Editörün Seçtikleri Birdenbire Türkler II

Birdenbire Türkler II

28.05.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Birdenbire Türkler II

Birdenbire Türkler II


Artniyet / AYŞEGÜL SÖNMEZ


       Birdenbire Türkler ne demek şimdi? Ne olabilir? Hayatta aklınıza gelemez. İpucu veriyorum. Bir sergidir. Bu ipucuyu da geçti. Basbayağı cevap oldu. Ama mekanını hayatta tahmin edemezsiniz! Bir yemek programının yapıldığı yerdir. Cevabı verdim. Soruyu alıyorum; mutfak neresidir? Şimdi toparlayalım. Mutfakta bir sergi söz ettiğim. İçinde Emel ve Jale de yok. Ama ya olsalardı... Şimdi yazının konusu da bu. Bir fantezim de böylelikle gerçekleşti. Bir sergiye gittim. Sergiyi çok beğendim ve bu sergiyi nasıl anlatsam acaba derken serginin mekanının mutfak olmasını fırsat bilip, ‘mutfağın içinde Emel ve Jale olsaydı’dan yola çıktım. Sergiyi (güya) de onlara anlattırdım. Biraz teknik bilgi. Sergiyi, Emel ve Jale’ye devretmeden önce...
       Erden Kosova, kendisi arkadaşımdır, Londra Üniversitesi’nde sanat tarihi üzerine doktora yapıyor. Bu düzenlediği, yani kuratörlüğünü yaptığı ilk sergisi. İstanbul Yeni Sanat Müzesi’nde (Şemsi Amca apt. Müeyyet Sk.11/2 Tünel, İst.). Mutfağın içindeki müzede her ay sergi yapılıyor. Vasıf Kortun ve genç arkadaşları, Türkiye’de hala çağdaş sanat müzesi olmamasının altını çiziyor ve adeta şöyle diyorlar: mutfakta biri var.

İmge yerine ne?

       Mutfağın içinde küçük bir merdivenle çıktığınız ve kafanızı içine soktuğunuzda görebileceğiniz (izleyici sayısına göre tek kişilik bir sergi yani) kutunun içindeki sergide tam 6 iş var.
       Şimdi Emel ve Jale’ye (güya) devrediyorum...
       “İyi günler bugünkü sergimizin adı Birdenbire Türkler. Jale, çay yapar mısın? Malzemelerimizi sayıyorum. 6 adet imge."
       “Emel’cim imge yerine ne diyebiliriz? Yani bazı evlerde bunu bilmeyenler olabilir."
       “Haklısın Jale. İmge yerine ne diyebiliriz? Ben her şeyi düşünürüm. İmge yerine fotoğraf - resim diyebiliriz mesela. Malzemelere dönelim. Sen çaya devam Jale’cim..."

12 Mart sonrası

       Bu bir fotoğraf, karede ressam ve seramik sanatçılarımız Gülsün Karamustafa ve eşi Sadık Karamustafa’yı, 12 Mart sonrası bir mahkemede yargılanırken görmekteyiz. Sonra bir başka fotoğraf; bu Orhan Taylan’ın 11 Eylül 1980 tarihinde çekilmiş bir resmi. Taylan’ı uyurken görmekteyiz. Sıkıyönetim’e tam bir gün kala. Ve sonra hemen yanında kutunun içinde gördüğümüz bir Time Dergisi kapağı. Time Dergisi 10 Kasım törenlerimizdeki askeri töreni kapak yapmış. Ne kadar Sovyet Ordusu’nu andırıyor değil mi Jale? Derginin tarihi 22 Kasım 1999. Sonra onun hemen yanında ünlü ressamlarımızdan Hamit Görele’nin “Sergim" başlıklı yazısı ve bunun tarihi 1952. Bir de Hz. Muhammed’in portresi. Şöyle yazıyor: “Peygamberimizin portresini ilk tecrübe eden ressamımızın Hamit Görele olduğunu hatırlatmak isteriz". Güzel Sanatlar Dergisi’nden.

Dışın ne demek?

       Sonra Opua - Dışın - Düzenin 7 Ceddine adlı bir fotokopi afiş.
       “Emel bir şey sorabilir miyim, dışın ne demek?"
       “Jale’cim, dışın dışın, silah sesi hani dışın dışın deriz ya, o işte. Bu 90’ların başında çıkan bir fanzinden. Jale her şey ne kadar değişti fanzin dedikleri, bir çeşit bağımsız dergi. Yeraltı kültürü bu Jale’cim, yani çeşit çeşit".
       “Evet, Emel’cim, yani nereden nereye... O kafası gözükmeyen de Cüneyt Arkın olsa gerek. Çok karışık değil mi bu çağ Emel’cim?"
       “Evet haklısın. Aslında bir uzman çağırsaydık da bu durumu bize açıklasaydı. Biz de şurada oturup rahat rahat yemeğimizi yapsaydık."
       Ve sonraki imge yani fotoğraf - resim ise Rehine isimli. Esat. C.Başak’a ait. Outsider’s sergisinden. 1998 tarihli. “Emel’cim bölüyorum ama çay hazır. Hem çayını iç, hem de bu resimdeki adamın hazin hikayesini anlat".
       “Tabii Jale. Buradaki adam çok sıkılmış ve intihar etmek üzere ağzına silah dayamış. Çok hazin gerçekten. Jale’cim istersen toparlayalım. Şu malzemeleri bir güzel karıştıralım. Rondomuza atalım". “Evet Emel, ben de acıkıyorum yavaş yavaş".

Bu sergi ne anlatır?

       Bu sergide iki kutup var. Biri çok politik diğeri çok apolitik. Buradan ne anlıyoruz? Politik olanla apolitik yan yana geldiğinde kimin gerçekten politik olduğu birbirine karışır hele de bunlar sanat yapıtı olarak ve sadece bir kafanın sığabileceği bir kutuda karşımıza çıkıyorsa... Ve karışıklık nasıl olur biliyor musunuz? Birdenbire olur. Bu sergi de bunu anlatır."
       Aslında bu sergi neyi anlatır biliyor musunuz? Çocukken evin alt katında babam ve arkadaşlarının Ruhi Su, benim üst katta odamda Nena dinlememizi, onların rakı, benim Coca - Cola içtiğimi, abimin de yan odada Alan Parsons Project plağına bakıp bakıp uzaklara dalmasını.

Yazarlar