Pazar Wimbledon’ın gizli kahramanları

Wimbledon’ın gizli kahramanları

29.06.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Geçtiğimiz hafta başlayan dünyanın en prestijli spor etkinliklerinden Wimbledon Tenis Turnuvası’nın gizli kahramanlarıyla tanışın: Şahin Rufus, kuaför Suzanne ve top dağıtım müdürü Brian

Wimbledon’ın gizli  kahramanları

Güvercinlerin korkulu rüyası şahin Rufus

Haberin Devamı

Tenis kortlarındaki çimen tohumları güvercinlere havyar gibi gelir. Neyse ki şahin Rufus var.”
Bu sözler Wimbledon’ın çimlerini koruyan kadrolu şahin Rufus’un bakıcısı Imogen Davis’a ait. Rufus sadece turnuva sırasında değil, yıl boyu Wimbledon semalarında uçuyor. Böylece güvercinler için tehlikeli bir ortam yaratmış oluyor. Ama genelde sabah 5.00-9.00 saatleri arasında uçuyormuş Rufus, sonra insanlar gelip alan kalabalıklaştığında uygun bir uçuş ortamı olmuyormuş.
6 yaşındaki Rufus’un Wimbledon’ı çok sevdiğini anlatıyor Davis. “Her ne kadar arada banyo yapmak için yandaki golf alanını tercih etse de onun evi tenis kortları” diyor.
Bundan iki sene önce Rufus çalınmış, üstelik turnuva haftasında. “Başıma gelebilecek en büyük felaketti” diye anlatıyor o günleri Davis: “Belli ki planlı bir hırsızlıktı bu. Hırsızlar eldiven takıyordu ve yüzünü gizliyordu. Basının olaya ilgisi hırsızları korkutmuş olmalı ki üç gün sonra Rufus’u geri getirdiler. Ama yaşadığım en korkunç üç gündü diyebilirim. Bir daha asla gözümün önünden ayırmadım Rufus’u. 200 pound’a bir şahin alabilirsiniz ama Rufus başka, o ailenin bir parçası.”

İşin sırrı: Ne çok aç ne de çok tok
Rufus’un sevgi dolu bakıcısı Davis 14 yıldır bu işi yapıyor, bu onun aile mesleği. Altı yıldır da Wimbledon’da...
Rufus’un eğitiminin inceliklerini ise şöyle anlatıyor: “Karnı fazla doymuş ve ağırlaşmış olursa bir ağacın tepesinde oturur ve bana geri dönmek için motivasyonu olmaz. Ama çok aç olursa da ilk gördüğü güvercine saldırır ve yine konduğu yerde kalır. Biz Rufus’u ölümcül bir silah gibi kullanmıyoruz. Yani bir güvercini gördüğünde ona saldıracak kadar aç olmuyor ama onu görmezden gelecek kadar da tok olmuyor.”

Haberin Devamı

54 bin topun dağıtım müdürü Brian Mardling
Brıan Mardlıng ve ekibi maçlarda ve antrenmanlardaki toplardan sorumlu. Turnuva başına
54 bin top hazır bekliyor. Bunlardan yaklaşık 50 bini kullanılıyor ancak ekstra 4 bin top da ne olur ne olmaz diye yedekte tutuluyor. “Topumuz biter diye endişelenmek istemem” diyor Mardling.
Peki bu toplar nasıl kullanılıyor? Dört setlik bir maçta ortamalama
30 top kullanılıyor. Bu topların bir kısmı kortun dışına çıkıyor ve bir seyircinin cebinde yolculuğunu tamamlıyor. Geri kalan toplar ise iki kutusu 5 pound’dan satılıyor ve elde edilen gelir hayır kurumuna gidiyor.
Mardling topların her birinin üretildikleri fabrikada tek tek test edildiğini söylüyor. Her top belli bir yüksekliğe kadar zıplamalıymış testi geçmek için. Sonra bu toplar teneke kutularda 20 derecelik ısıda saklanıyormuş sahne sırası onlara gelene kadar.
İşinin en zor kısmı ise sporcular maç öncesi ısınırken yağan yağmurla ara verilmesiymiş. Çünkü bu durumda sahadaki bütün topları toplayıp yenisiyle değiştirmesi gerekiyormuş.

Haberin Devamı

Turnuvanın stresinden uzaklaşmak için kuaför Suzanne Strong

Tenisçilerin turnuva telaşına ara vermek ve rahatlamak için tercihi kuaför Suzanne Strong oluyor. “Kuaför salonunda Wimbledon’ın çok farklı bir yüzünü görme şansınız oluyor. Yıldız tenisçiler çoğunlukla kortta antrenmanda, saç yaptırmak için işlerin biraz durulmasına ihtiyaçları var. Genelde yakın zamanda maçlarının olmadığı boş günlerinde buraya gelmeyi tercih ediyorlar. O günlerde daha az endişeli oluyorlar ve rahatlayıp biraz sohbet etme imkanı doğuyor” diye anlatıyor Wimbledon’ın 25 yıllık
kuaförü Suzanne.
Roger Federer, Rafael Nadal ve Novak Djokovic Suzanne Strong’a “uçlarını aldıran” ünlü tenisçilerden. Strong’a göre hepsi çok cana yakın ancak özellikle Djokovic’in çok hoş sohbet olduğunu söylüyor. Kadın tenisçilerden Marion Bartoli devamlı müşterilerindenmiş.
Turnuva boyunca yaklaşık 300 randevusu oluyormuş salonun. Çoğu aynı saç modelini istiyormuş, radikal bir değişiklik yaptırana pek rastlanmıyormuş. Saçını Wimbledon renklerine yani yeşil ve mora boyatan
Rus tenisçi gibi istisnalar da yok değilmiş.

(The Telegraph’dan derleyen: Aydil Durgun)