Kültür Sanat Bilinçaltının İstanbul fotoğrafları

Bilinçaltının İstanbul fotoğrafları

24.01.2009 - 00:30 | Son Güncellenme:

Fotoğraf sanatçısı Alp Sime, “Paralaks” adını verdiği üçüncü kişisel sergisinde İstanbulluları keşfediyor. Sime, ‘kafasındaki İstanbul’u yansıttığını söylüyor

Bilinçaltının İstanbul fotoğrafları

Bir fotoğrafı anlatmak, fotoğraf üzerine yazmak, dahası o fotoğraftan size geçen ‘his’sin karşılığını yazı diline dökmek kaç kelimeyle konuşuyor olursanız olun, hayli zor. Fotoğraf karesinin içindeki dünya, aklınıza ve duygularınıza hakim olan ‘güzellik’, yazılmaya çalışıldığında yavanlaşıyor, ‘biricikliğini’ yitiriyor bir anlamda. Hele de söz konusu, karelerdeki büyülü bir dünyaya ait imgelerse...
Genç kuşağın ‘yaratıcı’ isimlerinden biri olan Alp Sime’nin fotoğrafları karşısında da bu duyguyu en keskin şekilde hissediyor insan yazmaya kalktığında. Sanatçının Galeri x-ist’te açılan “Paralaks” adlı sergisinde yer alan, her biri ‘rüyalar aleminden’ kopup gelmiş hissi uyandıran fotoğrafların gücü karşısında söz çaresiz kalıyor. Fotoğraf terimi olarak paralaks, bazı eski makinelerde vizörden görülen ile objektiften filmin üzerine yansıyan görüntü arasındaki açı farkı anlamına geliyor. Bir diğer anlamı ise değişim. Bu her iki anlam Sime’nin fotoğraflarını tamamlıyor adeta.

‘Derdim İstanbullu’
Sime, bu üçüncü kişisel sergisinde tıpkı 2002’de açtığı “Ramora”da olduğu gibi, bilinçaltının izlerini sürüyor fotoğraflar aracılığıyla. Bu kez İstanbul’da keşfediyor, bilinçaltında yatan imgeleri. Sime, 2003’ten bu yana yürüttüğü proje kapsamında sadece bu kenti fotoğraflayan sanatçı, “Herhalde evim gibi görebilmek için İstanbul’u çekmeye başladım” diyor.
Fakat fotoğraflara baktığınızda aşina olduğunuz İstanbul’u göreceğinizi düşünürseniz yanılırsınız. Çünkü bu fotoğraf karelerinin ev sahibi olan İstanbul, Sime’nin İstanbul’u. Kafasındaki İstanbul’u yansıttığını söylüyor sanatçı:
“İstanbul denildiğinde ilk akla gelecek görüntüler, Ayasofya, Boğaz vs.’dir. İstanbul’un öyle bir imajı var. Ama benim derdim İstanbul değil, İstanbullu. Ben her gün Ayasofya’yı görmüyorum; sokaktaki adamı, yollardaki tuhaf, ilginç durumları, anları görüyorum. Zaten elime fotoğraf makinesi alıp ben bugün fotoğraf çekeceğim diye hareket eden biri değilim. Makinem hep yanımda olur ve bir yerden diğerine giderken fotoğraf çekerim. Hep gittiğim yollar, karşılaştıklarım, onların bana etkisi fotoğraflara yansıyor. O gördüğüm anlar, insanlar ilgilendiriyor beni.”

‘Kara mizah var’
Kuşkusuz Sime’nin bu fotoğrafları onun hayatının, yaşadıklarının da belgesi... Bu kişisel belgeler, kendilerine özgü bir muzipliği de içinde barındırıyor. Kimi yerde apaçık güldürüyor sizi, kimi yerde altında yatan mizahı keşfetmenizi istiyor. Sime, bunu şöyle açıklıyor:
“Bu fotoğrafların ilk ve orta bölümü 2006’da Atina’da sergilenmişti. Oradaki İstanbul çok karanlıktı. Çünkü karanlık bir dönemime denk gelmişti. Bu sergideki fotoğraflar ise projenin sonu. Ve burada kara mizah, komik bir durum var; ‘ne olacak işte boş ver gitsin’ gibisinden. Bütün o karanlık kısmı unutmak, çok ciddiye almamak... Artık o kadar kötü bakmaya gerek olmadığını görüyorum, bu da fotoğrafa yansıyor. Sonuçta İstanbul, dünyanın en pozitif yeri değil. Ben de onun içindeki mizahı görmeye çalışıyorum. Ve bazen ‘ciddiye almamak’ insanı rahatlatıyor.”
Alp Sime, “Paralaks”la İstanbul fotoğraflarını sonlandırıyor. Gerçi bu projenin bir de kitabı olacak ama tarihi henüz netleşmemiş. Sanatçı artık fotoğraf makinesini yanına alıp İstanbul’dan ayrılacak... Başka dünyaları keşfedebilmek için... Sergi ise 14 Şubat’a kadar izlenebilir.

Haberin Devamı

Bilinçaltının İstanbul fotoğrafları