Aralıksız çalışan bilim adamları, çağın vebası AIDS'in tedavisi için hergün yeni bir adım atıyor. AIDS'liler artık daha fazla ve daha rahat yaşıyor
MİLLİYET'in Sağlık Hattı köşesinin bu haftaki konusu çağımızın vebaszı AIDS hastalığıydı. Yurdun dört bir tarafından binlerce okurumuz, uzmanlarımızı
telefon yağmuruna tuttu.
Okuyucularımız en çok hastalığın belirtileri ve nasıl bulaştığı yolunda sorular yönelttiler. Aslında, bilim dünyasının çabaları sonucu, şu günlerde çağın vebası AIDS'in değişen yüzüyle karşı karşıyayız. AIDS hastaları artık hemen ölmüyor. Çok sayıda ilaç alsalar da, yeni tedavilerle yaşam süreleri giderek uzatılıyor.
HIV enfeksiyonu, Human Immunodeficiency Virus (HIV) olarak adlandırılan virüsün, bağışıklık sistemini bozması sonucu, vücudun normalde dirençli olduğu birçok enfeksiyona ve kansere karşı koruma sağlayamamasına neden oluyor. İlk kez 1983 yılında tanımlanan AIDS'den (Acquired Immune Deficiency Syndrom) enfekte olmuş hasta sayısı, çeşitli kaynaklara göre 2000 yılında, yani sadece 2 yıl sonra, 110 milyon civarında olacak. Dünya'da hergün 8 bin yeni AIDS'li diğerlerinin arasına katılır ve virüsün yayılma hızı da giderek artarken, henüz tam çaresi bulunamayan bu korkunç hastalığa karşı uygulanan ilaç tedavileri, hastaların ömrünü giderek uzatıyor.
Pasteur Enstitüsü, Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü, Amerikan Ulusal Enfeksiyon Hastalıkları Merkezi'nin ortaklaşa yürüttüğü AIDS aşısı çalışmalarında, en son faz olan 3. faza gelinmesi ise, tıp camiasınca büyük bir başarı olarak kabul ediliyor. Milliyet'in sorularını yanıtlayan Amerikan Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları uzmanlarından Dr. Yeşim Özen, bu çalışmalarla ilgili şu bilgileri verdi:
"AIDS'e karşı çalışmalarda, virüs sayısını çok azaltan veya sıfıra indiren kombine ilaç tedavileri uygulanıyor. Bunlar yaşam süresini ve kalitesini artırıyor. Bu ilaçlar, HIV virüsünün çoğalmasını sağlayan enzimlerin aktivitelerini durdurarak tedavi sağlıyor. AIDS aşısı proje çalışması ise, şu an tüm dünyada yürütülen en hızlı ve ümit veren proje. Bu aşı içerisinde, bağışıklığı sağlayabilecek birçok maddenin bir arada kullanılması (pox virüs, pseudovirionlar, sentetik peptid gibi) sayesinde, güçlü bir koruma sağlanabiliyor. Şu an aşının etkinliğini artırmak için, içerisine bazı ittirici moleküller ekleniyor. Bu da aşıya cevabı artırıyor. Bunlar halen denenmekte, 2000 yılına kadar aşının hazır olması bekleniyor."
Haseki Hastanesi Enfeksiyonel Hastalıklar Bölüm Şefi ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Uz. Dr. Özcan Nazlıcan ise, "Kombine tedavilerle AIDS'li hastanın yaşam süresi ve kalitesi uzatıldı" diyerek sözlerini şöyle sürdürüyor:
"İlk olarak 1991'de tekli ilaç tedavileri kullanılmaya başlanmıştı, ancak AIDS'li hastalarda direnç sorunu ortaya çıktı. Sonraları ikili ilaç tedavileri ile iyi sonuçlar alındı ve son 1.5 yıldır kombine tedaviler uygulanıyor. Bir de, bu kombine tedavilerin etkilerini izleyen ve kandaki virüs miktarını belirleyen testlerin yapılabilmesi büyük bir aşama olmuştur. Artık kandaki virüs miktarı belirleyebildiğimiz gibi, hastalığın gidişini izleyerek AIDS'linin kalan ömrü hakkında bilgi dahi edinebiliyoruz."
AIDS toplum tarafından o kadar ürkütücü algılanıyor ki, damgalanma, dışlanma, işten atılma, yanlız bırakılma, hastane kapılarından kovulma anlamlarıyla özdeşleşmiş durumda.
