Pazar VTR olacaksınız, azıcık ağlar mısınız?

VTR olacaksınız, azıcık ağlar mısınız?

12.12.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Önce VJlerin ağzına sakız oldu: "Bir VTRmiz var." Sonra galiba sabah programlarında "Bir VTR girelim" diye kullanılmaya başladı. Şimdi ana haber bültenlerine kadar her yerde. "Ünlüler Çiftliği", "Gelinim Olur musun"da falan dakka başı kanıt babında "VTRlerde var" deniyor. Son bomba ise Pınardan: "VTR olmak!"

VTR olacaksınız, azıcık ağlar mısınız

Uğur Keklik: Aday erkekler arasında hiç tutmadığım kişiler vardı. Uygarı ya da Dr. Kaanı evleneceğim biri olarak görmedim hiç. İşte bu negatif elektrik olmuş oluyor. Hasanla konuşurken de frekans olayı var. Hasan çok sakin, polemiğe girmeyen, ben ona bir şey anlattığımda dinleyen ama hiçbir yorum yapmayan biriydi. Bir ara hatırlarsınız elektrik vardı; alınıyordu, veriliyordu, negatifti, pozitifti... Hatta o zamanki "evlilik evi"ndeki hatunlardan birine, Uğur Keklike sormuştum. Nedir bu elektrik meselesi, frekans da ne ola ki diye... Uğur Keklik: Ama Gökhanın ses tonu güzel. Hasanın sesi beni etkilemedi. Gökhanın sesi etkiledi. Bu da frekans olmuş oluyor.Bir süre "Vay sen de mi bira içiyorsun? Bu frekans olmuş oluyor", "Üstündeki kazak iğrenç. Bu negatif elektrik olmuş oluyor" diye ortalıkta dolaşmışlığım vardır. Ta ki sevgilim böyle konuşmaya devam etmemin aramızda elektrik kesintisine neden olacağını söyleyene kadar.Tam da elektrik bitti gitti derken... Ve fakat gün geçmiyor ki şu "benimle evlenir misin, gelinim olur musun, kaynanam olsana, sana ana diyeyim mi, anan güzel mi..." reality showlarından birinde yeni bir kelime peydah olmasın.Şimdi mesela "beğeni", hatta bazı bazı "beğenti" var.Yok, aman karıştırmayın: "Beğenti", aşk olmuş olmuyor. "Hoşlantı" olmuş oluyor.Meral hanım ise geçenlerde "Özür dilemek de bir erdemliktir" dedi. Semranım ile canı oğlu Atanın kurduğu cümlelere ise yetişmek mümkün değil ey okur. İzle ve gör. Dinle ve anlama. Ya da boş ver, kendini yorma! Ama Gökhan Yoldaş da (Uğur Keklikin yarışmadaki sevgilisi) öyle biri. Ama tüm bu evlilik şovlarının özünün sözü ne elektrik, ne frekans, ne beğenti, ne hoşlantı, ne o, ne bu... Şu: Pınar (Gitti mi o dün gece?) geçen hafta görüşme odasında ağlarken "VTR olmak için ağlamıyorum" dedi, bir de yetmez üç kere: "VTR olmak için ağlamıyorum."VTR olmak!VTR, video tape recorderın ilk harflerinden oluşan bir kısaltma. Aslında aletin adı yani. Video. Ama televizyoncular canlı yayın sırasında önceden çekilen görüntülerin gösterilmesine "VTR girmek" diyorlar. Peki ya "VTR olmak"?Bir gün sonraki canlı yayında banttan gösterilecek "kıymette" bir "performans" ortaya koymak herhalde.Pınar ağlarken "istemem yan cebime" VTR olmak istiyordu diye iddia edecek değilim. Kim bilir belki de o anda hakikaten VTR olmak için ağlamıyordur. Ama belli ki kaç zamandır VTR olmak için uğraşırmış kızcağız. Bunu düşünürmüş. Bağırınca VTR olunur, ağlayınca VTR olunur falan diye kendince VTR olma kriterlerini falan da saptamış. VTR olmak ha? Afferin kızıım! "VTR olmak için ağlamıyorum" "Gelinim Olur musun?"un bir dili var. Kendilerine has kelimeleri, sadece sıkı takipçilerinin nüansı fark edebileceği his tarifleri var. Salt kelimelerle kurulan bir dil değil bu. Her yerde olduğu gibi, tüm işyerlerinde, tüm evlerde; davranışlarla da şekillenen bir dil. O sessiz, sakin, şirin Süheyla hanım ona kahve yapmadı diye bir gelin adayını evden göndermeye kalkışmıştı mesela da çok şaşırmıştık. Kahve yapmayarak, çay tazelemeyerek falan konuşulan bir dil bu!Politikanın da kendine has bir dili var. Geçenlerde Tayyip Erdoğan, Edirnede konuşma yaptığı salon boş diye il teşkilatını görevden almaya kalktı. Oysa teşkilat Erdoğana "Edirneliler böyle toplantılara fazla ilgi göstermez, kusura bakmayın" demişti. Ama işte Erdoğan kusura bakmıştı. Sonunda teşkilat kendiliğinden istifa etti.Şimdi aynı olayı bir de şöyle okuyun:AKP Edirne il teşkilatı, CHPli Necdet Budakın transferi yüzünden Tayyip Erdoğana kızdı. Tayyip Erdoğan, Edirneye geldiğinde de salonu boş bırakarak bu transfere tepkisini gösterdi. Erdoğan da boş salondan bu tepkiyi anladı, karşı-tepki olarak teşkilatı görevden alacaktı. Bunu gören teşkilat kendiliğinden istifa etti.Abi konuşarak anlaşsanıza! Bir dil var dilden içeri... Onlar susuyor hareketleri konuşuyor "Gelinim Olur musun"daki hatunların bunu dile getirme şekli her ne kadar biraz tuhafsa da, nihayetinde haklılar. Birini beğenmek ona aşık olmaya yetmeyebilir.Tersi? İnsan beğenmediği birine aşık olabilir mi?Haşmet Babaoğlu, "Sevilmek beğenilmeye yetmiyor mu? Eyvah!" diye bir yazı yazdı (Vatan, 5 Aralık). Örnekle açıklamış: "Ahmet, Neclanın ona aşkla bağlandığından emindir ama onun gözünde değerinin ne ve ne kadar olduğundan bir türlü emin olamaz."Yani Babaoğlu Neclanın Ahmete aşık olabileceğini ve aynı anda onu beğenmeyebileceğini söylüyor.Karışık mı oldu bu? Neyse, benim diyeceğim ve hatta kendim de demeyerek Mehmet Günsurdan alıntılayacağım şudur. Zira Babaoğlu da hoş bir kimsedir ama Mehmet Günsur daha yakışıklıdır ve üstelik bence bu mevzuda daha haklıdır:"Aşk, karşısındaki insanın yaptığı her şeye aşık olmaktır. Sigarayı çıkarışından peçeteyi tutuşuna, verdiği kararlara kadar" (Hürriyet, 5 Aralık).Beğenmediğiniz biriyle sevgili, karı-koca, arkadaş olabilirsiniz. Ama ona aşık mısınızdır? Hayır! tubakyol@yahoo.com İnsan beğenmediği birine aşık olabilir mi?