Pazar Yeni hahambaşı Isak Haleva

Yeni hahambaşı Isak Haleva

12.01.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yeni hahambaşı Isak Haleva

Yeni hahambaşı Isak Haleva





Aralık ayında Türkiye Musevi cemaati yeni hahambaşı Isak Haleva’nın isad törenini yaşadı. Rav Isak Haleva 1940 yılında İstanbul’da doğdu. Beyoğlu Musevi Lisesi’nden sonra Kudüs’te Porat Yosef İlahiyat Akademisi’nden "Rav-haham" derecesiyle mezun oldu. Manisa ve Kayseri’de askerlik görevini yaptıktan sonra cemaatine muhtelif makamlarda hizmet etti. İbranca, Aramca gibi iyi bir Yahudi dinbilgininin bilmesi gereken diller yanında; İngilizce, Fransızca ve İspanyolca da biliyor. Türkiye Yahudilerinin ananevi dili olan Judeo Espanyolu mükemmel bilen az sayıdaki okumuşlardandır. Musevi okullarında din dersi yanında; Marmara Üniversitesi ve Sakarya Üniversitesi’nde yüksek lisans sınıflarına İbranca ve Yahudi din kültürü dersleri verdi.

İbranca ve Yahudi din bilgisi fakültede okutulmalı
Tabii İbranca ve Yahudi din bilgisinin bütün ilahiyat fakültelerinde hem de lisans düzeyinde okutulmaması eksiğimiz da böylece anlaşılıyor. İslami ilimler okuyan ilahiyat öğrencilerimiz kaynak dillerden olan İbranca ve Aramca eğitimi talep ediyorlar; ama onların bu yerinde talebini karşılamaya gayret edecek makam ve üniversite nerede?
Hahambaşı Haleva cenapları, Türkiye Yahudilerinin Cumhuriyet dönemindeki dördüncü hahambaşısı (Haim Becerano, Saban ve Aseo’dan sonra). Dünyadaki "dinlerarası diyalog" toplantılarında tebliğler sunuyor; cana yakın ve uzlaşmacı kişiliğiyle tanınıyor. Kendilerini ziyaret ettiğimde bu gibi sorun ve konuları görüştük.

Bu ülke kim ne derse desin mazlumların son merciidir
Şüphesiz ki farklı dinden insan toplulukları arasında zaman zaman ekşimtrak olaylar da cereyan eder. Ama Türkiye, imparatorluktan bu yana; gettonun, pogromun, engizisyonun olmadığı bir ülkedir. Nitekim dünya Yahudi edebiyatında Türk tarihinin ele alınışına baktığımızda; bu gerçeği görürüz. Yahudi tarihçiliği Batılı tarihçiliğinin aksine çok objektif ve sevecendir. Türkiye Yahudiliği ülkeye tarihten mirastır. 1492’de Granada’dan (Gırnata’nın düşmesinden sonra) Müslüman Araplar ve Yahudileri sürdüler. İtalya’dan, İspanya’dan, Portekiz’den akın yıllarca sürdü. Ne hamaset ne de milliyetçilik yapıyorum; 17’nci, 18’inci ve 19’uncu asırlarda Doğu Avrupa’daki zulümden kaçanlar da imparatorluğun müşfik kollarına sığındılar. Bu ülke kim ne derse desin mazlumların son merciidir.
Hiç şüphesiz Doğu Avrupa Yahudiliğinin dili ve adetleri (Yidiş denen Almancadan çıkma hoş dil ve Eşkenaz dediğimiz yorum ve yaşam biçimi) Türkiye Yahudiliğinin hakim kültürü olan (Sefarad-İspanyolca demektir) içinde eridi, doğululaştı. Ülkemiz Yahudileri Doğu Avrupa’da olduğu gibi aşırı mutaassıp fundamentalist akımlar veya neredeyse dinden uzaklaşan reformcu yorumlara pek iltifat etmiyor. Ama dinin kurallarına ve geleneğe de uyuyorlar. Mesela annesi Yahudi olmayan birinin sinagogda nikahı kıyılmıyor (ABD’de ve Avrupa’da reformcu gruptan olanlar bu sert kurala uymayabilir). Türkiye’de sinagoglarda kadınlar ve erkekler aynı yerde oturmuyor. Yaşamında serbest olan cemaat üyeleri dahi, cemaatin dünyasında bu kurallara uyuyorlar. Anane monden ve modern görünen Yahudinin hayatında hakimdir. Bu açıdan Türkiye Musevileri Müslümanlara koşut bir durumda; Türk Müslümanlar da genelde dini kimliği ve ananeyi saklar ama sık sık kaçamağı da sever.
Türkiye Musevi cemaatinin tahsil düzeyi yüksek, iktisadi vaziyeti ise sarsıntı geçiriyor. Hakim grup olan küçük tüccarlar günden güne eriyorlar. Holdingleşemeyen veya kuvvetlenemeyenler iyi eğitimleri dolayısıyla büyük şirketlerin menajeri olmayı veya bütün Türk gençlerinin yaptığı gibi dış göçü tercih ediyorlar. En çok ABD’ye gidiyorlar. İsrail’de 180 bin kadar Türk Yahudisi var ama geri göç başladığı söyleniyor. İsrail’deki Yahudiler en azından iki nesil boyu Türk dilini koruyorlar. Ana tezlerde Türk dış politikasına destek oluyorlar.
Türkiye Yahudi cemaati ihtiyarlayan bir kesim. Hahambaşı cenaplarının deyişiyle karışık evlilikler artıyor. Bu tip evliliklerin nasıl seyrettiği ve devam ettiği pek incelenmiş değil. Bizim memleketin insanları kuru gözlem ve konuşmayı bilimsel araştırmaya tercih eder. Yeni kuşaklar Türkiye halkı ile bütünleşmiş sayılmalıdır. Modernleşen ve kabuk değiştiren bir toplumun sancıları Türkiye Yahudiliğini de kapsıyor. Hahambaşı’nın Yusuf Altıntaş, Silvio Ovadya başta, laik konsey üyeleri Bension Pinto, Avi Alkış, Daniel Navarro, Naim Güleryüz gibi yetenekli ve tecrübeli danışmanları var. Türkiye Musevi cemaatinin Ulus Musevi Lisesi gibi çok çekişmeli kurumları da var. Türkiye’de hiçbir topluluk bin yıllık uykusunda değil. Her yerde gerilim ve tarafların haklı olduğu çekişmeler var. Bu sorunlarla baş etmek hiç de kolay değil. Rav Isak Haleva cenaplarına sağlık ve hayırlı görevler diliyoruz.