Türkiye ve dünyayı dolaşmaya başlıyor !
Türk televizyon yayınlarının eşi olmayan bir efsanesidir “Barış Manço ile 7’den 77’ye Programı”. 1988 yılında başlayan 1997 yılında sonlanan ama hiç eskimeyen ve 28 sene sonra bugün hala hafta sonları TRT’de tekrarları izlenen bir efsane program.
Süreç içinde 140 farklı ülkeyi dolaşarak Ekvator’dan Kutuplara yaklaşık 800 bin km'den fazla yol giden, Türkiye’yi ve dünyayı karış karış gezerek, Türk Kültürünü dünya kültürü ile buluşturan, dünya kültürlerini ve dünyanın neresinde ne yaşanıyorsa Türkiye’ye tanıtan “Barış Manço ile 7’den 77’ye Programı” örneği olmayan bir televizyon efsanesidir.
Bu efsane TV programının yayına girişinin 25’inci yılı nedeniyle programın yapımcısı ve yönetmeni Erkmen Sağlam dünyanın dört bir yanında çektiği fotoğraflarla ilk olarak “Milli Saraylar Müzesi Dolmabahçe Sanat Galerisi’nde” bir sergi açmıştı.
7’den 77’ye ekibi bu kez, Deepart organizasyonu ile Barış Manço ile 7'den 77'ye Fotoğrafları Sergisini ülkemizin ve dünyanın dört bir yanında sergilemeye başlıyor.
Alt yazılı fotoğraflarıyla belgesel nitelikli "Erkmen Sağlam'ın Objektifinden Barış Manço ile 7'den 77'ye Fotoğrafları Sergisi" yurt içinde ve yurt dışında ülkemiz kültürünün tanıtımına bu sergiler aracılığıyla katkı sağlamayı sürdürecek.
Adeta bir turne niteliği olan sergiler zincirinin ilk durağı Ankara Next Level Alışveriş Merkezi olacak. 29 Ocak’ta başlayacak sergi 15 Şubat’a kadar Next Level ziyaretçileri ile buluşacak.
30 Ocak saat 16.00’da açılışı yapılacak olan sergi, kültür sanat alanında birçok projede dikkat çeken TRT Ankara radyosu ile tanıdığımız İzzet Öz’ün sunumu ile başlayacak. Açılış programı kapsamında 7’den 77’ye görüntüleri davetliler ile paylaşılacak.
Mançoloji albümünün aranjörü Eser Taşkıran yönetiminde 24 Ayar eşliğinde 7’den 77’ye şarkılarıyla Meltem Taşkıran konser verecek. Sosyal medya üzerinden düzenlenen yarışma ile belirlenen 10 çocuk, Mine Abla’nın piyanosu eşliğinde “Adam Olacak Çocuk” nostaljisini tekrar yaşatacak.
29 0cak’ta ziyaretçilere açılacak sergide, Barış Manço’nun Kuzey Kutbuna uzanan yolculuğundan Borneo Adası seyahatine kadar birçok fotoğrafı yer alıyor. Son “Kuru Kafa Avcısı” ile tanışan Barış Manço’nun ilginç fotoğraflarının yer aldığı “Barış Manço ile 7’den 77’ye fotoğrafları Sergisi” ile usta sanatçı aramızdan ayrılışının17. yılında Next Level’da anılacak.
Erkmen Sağlam ile Röportaj
1) "7'den 77'ye" projesinin yapımcısı ve yönetmeni olarak en iyi bilenlerden birisiniz; bu efsane program nasıl oluştu?
7’den 77’ye aslında bir erken doğumdu. Prematüre olarak doğdu, sabırla gelişti ve olgunluğa erdi.
Şöyle ki; Barış ile hayallerimizi hep çok ileride kurgulayan iki arkadaştık biz, onun değişiyle
“Kısa Pantolon Arkadaşı”. Öğrenimimizi tamamladığımız yıllarda -1969-1970 yılları- yakın bir tarihte Türkiye’de de televizyon yayınının başlayacağını öngördük. Zaten bu kaçınılmazdı, çünkü Avrupa’da ve Amerika’da yıllar yılı Tv yayını vardı. Ve biz yurtdışında yaşayan insanlar olarak bunu görmüştük.
O zaman kendi kendimize, madem ki profesyoneller olarak biz sahne işini yapacağız o zaman kendimizi televizyon dünyasına da hazırlamalıyız, o işi öğrenmeliyiz dedik.
Çok çalıştık, çok kazanmadık ama kazandıklarımızı biriktirdik. Bilindiği gibi Barış, Belçika Kraliyet Akademisini bitirmişti, Türkiye’ye dönerken o birikimlerin üstüne biraz da borçlanarak komple “Televizyon ve Ses Stüdyosu Aletlerini” beraberinde getirdi ve biz Rikkat Annemizin büyük hoşgörüsü ve desteği ile oturduğu evi televizyon ve kayıt stüdyosu haline getirdik. Rikkat Anne mutfağına tıkıldı kaldı ama hiç şikayet etmediği gibi olağanüstü destek verdi.