Aynı zamanda AIDS, tabuları yıkarak insanlarda 'söylenmeyeni, söylenir' kılıyor. Pek çok ülkede sanatçı, sporcu, rock müziği ilahı, modacı, sinema oyuncusu bu hastalıktan ölürken, AIDS ile ilgili tabuları da yıktı. Türkiye'de de AIDS Savaşım Derneği'ne bağlı 20 AIDS'li kişiden oluşan "AIDS Eylem Grubu", işte bu tabuları yıkmak için yola çıkmış. Amaçlarının öncelikle HIV pozitif insanlarla dayanışma sağlamak ve AIDS'li hasta yakınlarına HIV virüsü hakkında bilgi vermek olduğunu söylüyorlar.
Grup dışarıya kapalı; hiçbir şekilde fotoğraf çektirmeyi kabul etmiyorlar, ama onlarla ilgili şu bilgileri ediniyoruz:
Kapalı bir grup olarak, dışarıdan kabul edilecek kişiyi kendileri seçiyorlar. En büyük problemleri virüsle savaş değil, insanlarla savaş ve işsizlik. Bu grup, şu ana kadar akademisyen hekimlerin de desteği ile tedavi olabilme haklarını savunarak Sağlık Bakanlığı yetkilileriyle görüşmüş ve hatta tedavinin sosyal kurumlara girmesini sağlamış. 1998 yılı için hedefleri ise, "viral load" adı verilen virüs yük testinin (bu test, tedavinin izlenmesi açısından önemli, yaklaşık maliyeti 50 milyon) sosyal güvence kapsamına alınmasını sağlamak.
İSTANBUL Haseki Hastanesi AIDS Teşhis Kliniği şefi mikrobiyoloji uzmanı Dr. Özcan Nazlıcan tokalaşarak, aynı bardaktan su içerek,
yemek yiyerek, dokunarak, sarılarak hastalığın kesinlikle bulaşmadığını belirtiyor.
Ortak kullanılan tuvalet, yüzme havuzları, sinek ya da böcek ısırmalarıyla AIDS'in bulaşmasının imkansız olduğunu kaydeden Nazlıcan, "Ancak dudak ve ağız kenarındaki zedelenmeler, bunlara yol açacak sert öpüşmeler, virüsün kolayca vücuda girmesine sebep olur. Diğer taraftan virüs spermde ve vajina salgısında bulunduğundan, cinsel ilişki sırasında vajinaya, penis mukozasına veya rektuma bulaşır" diyor. Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, küresel toplumda vakaların
yüzde 70 - 80'nini cinsel yolla bulaşma oluşturuyor. Kan ve kan ürünleri de, AIDS'i bulaştıran bir başka etken grup, ancak bu alanda alınan önlemlerde birçok ülkede başarı sağlandı. Enjektör, bistüri gibi tıbbi araçlardan hastalığın bulaşma riski ise yüzde 5 - 10. Yine tüm dünyadaki HIV bulaşmalarının yüzde 5 - 10'u anneden bebeğe gerçekleşiyor.
HIV enfeksiyonlu insan sayısı, Türkiye'de 1985 yılından beri giderek hızlanan bir ivme kazanmış. Sağlık Bakanlığı'ndaki HIV enfeksiyonlu kişilerin sayısı, sadece test sonucu olarak bakanlığa bildirilmiş olanlar. Gerçek sayının ise bunun çok üzerinde olduğu tahmin ediliyor. 1997 yılı ekim sonuna kadar Sağlık Bakanlığı tarafından bildirilen AIDS'li sayısı 742, bunlardan 79'u ölmüş, 663'ü halen yaşıyor. AIDS'lilerin en çok bulunduğu iller ise İstanbul, Ankara ve İzmir. 742 AIDS'li kişinin gruplara göre dağılımı ise şöyle: 321 heteroseksüel, 69 homoseksüel ve biseksüel, 82 damariçi madde kullanan, 4 homo/biseksüel ve damar içi madde kullanan, 34 tranfüzyon alan, 14 hemofili hastası, 7 anneden çocuğa geçiş, 211'i bilinmeyen grup. Türkiye'de HIV bulaşmalarının daha çok cinsel ilişki yoluyla olduğu ve bulaşmanın en çok 20 - 49 yaş grubunda olduğu görülüyor.
* Dünyada her gün 8 bin yeni AIDS vakası görülüyor.
* Dünyada her gün bin çocuk AIDS'li doğuyor.
* Dünyadaki AIDS'lilerin ancak yüzde 6'sı ilaç kullanabiliyor.
