Kültür Sanat 40 yıldan sonra

40 yıldan sonra

21.02.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Fatma Cezzar 88 yaşında ve ilk sergisini açmanın heyecanı içinde. "Aşk gibi" diye tanımladığı bu sergi, kırk yılın birikimlerini, gözlemlerini ve emeğini sunuyor.

40 yıldan sonra

40 yıldan sonra

Fatma Cezzar 88 yaşında ve ilk sergisini açmanın heyecanı içinde. "Aşk gibi" diye tanımladığı bu sergi, kırk yılın birikimlerini, gözlemlerini ve emeğini sunuyor.

ZEYNEP ÖZKARTAL

40 yıldan sonra
Resme başlamasını 40 yaş bunalımına borçlu Fatma Cezzar. Çocuklarının evden ayrılmasıyla birlikte içine düştüğü boşluk, onu bir hayat muhasebesine sürüklemiş. Kendini, içinde bulunduğu "canı sıkılan kadın" durumundan kurtarmak için yollar aradığı bir dönemde, "film gibi" bir rastlantıyla buluşmuş resimle.
"Bir gün deniz kenarında geziyorum. Birdenbire başımı kaldırıyorum ve karşımda bir camekân ve içinde resimler görüyorum. Ayaklarım beni oraya götürüyor. Kapıyı çalıyorum."
Kapıyı açan kişi, Fatma Cezzar’ın ilk hocası olacak olan Seniye Fenmen’dir. Önünde yepyeni bir pencere açılır. Kendine seçtiği bu yeni yolda daha da emin adımlarla ilerlemek üzere akademiye yazılır Cezzar. Bir sene Zeki Faik atölyesine devam eder. Ardından, "çok iyi bir ressam ve çok iyi bir hoca" olarak tanımladığı Bedri Rahmi atölyesine. Kendini o dönemin öğrencilerine kabul ettirmesi kolay olmaz. Dışlanır; hatta 50’lerin çalkantılı politik ortamı nedeniyle casus olduğu bile sanılır. Ancak dönemin ünlü "Hamlet"i Engin Cezzar’ın annesi olduğu anlaşılınca buzlar erir.
Daha sonra İtalya’ya, yakını Leyla Gencer’in yanına gider Fatma Cezzar. İki yıl Milano’da yaşar ve resim çalışmalarına orada devam eder.
"İtalya’da Leyla ile beraberken yalnızca kitap aldım kendime. Skira’nın bütün serisini aldım, primitiflerden başlayıp. Bedri Rahmi’nin önerisiydi resim kitaplarını incelemek. Ve bu kitaplarla dünyanın bütün müzelerini evime topladım. Bedri Rahmi bir de ‘Kendinize bir usta seçin’ derdi. Ben bir usta seçmedim, üç usta seçtim: Rembrant, Leonardo ve Michelangelo. Onlar benim hocalarım oldu."
Serginin en kıymetli parçalarından biri Mustafa Kemal Atatürk portresi. Fatma Cezzar, büyük bir sevgisi ve hayranlığı olan Atatürk’ü çizebilmek için otuz yıl beklemiş. Ancak en iyi duruma geldiğinde almış fırçayı eline. "Ben memleketimi onu sevdiğim için bu kadar sevdim ve resimlerimde yalnız memleketimi kullanmak istedim," diyor Cezzar. "Çünkü ben bir Atatürk çocuğuyum."
Sergide Mustafa Kemal portresi dışında, Leyla Gencer’in, Nâzım Hikmet’in, Attila İlhan’ın, Türkan Saylan’ın, Engin Cezzar’ın, kızı Mine Cezzar’ın, babası Mehmet Şamlı’nın portreleri yer alıyor. Antika bir levhada, aslan figürünün başına yerleştirilmiş Balkan Naci İslimyeli "sûreti", en çarpıcı portrelerden biri.
"Bir gün Balkan Naci bana dedi ki, ‘Sen benim portremi yap, ben de seninkini yapayım’. Düşündüm, nasıl yapayım bu adamın portresini diye. Bende antika bir arslan figürü vardı eski yazılarla süslenmiş, onun kafasının yerine koydum. Çok beğendi. Bir sergisinde, bir otoportresinin yanına şu notu düşmüştü: ‘İnsan yükseldikçe ne kadar yalnız kalıyor’. Ben de muziplik olsun diye resmi ‘Yükseklerde dolaşan yalnız aslan Balkan Naci İslimyeli’ye’ diye imzaladım."
Dikkat çeken bir başka portre ise "Mösyö X". Peki kim bu gizemli adam?
"Benim ilk ve son müşterim. Ortaköy’deki atölyemde çalışırken geldi ve portresini yapmamı istedi. Kabak kafalı, alelade bir adamdı. Ben çok şaşırdım, hiç böyle bir sipariş almamıştım. Kabul ettim; ama hiçbir şey konuşmadık."
Bir tek şey konuşulur: Mösyö X kendisine saç ilave edilmesini ister. Fatma Cezzar bu isteği kabul eder ve ortaya çok başarılı bir portre çıkar. Balkan Naci, ziyaretlerinden birinde bu portreyi görür ve "Bunu vermeyeceksin." der, "Bu senin diplomandır."
Tek bir sergi açmadan ve tek bir resim satmadan kırk yıl geçer. Elinden fırça eksik olmaz, ama tabloları hep kendine saklar. Sergi fikri onu korkutur, kendini hazır hissetmez. Ta ki, bir gün Ortaköy Kültür Merkezi Sanat Galerisi’ni gezene ve Şencan Akçura ile tanışıncaya kadar. "Şeytan dürter" ve bu galeride bir sergi açmaya karar verir.
88 yaşındaki Fatma Cezzar, olanca heyecanı ve ‘gençliğiyle’ 17 Şubat’a kadar Ortaköy’de; kırk yılın süzgecinden geçen resimleri, Anadolu motifleri ve kumaşlarına getirdiği Batılı yaklaşımla diktiği giysileri ve takılarıyla sizleri bekliyor. Gülriz Sururi’nin sergi davetiyesine yazdığı gibi: "Bu Fatma Cezzar’ın ilk sergisi. Sizlerle ilk buluşması."

Ortaköy Kültür Merkezi Sanat Galerisi
Bitiş tarihi: 17 Şubat 2002
(0212) 261 27 91





KÜLTÜR & SANAT