O yıllar Kurtalan Ekspres’in de kuruluş çalışmalarının yapıldığı yıllardı. Her gece 3 Kameralı kayıt sistemiyle sabaha kadar Barış, ben, Eriş Akman, Hüdai Özgüder, Celal Güven, Ohannes Kemer, Nur Moray, Özkan Uğur toplanır sabaha kadar çalar, söyler,çeker, yazar ve çizerdik. Sonradan aramıza Moğolların dağılması sonrası Murat Ses ve Engin Yörükoğlu da katıldı. Çalışmalarımıza Ankara’dan TRT Müzik Eğlence Müdürü Yılari Atamer ve TRT Yönetmeni can arkadaşımız
Ayhan Önal da zaman zaman gelir ileride bizimle yapacakları programlara hazırlıklı olmak için bizi izlerlerdi.
İşte o günlerde 7’den 77’ye tüm köşeleri ile format olarak ortaya çıktı. Ne anlatacağımızı, nasıl sunacağımızı, tüm bölümlerini yazıp hazır hale getirdim. Barış baktı, “Bu iş oldu Erk, bu işi yaparsak da anca biz yaparız” dedi. Dedi ama ülkede henüz daha tam gün tv yayını bile yok.
Sonuç olarak hazırladıktan tam 18 Yıl 10 Ay sonra “Barış Manço ile 7’den 77’ye” yayına girdi.
Ve biz verdiğimiz doğru kararın, sabrımızın ve inatla bekleyişimizin karşılığını aldık. Geçen
zaman içinde olgunlaştık, Barış karizmasına karizma kattı ve sonunda galiba başardık.
2) Bu projenin gerçekten de efsane olacağını o yıllarda hiç tahmin eder miydiniz?
Barış, TRT Dergisine verdiğimiz bir röportajda “Biz Erkmen ile 2 kişiydik giderek kocaman bir aile olduk” demişti. 1970 yılının Mayıs ayındaki Nüfus Sayımında sokağa çıkma yasağı vardı. O gün evde boş boş oturacağımıza kendimize bir “Anayasa” yazdık. Biz yaşarken de çalışırken de neleri yapacağız, neleri asla yapmayacağız.
Bizim anayasamızın öncelikli maddesine göre biz hiçbir yaptığımız işte iyinin ve güzelin peşinde olmayacaktık. Çünkü iyi ve güzel görecelidir, kişiye göre değişir. Ama biz ne yaparsak yapalım doğruyu yapacaktık, çünkü doğru tekdir kişiye göre değişmez. Doğruluğuna inandığımız şey iyi ve güzel de bulunur da beğenilirse o zaman da sevinecektik.
Ol nedenle 7’den 77’ye’nin bir efsane olacağı hiç aklımıza gelmedi. Yayın süresince programın çok büyük izleyici sayısına ulaşması ve beğenilmesi bizi kuşkusuz çok mutlu ediyordu. Ama bize göre biz her zaman yaptığımız gibi doğru bir iş yapıyorduk ve hep bu kadardı.
Zaten efsaneleri birileri yapmaz yapamaz. Efsaneleri halk yaratır. 7’den 77’ye Efsanesi de bu ülke insanının eseri. Bizler bu efsanenin neferleri, Barış Manço da hak edeni…
3) Onca yıl geçti, ekranlarda onca program yer aldı. "7'den 77'ye" hala 1 numara. Bu başarının sırrı ne sizce?
Sır doğruluk ve dürüstlük. İyiyi örnek gösterip heveslendirmek ve yüreklendirmek. Asla kötüyü göstermemek, ürkütmemek. “İyi örnektir, kötü ise ibret”. İbrette şiddet, örnekte ise arzu ve isteğin kaynağı olan heves var.
Bunun dışında, programda Barış hep herkes tarafından bilinenleri anlattı, hatırlattı. İzleyici ile hep birlikte öğrendik öğrendiklerimizi. Tarihimizi anlattı Barış ama tarih dersi vermedi. Dünyayı dolaştık hep birlikte, yeni yerler tanıdık ama Barış coğrafya öğretmeni de olmadı.
Şöyle derdi Barış; “Biz her birimiz birbirimize benziyoruz, çünkü hepimizin burnunda iki delik var”. İzleyici ile 7’den 77’ye arasında astlık üstlük yoktu. İzleyici ile 7’den 77’ye birdi, beraberdi.
4) Rahmetli Barış Manço ile çalışmak nasıldı?
