Editörün Seçtikleri Biz bu fotoğrafı daha önce gördük

Biz bu fotoğrafı daha önce gördük

03.04.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Biz bu fotoğrafı daha önce gördük

Biz bu fotoğrafı daha önce gördük


Balkan kimliğini oluşturan çok sesli, çok renkli fotoğraf, 10 yıl sonra yine göçün acı yüzünü anlatan karelerle bozuldu.
Bulgar baskısıyla Bulgaristan'dan göç ettirilenlerin tıklım tıkış bindirildikleri trenlerdeki hallerini, belleğimize 1989'da kaydetmiştik. Aradan 10 yıl geçse de, aynı görüntüler yansıdı Balkan haritasının üzerine: Baskı ve şiddet. Göçe zorlanma. Parçalanan aileler. Açlık ve korku. Bilinmezlikle kuşatılmış bir yarın. Onulmaz biçimde yara almış, bir arada yaşama kültürü.
1989'da Bulgarlar, 1999'da ise Sırplar sahneye koydu bu acılı oyunu. Aktörler farklı, tema aynıydı.
10 yıl önce Türk sınırlarına vuran büyük göç dalgasının nedeni, Bulgaristan'daki komünist yönetimin, kendi doğrularını dayatıp, Türkleri kimliksizleştirmeye, kültürsüzleştirmeye çalışmasıydı.
Oysa Türkler, Bulgaristan'da Bulgarlarla yüzyıllardır aynı toprakları paylaşıyordu. Tıpkı eski Yugoslavya'da Arnavutlarla Sırpların paylaştığı gibi.
Baskılar, isim değiştirme politikasıyla başladı. Türklerin Türkçe konuşmaları yasaklandı. Camiler kapatıldı, çocukların sünnet olması, Türk geleneklerine göre evlenmek ve düğün yapmak da engellendi. Uygulamalara karşı çıkmaya çalışanların kader çizgisi, Belene Kampı'na uzandı.
Belene Kampı; ayrılık, işkence, acı ve ölüm demekti. Kaba dayak, deri kırbaç, uzayan plastik coplar ve hücre cezaları ve açlık.
10 yıl önce, trenlere bindirildiler. Bilinmez bir yolculuğa çıktılar. Resmi sayılara göre 363 bin kişi. Topraklarına ancak 120 bini dönebildi.
10 yıl sonra, mekan ayrı, fotoğraf aynı. Şimdi her Kosova köyü bir Belene Kampı'na dönüşmüş. Tel örgüler ise koskoca bir ülke sınırı. Tel örgülerin gerisinde yine aynı acı var... İnsanlık acısı...


Yazarlar