Kültür Sanat Bekle, rüzgâr essin

Bekle, rüzgâr essin

24.04.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bekle, rüzgâr essin

Bekle, rüzgâr essin


Kiarostami filmlerini tutkuyla sevenlerin koleksiyonlarına katacakları yeni bir parça “Rüzgâr Bizi Sürükleyecek"


       Tarlaların arasındaki daracık patikalardan yukarı bir cip tırmanır. Rüzgârın uğultusu dışında sessiz olan çevrede tozu dumana katan, kükreyen bir araç.
       “Rüzgâr Bizi Sürükleyeceköin kişilikleri, diğer Kiarostami filmlerindekinin aksine, bu kez gitmek istedikleri köye ulaşıyor. Ancak oradan bir türlü ayrılamıyorlar! Yine İran’ın kuzeyinde, bu kez Siyahdere adlı bir Kürt köyündeyiz. Yalnızca liderlerini görüp tanıyabildiğimiz dört kişilik bir televizyon ekibinin orada ne aradığı meçhul. “Kentlilere" özgü bir dertleri olduğu kesin!
       Köylülerin, mürekkep yalamış herkese mal ettikleri “mühendis" sıfatıyla çağırdıkları ekip lideri (Behzad Dourani) köylü çocuklardan birini asistan olarak seçer kendine. Ekibini bir köy evine yerleştirip araştırmalarına başlar.
       Abbas Kiarostami, kent ve taşra arasındaki farklılıkları yine hümanist gözlemleri ve anlayışlı eleştirileriyle aktarıyor. Yaşam ve ölüm arasında geçirdiğimiz kısacık sürede hangi değerlerin öne çıktığını, bu süreyi hangi kaygılarla geçirdiğimizi gösteriyor bize.

Soru - yanıt oyunu

       Tam anlamıyla Batılı değilse de Batılılaşmış kentlilerle, Doğu tipi yaşam tarzının ve felsefesinin temsilcisi köylüler arasındaki fark bu filmde gülünç sahnelere elveriyor. Mühendis ile çocuk arasında her gün yinelenen sağırlar diyaloğu, Laurel - Hardy ya da Karagöz - Hacivat arasında geçebilecek bir soru - yanıt oyunu sanki.
       Mühendisin cep telefonu filmin doruk noktasında çalıyor: Köyde çekmeyen telefonla konuşabilmek için cipine atlayıp tepelere tırmanıyor zavallı adam! Film boyunca yinelenen bu absürd durum her defasında köylüleri ve izleyiciyi güldürüyor. Mühendisin konuşabilmek için iyileşmesini beklediği hasta ve yaşlı kadın ise rüzgârın uğultusunu, ölümün soluğunu anımsatıyor. Mühendisin onu bekleyişini izlerken, bir insanın yaşarken aslında ölümü beklediği gerçeği çarpıyor zihnimize.