* Dünyada 23 milyondan fazla kişi enfekte durumda.
* Bunların 3 milyonu 15 yaşın altında çocuk.
* AIDS 2 milyon çocuğa annesinden bulaşmış.
* 1996'da günde bin çocuk AIDS'den öldü.
* Türkiye'de ilk AIDS tanısı, 1985'te kondu.
BM verilerine göre;
* 1997'de 5.8 milyon kişi AIDS'e yakalandı.
* Şu anda dünyada 3.6 milyon kişi AIDS'li ve hayatta.
* 1997 yılında 2.3 milyon kişi AIDS'ten öldü.
* Salgının başlangıcından beri 11.7 milyon kişi öldü.
HIV virüsü vücuda girdikten 8 hafta kadar sonra, antikorlar oluşmaya başlıyor. Bu antikorların varlığını, kandaki çeşitli testlerle göstermek mümkün. Bugün en güvenilir ve yaygın kullanılan antikor testi, ELISA yöntemi. Eğer bu testte kişinin kanında HIV antikorlarına rastlanırsa, mutlaka "Western Blot" adı verilen ikinci bir testin uygulanması lazım. O da pozitif çıkarsa kişinin HIV'le enfekte olduğu kesinleşiyor. Doğrulama testi yapılmadan HIV pozitif tanısı konulamıyor.
MİLLİYET'in oluşturduğu AIDS Hattı'nda, Amerikan Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları uzmanlarından Dr. Yeşim Özen ve Haseki Hastanesi Enfeksiyonel Hastalıklar Bölüm Şefi ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Uz. Dr. Özcan Nazlıcan'a yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:
Soru: AIDS'in belirtileri neler? (İstanbul Levent'ten arayan 25 yaşındaki erkek okur)
Cevap: Birçok sistemin hastalığını taklit eden belirtiler ortaya çıkabiliyor; kuru öksürük, yüksek ateş, ishal, aşırı zayıflama, ciltte sütlü kahverengi lekeler, çeşitli mantar enfeksiyonları, ağızda uçuk, zona, zatürre hastalığı bu belirtilerden bazıları.
Soru: AIDS testi nerelerde yapılıyor, fiyatı nedir? (Adana'dan arayan 27 yaşındaki erkek okur)
Cevap: Bütün özel veya üniversite, devlet hastanelerinde, özel laboratuvarlarda AIDS testleri yapılıyor: Sağlık Bakanlığı bir süre önce bu testlerin ücretsiz yapılacağını duyurdu, ancak şu an 500 bin ile 1 milyon lira arası bir ücretle yaptırılabiliyor.
Soru: AIDS testi pozitif çıktı, kesin ölecek miyim? intihar etmeyi düşünüyorum. (38 yaşında Antalya Kaş'dan arayan erkek okuyucu)
Cevap: Bugün AIDS'in erken tedaviye alınması ile hastaların ömür süreleri ve yaşam kaliteleri artırılmıştır. Derhal ilaç tedavilerine başlayın, hastalıkla mücadele ederek uzun yıllar yaşayan kişiler var.
Soru: AIDS'liyim, ilaç tedavisi görüyorum, viral yük testi yaptırayım mı? (27 yaşında Trabzon'dan arayan erkek okur)
Cevap: Viral yük testi çok önemlidir, kandaki HIV virüsünün miktarını belirler. Evet, mutlaka yaptırmalısınız. Bu test ayrıca tedavinizin olumlu seyredip seyretmediğini de gösterir. Kişilerin yaklaşık ne kadar ömürlerinin kaldığını da bu teste bakarak söyleyebiliyoruz.
Soru: Yabancı uyruklu hayat kadınıyla oral ilişkide bulundum, onun AIDS olmasından şüpheleniyorum, vajinal sıvıda HIV virüsü bulunur mu? Bana bulaşmış olabilir mi? (37 yaşında İstanbul'dan arayan erkek okuyucu)
Cevap: Evet; eğer ağzınızda yara varsa, büyük bir ihtimalle bulaşmış olabilir. Vajinal sıvıda virüs bulunur, şüphelerinizden kurtulmak için test yaptırın.
Soru: Oğlumun AIDS olmasından şüpheleniyorum, kendisi 29 yaşında ve Avusturya'da okuyor. Hızla zayıflamaya başladı ve cildinde kırmızı - mor lekeler var, ne yapabilirim? (İstanbul'dan arayan 44 yaşındaki bayan okur)
Cevap: Çocuğunuzun daha önceleri riskli bir davranış gösterip göstermediği çok önemli (damar içi uyuşturucu kullanmak gibi). Hızla kilo vermesi ve ciltteki lekeler, virüsle ilgili şüpheleri artırıyor. Oğlunuz derhal AIDS testi yaptırmalı ve bir enfeksiyonal hastalıklar uzmanına başvurmalı.
