceli olarak takip edilebilir. Emre U.: Geliyor. Daha çok e-posta yoluyla. Bazen çok çevresinden dolandığım konularda bile keskin cevaplar veriyorlar. Okurlardan tepki geliyor mu? Emre U.: Tabii.Ercan A.: Tehdit edenler de oluyor. Emre U.: Tehditler daha çok din içerikli karikatürlerde oluyor.Ercan A.: Bana İBDA-C'den bile geldi "Sen öldün, bittin" diye. Keskin derken? Küfür mü ediyorlar? Ercan A.: Yok. Siyasi kızdığı zaman zaten sizi mahkemeye veriyor. Siyasilerden geliyor mu tepki? Ercan A.: Aristo'nun mizah için güzel bir sözü var: "Mizah eğitim görmüş küstahlıktır." Bu çok doğru bir laf. Bu küstahlık sınırını ne belirler? Karikatür karşı tarafın ahlakı ya da ahlaksızlığı kadar küstah olabilir. Karikatürcü de o ahlaksızlığı abartarak, onu komik duruma düşürerek topluma sunar. Çizerken eleştiri sınırınız nedir? Kendinize nerede dur dersiniz? Ercan A.: Her an karikatürle yaşıyoruz biz. Bir kafede oturuyorum, o sırada sağıma bakıyorum türbanlılar, soluma bakıyorum türbanlılar. Başlıyorum türbanlılar üzerine karikatürler yapmaya. Bir defteri dolduruyorum. Bunlar yayımlanmak üzere değil illa ki. Emre U.: Tabii bir karikatürcü boş zamanlarında da karikatür çizerek rahatlar. Evde otururken de ya da sokakta aniden bir şey gördüğünüzde hemen çizime başlar mısınız? "Aslında bir fasit dairede döner gibiyiz. Hep aynı şeyler oluyor. Ama bu hükümet, bu başbakan bizim açımızdan eski liderlerin üçünün, dördünün yerini doldurabiliyor. Tesettürüyle, ekonomisiyle, yolsuzluğuyla, yolsuzluk aklamalarıyla... Yani malzeme açısından neredeyse en iyi dönem denebilir." Ercan Akyol: "Erdoğan malzeme açısından üç-dört eski liderin yerini tutuyor"