Yıldız atların tatil köyü

İzmir-Ayvalık arasındaki Altınova’ya giderken yolda sorduğumuz herkes “milyonluk atların beş yıldızlı oteli” olarak bilinen kampı biliyor ve hevesle gösteriyor. Tarlaları, çiftlikleri geçip geliyoruz... Girince gördüklerimiz, aklımızdan geçen “5 yıldız” imajına uymuyor elbette. Dışarıdan bakınca sıradan çiftliklere benziyor. Öğreniyoruz ki buranın beş yıldızı, atlarına sunulan hizmet ve denizde yaptırılan antrenmanlar... Yarış sezonunda yorulan, strese giren, kilo problemi çeken, zayıflayan atlar için burada her türlü hizmet esirgemeden sunuluyor.
Eski bir gümrük müşaviri olan kamp sahibi Ufuk Kurtlar’ın
atlara ilgisinin 10 yıllık mazisi
var: “Yedi yıl önce de eşim ve çocuklarımla İstanbul’dan Ayvalık’a yerleştik. Şimdi kampa dönüştürdüğüm çiftliği aslında kendi atlarım için aldım. Atçılıkla uğraşan arkadaşlarım kendi atlarını da getirmeye başladı. Denizde yapılan antrenmanlar zamanla duyulmaya başlayınca kendiliğinden bir iş oluştu.” Kurtlar bu tür kampların yurtdışında iklimi müsait ülkelerde yapılabildiğini, İngiltere ve İrlanda’da denense de hava ve deniz koşullarının müsait olmadığını anlatıyor.
At kampının bir at sahibine seyisin masraflarıyla birlikte bir aylık maliyeti 4 bin TL’yi buluyor. Ancak yarış atlarından milyonlar kazanıldığını düşününce bu özen şaşırtmıyor. Denizde yüzüp antrenman yapan, duş alan,
hatta kumlarda güneşlenir gibi sereserpe
uzanan güzelim atlardan, yedi yarış kazanmış Hop Comas’ın duş almasına, beslenmesine yardımcı bile oluyoruz...


Bir ayda 30 kilo veren var
Kampa zayıflamak, yemek yemek için, stres atmak için, sakatlığının rehabilitasyonu için gelen atlara, durumuna göre beslenme programı uygulanıyor... Bir ayda deniz antrenmanı ile 30 kilo veren atlar var kampta. Ya da stresi yüzünden yarım kilo yemek yerken normale dönüp
5-8 kilo yemeye başlayanlar... Bir at dört-beş ayda ancak verebileceği fazla kilolarını burada bir ayda veriyor.
-Bölgede ayrık otu çok, sevdikleri bu bitkiyi rahatlıkla bulabiliyorlar.
-Arap atları arpa, İngilizler yulafla besleniyor.
-Kilo vermek için gelenlere daha çok ayrık otu veriliyor.
-Dut, kara üzüm, havuç, elma gibi en sevdikleri meyveler yemlerine karıştırılıp veriliyor.


İstirahate geçmeden önce açık büfeden ayrık otu
Akşamüzeri hava biraz serinleyince seyisler atları serin alanda yürütüyor. Ortalama yarım saatlik yürüyüşten sonra yine yemi veriliyor ve istirahate bırakılıyor.


Denizden sonra duş ve güneşlenme
Denizden çıkınca çemberle suyu siliniyor. 12.00’ye kadar işi biten at kampa geri dönüşe geçiyor. 13.00’te kampta deniz sonrası duş var. Denizden gelen at yıkanıyor, kurulanıyor. Sonra içeri alınıp dinlenmeye çekiliyor. Kısa bir istirahattan sonra yemi veriliyor.


Gün “atın altına girerek” başlıyor
Mayısta başlayıp ağustos sonunda biten kampta yarış atları birer ay kalıyor. Kampta hayat sabah 09.00’da başlıyor. Atların seyisleri “atın altına girmek” denilen
altının temizliğini yapıyor. Tırmıkla talaşlar düzeltiliyor, temizleniyor. Saçları, yeleleri taranıyor...

Ünlü müşteriler
Pistlerin ünlü atları da kampın müşterileri arasında. Son koşusunda 1 milyon TL kazanan Sarı Lira tendon problemi olunca kampa gelmiş. Veterinerlerin koşmaz dediği Sarı Lira bir aylık kamp sonrası katıldığı yarışta 600 bin kazanmış.
Sarı Lira, Zepka, Binde Gör, İlbeyi, Doğubeyi, Battal, Özlenen At, Selak ve Pusu gibi isimler kampa katılanlar arasında.

Haftada bir “izin” günü
Saat 09.30’da atlar yemek yemeden denize doğru yola çıkıyor. Saat 10.00’da sahilde olmak gerek; ayrık otlarını atıştırarak gidiyorlar. Ancak denize girmeden, antrenmandan önce fazla yemek yemeleri yasak. Kıyıda kimi önce kumlara seriliyor... Her atın denizdeki programı farklı. Kilo vermeye gelen daha uzun yüzüyor. Sakatlık için, rehabilitasyon için gelen daha az yüzüyor. Atın durumuna göre 50-250 metre açığa götürülüyorlar. Beli ağrıyanların programı ayrı, göğüs-kol tutulması için gelenlerin ayrı... Beş gün standart, altıncı gün zorlu bir deniz antrenmanının ardından pazar günü dinleniyorlar.
Denizde yapılan 10 dakikalık antrenman
2,5 hipodrom turuna eşit. Bu 5 kilometre demek. Karada her gün 5 kilometre koşan atın ayaklarında problem oluşabiliyor ama denizde ayaklarına yük binmediği için atı daha çok çalıştırmak mümkün.