Biz Barış Manço ile hiç çalışmadık ki, onunla çalışmak nasıldı bileyim. Biz hep birlikte bize keyif veren uğraşı içinde olduk. Mutluluğu paylaştık hep birlikte. Temmuz ayı gelir program tatile gireceği zaman ekip tekrar buluşmak üzere ağlaya ağlaya veda ederdi birbirine.
Birlikte çalışmayı değil de Barış’ı soruyorsanız o zaman başka. Barış inanılmaz bilgili, dopdolu bir insandı. Çok bilgiliydi arkadaşım, yaşamayı severdi. Çok mütevazıydı ama az ile yetinmez her zaman daha fazlasını isterdi. Günü düşünmez hep yarınlarını planlardı çünkü yaşanırken ekleme düzeltme yapılamaz kader deyip razı olunduğuna inanırdı ve arkadaşımla en çok bu konuda anlaşırdık. Yarınlar, hep yarınlar.
5) Mutlaka dünyayı dolaşırken çok ilginç şeyler yaşamışsınızdır. Aklınıza gelen ilk anınızı sorsak?
O kadar çok şey yaşandı ki, zor ayırmak. Ama size Japonya’ya ilk gidişimizi anlatayım.
Japonya’ya geldik, Narita Havalimanına indik. Daha terminalden çıktık ki insanlar bize bakıp gülüyor. Bakıyoruz birbirimize bize göre bizde bir tuhaflık da yok. Tokyo’ya otelimize geldik, akşam saatleri bir şeyler yiyelim diye dışarı çıktık, bizi gören yine gülüyor. Soruyoruz daha çok gülüyorlar. Sonra ki gün yine durumumuz aynı.
3’üncü gün eski başkent Kyoto’ya gittik. Eski sarayın önünde arabamızdan iniyoruz tam arkamıza içi 5-6 yaşlarında çocuk dolu bir otobüs geldi ve inmeye başladı. Barış çocuklarla oynamayı severdi, çocuklarla oynamaya başla da seni çekelim dedim. Barış daldı çocukların arasına. Bizi gören çocuklar nasıl gülüyor anlatılamaz. Niçin gülüyorsunuz diyoruz, anlamıyorlar ama yine gülüyorlar. Derken nasıl olduysa
yarım yamalak İngilizce konuşan biri çıktı aralarında ve öğrendik niçin güldüklerini. Meğer biz hepimiz birbirimize benziyormuşuz.
Yani anlayacağınız Barış yine haklı çıktı, hepimiz birbirimize benziyoruz çünkü hepimizin burnunda iki delik var…
6) Sergi projesi nasıl oluştu?
Barış Manço ile 7’den 77’ye 1988 yılının Ekim ayında yayına girdi. Yayına girişimizin 25’inci yılında ben program süresinde çekmiş olduğum fotoğraflarla bir sergi açmak istedim. Bu arzum TBMM’inde duyulmuş. Başkanlık tarafından verilen talimat gereği sergi Beylerbeyi Sarayında açılması için ben Dolmabahçe Sarayına çağrıldım.
Gittiğimde Milli Saraylardan sorumlu İstanbul Bölge Müdürü bana; “ 7’den 77’ye bütün Türkiye’nin programı, ben de bu programla büyüdüm. Ben tarih ayarlayacağım, Ankara ile de konuşacağım. Siz bu sergiyi bu sarayda açacaksınız” dedi. Aklıma gelmeyen hayal bile etmediğim bir şeydi bu, hani nerede ise oturduğum koltuktan düşer oldum.
Şimdi, “Erkmen Sağlam’ın Objektifinden Barış Manço ile 7’den 77’ye Fotoğrafları Sergisi” ülkemizi ve dünyayı dolaşmaya başlayacak. Ve bu yolculuğun ilk durağı da NEXT LEVEL Alışveriş Merkezi olacak.
Deepart organizasyonunda açılacak serginin sunumunu Barış Manço’nun kadim dostu İzzet Öz yapacak. Sergi açılışına Kurtalan Ekspres’in efsane elemanlarının oluşturduğu 24 AYAR, Mançoloji’nin de aranjörlüğünü yapan Eser Taşkıran yönetiminde bir konser verecek. Konserde 7’den 77’ye şarkılarında Murat Evgin Sahne alacak.
Ve “Adam Olacak Çocuğun” unutulmaz ismi Mine Abla piyanosuyla sergiye gelen çocuklarımızı ağırlayacak. Uzun lafın kısası, 30 Ocak günü NEXT LEVEL’da unutulmayacak bir gün yaşanacak.
Sonra, sonra biz görmeyeceğiz ama bu sergi “Barış Manço ile 7’den 77’ye Programı’nın” 50’inci, 100’üncü yılında da tekrarlanacak. Ne Barış Manço, ne de 7’den 77’ye unutulacak…
