Pazar Zamanı durduran kahraman

Zamanı durduran kahraman

26.07.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Görevimiz Tehlike” serisinin beşinci filmi önümüzdeki cuma günü vizyona giriyor. Tom Cruise ve karakteri Ethan Hunt ilk filmin ardından geçen 19 yılda tek bir gün bile yaşlanmamış gibi görünüyor

Zamanı durduran kahraman

Tom Cruise kendisine bakarak yılların ne kadar da hızlı geçtiğine dertlenmek zorunda olmadığınız ender oyunculardan. Çünkü bu ay 53 yaşına girmesine rağmen, hâlâ 35’inden gün almış gibi görünüyor. Bırakın 51 yaşındaki Brad Pitt’i, 40 yaşındaki Leonardo DiCaprio bile hızla Jack Nicholson’lığa evrilirken, Cruise’un “Gerçek Hayatta Vampir Olması Muhtemel Yıldızlar” listesinde başı çekmesi, artık bir espri konusu olmanın çok ötesinde.

Haberin Devamı

En iyisi Cruise’un, ağır ağır yaşlanmanın sırrını bulduğunu kabul edelim. Kariyerinin bir kısmını aksiyon yıldızlığına adayan bir aktör için bundan daha büyük bir nimet olamaz herhalde. Örneğin Harrison Ford “Indiana Jones” filmlerine yakında bastonla katılacak durumdayken, Cruise’un ondan 20 yaş büyük olan Ford’un yaşına geldiğinde, hâlâ gökdelenlerin tepesinde uzun atlama yapacağını görür gibiyiz.

Aynı delici bakışlar

Önümüzdeki cuma beşinci filmini izleyeceğimiz “Görevimiz Tehlike / Mission: Impossible” serisi, tam 19 yıl önce başladığında Cruise’un canlandırdığı Ethan Hunt, bugünkünden pek farklı görünmüyordu. Aynı delici bakışlar, aynı yükseklik korkusu nedir bilmezlik, tam patlama anından önce kameraya doğru aynı savrulma hareketi, filmin esas kızına doğru attığı aynı “elime düşeceksin” bakışı, aynı çok bilmiş tebessüm... Serinin kodları gereği Ethan Hunt’ın her filmde yaşadığı bu sahneler, Hunt’ı Cruise gibi “ağır ağır yaşlanan” bir aktör canlandırmıyor olsaydı, bu kadar iddialı bir şekilde tekrarlanır mıydı, orası meçhul.

Haberin Devamı

Dördüncü filmde bina tırmanışçısı

Dördüncü filmde, animasyon yönetmeni Brad Bird ile çalışan Cruise, sınırlarını zorladı ve Ethan Hunt’ı insan eliyle yapılmış dünyanın en uzun binasına, Burj Khalifa’ya çıkardı. Woo’lu filmi hatırlatan gerçekçilikten uzak aksiyon sahneleri ve hortlayan Rus ajanları klişesi, Bird’ün filmini aşırı ciddiye almaması sayesinde, “Görevimiz Tehlike 4”ü eğlenceli bir tür filmine dönüştürdü. Hunt, kalbinin prensesine uzaktan bakmakla yetiniyor, hâlâ aynı kadına aşık olduğunu göstererek seyircinin içine su serpiyordu.

Beşinci filmde Hunt cephesi aynı

Bütün bunların ışığında; “Görevimiz Tehlike” serisinin dört filmi boyunca, Ethan Hunt karakterinin ayakları yere basan, zeki bir kahramandan, hayatını tehlikeye atmak için can atan, emekli olmayı nadiren aklından geçiren ve kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir Amerikan kahramanına dönüştüğünü görüyoruz. Beşinci filmin fragmanında ise Cruise’un ta kendisini, hareket halindeki bir uçağın kapısına asılmış halde bulunca, Hunt cephesinde pek bir şeyin değişmediği anlaşılıyor.

Haberin Devamı

İlk filmde öfke kusuyor

Kahramanı fiziksel olarak kendini muhafaza edebilmiş olsa da aynı şeyi, farklı yönetmenlerin elinde birbirinden çok farklı filmlere dönüşen “Görevimiz Tehlike” serisi için söylemek mümkün değil. Hâlâ serinin en iyisi olan Brian De Palma imzalı ilk filmde, “Görevimiz Tehlike” aksiyon filminden çok, bir ajan gerilimiydi ve Ethan Hunt ekibinin düşürüldüğü tuzak yüzünden öfke kusuyordu.

İkinci filmde tatili mahvoldu

John Woo imzalı ikinci filmde De Palma’nın özenle kurduğu soğuk ajan gerilimi atmosferinden eser yoktu. Tam tersi, sarı-sıcak bir rüzgarın eşlik ettiği daha ilk sahnede anlaşılıyordu ki önceki filmin öfkesini söndürmüş gibi görünen Ethan Hunt, yüzlerce metre yükseklikteki bir dağa çıplak elle tırmanırken, tatilini
ara sıra ölümle burun buruna gelerek geçiren bir
aksiyon kahramanına dönüşmüştü.

Aile hayaline veda etti

J.J. Abrams TV’deki “Lost” fırtınası sayesinde, ilk yönetmenlik sınavını “Görevimiz Tehlike 3” gibi iddialı bir filmle veriyordu. Ancak “Görevimiz Tehlike 3”, ilk filmini çeken bir yönetmenin sarsak ayak izlerini takip etmekten kurtulamadı. Hunt ise ilk filmdeki saç kesimine dönüşü ve düzenli ilişki sinyalleriyle, Woo’nun filmindeki kadar karton bir aksiyona malzeme olmayacağını söyler gibiydi. Ayrıca daha sonra evlendiği Julia’yı kayıtlara ölü olarak geçirtti. Böylece hayalini kurduğu düzenli aile yaşamı yandı bitti, kül oldu.