Kültür Sanat Anemurium Talanı

Anemurium Talanı

03.08.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Anemurium Talanı

Anemurium Talanı

       Anemurium talanı, her geçen gün, antik kentin tiyatrosunda oynanacak bir tragedyaya dönüşüyor.
       Anamur (İçel)'dan yaklaşık 10 km. daha güneyde ya da güneybatıda 2 bin yıllık bir ölü kent uzanmakta, denizle Toroslar arasında. İşte bu antik kentin küllerinden şimdi yeni "denizkent"ler doğmuş ve doğuyor. Ankara ve İstanbullular'ın yazdıkları.
       Başlı başına bir müze sayılabilecek olan Anemurium, içinde 900 kişilik bir Odeon'u, tiyatrosu, halk hamamları, bazilikası, paleastra'sı, tonozlu ayaklar üstüne oturmuş su kemerleri ve 350'ye ulaşan mezar yapılarıyla koca bir kent. Mezar-evlerin kimi dairesel, kimisi çift katlı, çoğu da kare planlı ve tek katlı.
       Aslında Helenistik bir tabana ve geçmişe oturan bi liman kentinde, bir de dağın (Dede Dağı) tepesine dek tırmanan bir sur var. Uzunluğu iki km.'ye yaklaşan kent surları, doğu yönünde kulelerle takviye edilmiş. Tüm gelişmesini Roma Çağı'nda gerçekleştiren Anemurium, M.S. IV. yüzyılın ardından birkaç da kiliseye sahip olmuş. Taban mozayiklerini bile koruyan Nekropol Kilisesi gibi, örneğin.
       Kente ilişkin kimi yapılar, denizin 50-60 m. yakınına dek sokuluyor. Kimisi de, bu nedenle, kumlar altında kalmış.
       Her şeye karşın, görkemlerinden bugün bile hiçbir şey yitirmemişler. Yalnız "çağdaş kooperatifçiler"in saldırıları hariç.
       Gerçekten bir belde belediyesi olan Ören Belediyesi, pervasızca, antik kentin arazisine (kalıntılarla içiçe) imar izni vermekten çekinmemiş. Oysa, Alanya-Anamur karayolundan (Anemurium'a 3 km. kala düzenlenen dört yol kavşağı) denize dik inen dar yolun sağ tarafı, yani dağlara ve burundaki deniz fenerine kadar olan kısım, birinci derece sit alanı.
       Belediye buna nasıl izin vermiş? Ya da Anıtlar Yüksek Kurulu ne demiş?
       Buna karşılık Belediye Başkanı (CHP) Ali Ülkü'nün kardeşi Hüseyin Ülkü, kooperatifin müteahhitliğini üstlendi demek, sorunun kestirme cevabı olur herhalde. Zaten kardeş Ülkü, şu anda bile, Anamur'da bir emlak bürosunun sahibi. Yol boyunda asılı kocaman tabelası, bu gerçeği herkese haykırvmaktan geri durmuyor.
       Kaldı ki, Belediye Başkanı'nın kendisinin de -içinde oturması bile- sözkonusu "Anemurium Denizkent" te bir dairesi var. Hem Başkanın karısı Gülseren Ülkü de, kooperatifin ilk dönemlerinde arıtma ve tesisat müteahhitliğini üstlenmedi mi?
       Ören Belediyesi, yalnız tarihi mirasa karşı saygısız ve tahripkar değil; aynı zamanda doğaya da zarar veriyor. Şu yaz aylarında asfalt dökmek için ihtiyaç duyduğu kumu sahilden çıkarıyor. O sahil ki, kaplumbağa yuvalarını ve yumurtalarını bünyesinde barındırmakta. Ancak, böyle bir durumu dikkate alacak bilinç ve duyarlılık nerede? Belediye'nin araçları, "Türkmen Hafriyat" ın kamyonları, hiç bir engelle karşılaşmadan vızır vızır gidip gelerek yapacağını yapıyor. Tıpkı Anemurium'a yapıldığı gibi...
       Öte yandan Başkan Ali Ülkü'nün seçim öncesi verdiği sözlerin en önemlisi, Sultan Çayı'nın sularının temiz hale getirilmesi değil miydi? Peynircilerin atık suyu, kooperatiflerin kanalizasyonu, Belediye'nin işbirliğine varan ilgisizliğiyle birleşince bugünkü simsiyah suyu yarattı.