Soru: Cildimde kırmızı ve beyaz, ay şeklinde lekeler var, acaba AIDS miyim? Test yaptırmaya çekiniyorum. (Ordu'dan arayan 23 yaşındaki erkek okur)
Cevap: Bu lekelerin ne türde olduğunun anlaşılması lazım. Şüphelerinizden kurtulmak için mutlak test yaptırmalısınız. Eğer çekiniyorsanız, genel bir muayeneden geçmek için hastaneye başvurun, check - up'ınız yapılırken AIDS ve Hepatit B testini de dahil ettirin. Böylece sadece AIDS için hastaneye gitmediğiniz anlaşılır.
Soru: Evliyim, 3 çocuğum var. Daha önce Rus hayat kadınlarıyla birkaç kez beraber oldum. Şu an idrarımda yanma oluyor, ayaklarım ateş içerisinde, acaba AIDS miyim? (46 yaşında İstanbul Alibeyköy'den arayan erkek okur)
Cevap: Derhal bir üroloğa başvurarak idrar tahlili yaptırın, gerekiyorsa doktorunuz AIDS testi yaptırmanızı da isteyecektir.
Soru: Öpüşmeyle AIDS geçer mi? (Ankara'dan arayan 16 yaşındaki lise öğrencisi okur)
Cevap: Hayır geçmez; yeter ki her iki ağızda da yara olmasın. Yara varsa kan yoluyla bulaşma olur.
Soru: AIDS hastası ile AIDS taşıyıcısı arasında ne fark vardır? (İstanbul'dan arayan 44 yaşındaki bayan okur)
Cevap: Her ikisi de hastalığı cinsel ilişki veya kan yoluyla bulaştırırlar, ancak taşıyıcı olanda belirtiler henüz ortaya çıkmamıştır, uzun bir süre de (6 - 10 yıl) hastalanmadan yaşayabilirler.
Soru: AIDS'in prezervatifle bulaşma riski var mı? (İzmir Bodrum'dan arayan 18 yaşındaki okur)
Cevap: Bu konuda bir araştırma var. Normalde AIDS'li kişiyle cinsel ilişkiye girerseniz, bu risk sadece yüzde 2 - 2.5. Ancak yılda 30 - 40 kez AIDS'li kişiyle birlikte olunursa, bu oran yüzde 18'e çıkıyor.
Soru: AIDS solunum yoluyla bulaşır mı? (İzmir'den arayan 40 yaşındaki bayan okur)
Cevap: Kesinlikle hayır. Aynı otobüsteki havayı ortak soluyarak, aynı tuvaleti kullanarak, tokalaşarak, yanak yanağa öpüşme ile hastalık kesinlikle bulaşmaz.
Soru: Rus hayat kadınına banyoda masaj yaptırdım, öpüştük, gazeteden AIDS'li olduğunu öğrendim, şok oldum, bana bulaşmış mıdır? (İstanbul Aksaray'dan arayan 33 yaşındaki erkek okur)
Cevap: Banyo'dan geçmez; adabınca yanak yanağa öpüşme ile de hastalık bulaşmaz, ancak kanatırcasına sert öpüşme, AIDS'linin kanını sağlam kişiye bulaştırır ve virüs bulaşması gerçekleşebilir. Derhal test yaptırın.
Soru: 14 yıllık evliyim, 2 çocuğum var, eşim sürekli iş için yurt dışına gidiyor. AIDS riski altında mıyım, şüpheleniyorum? (Manisa'dan arayan 38 yaşındaki bayan okur)
Cevap: Hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasını beklemeden siz ve eşiniz hemen test yaptırmalısınız. Eşinizin de riskli davranışlarda bulunmaması, tek eşliliğe özen göstermesi gerekiyor.
Soru : kuru kuru öksürüyorum, yüksek ateş var, hayat kadınıyla birlikte oldum. AIDS testi yaptırmaya çekiniyorum. Acaba kan bağışı yapsam, bu arada AIDS testi de uygularlar mı? (52 yaşında Erzincan'dan arayan erkek okur)
Cevap : Evet, güzel bir çözüm yolu bulmuşsunuz. Kan bağışı yapanlara mutlak AIDS testi de uygulanıyor.