Yaşam Daha sağlıklı bayram tadları

Daha sağlıklı bayram tadları

07.08.2012 - 11:56 | Son Güncellenme:

Eski bayramlardaki ikramlıkların hiçbirinde bugünün pek çok tadında bulunan katkı maddeleri, koruyucular, suni tatlandırıcılar, kimyasal boyalar ve benzeri sağlıksız maddeler yoktu

Daha sağlıklı bayram tadları

Benim çocukluğumda biz bu bayramı, şimdiki adıyla Ramazan Bayramı’nı, eski adıyla Şeker Bayramı’nı çok severdik. Biz çocuklar için çok önemliydi, çünkü adından da anlaşılacağı gibi şekerlerin dağıtıldığı bir bayramdı bu bayram. O zamanlar bugünkü gibi şeker, çikolata ve diğer çok çeşitli paketlenmiş tatlar hayatımıza bu kadar kolay girmezdi, böyle bolluk yoktu. O bayram günlerini iple çekerdik, onlar bizleri şeker çeşitlerine kavuşturan günlerdi. Nane şekeri, akide şekeri, lokum boldu. Ama daha ilerisi oldukça lükstü.

Haberin Devamı

Dr. Hasan İNSEL

Ulaşılabilen son nokta

İkram zenginleştikçe bayram şekerlerine bu saydıklarıma ilave olarak, özellikle Hacı Bekir’den alınan badem şekerleri ve onların özel lokumları da katılırdı. Lokumların pudra şekerleri arasından büyük bir ustalıkla Hacı Bekir badem şekerlerini ayırıp yerdik. Pestiller olurdu, kuru meyveler, cevizli sucuklar ve şerbetler.

Sonra hayatımıza Bebek badem ezmesi girmeye başladı bayramlarda. Lüks evlerdeki bayram şekerlerinde, Bebek badem ezmesi eksik olmazdı, bu ‘bayram şekerinde’ ulaşılabilen en üst noktaydı.

Tatlıda Bebek durağı

Dedem Fahrettin Altay Paşa’yla Emirgan’dan kalkar, Bebek’e giderdik. O zamanki yerleri şimdiki yerlerinden 100 metre kadar daha gerideydi. O zamanlar Emirgan’da banka yoktu, her ay başı emekli maaşını almak için dedem Bebek’e bankaya gittikçe, ben de peşine takılır ne yapar eder, badem ezmesi aldırırdım. Eski bayramlardaki bu ikramlıkların hiçbirinde de, bugünün pek çok tadında bulunan katkı maddeleri, konserve maddeleri, koruyucular, suni tatlandırıcılar, kimyasal boyalar ve benzeri sağlıksız maddeler yoktu, sadece şeker ve tatlarını veren tabii maddeler vardı içlerinde.

Haberin Devamı

Cevizli sucuktan kuru kayısıya

Beni bu eski bayramlara götüren aile dostumuz mimar Seda Özen oldu aslında. Koskoca bir paketle geldi İntermed’deki odama, “Bayrama daha çok var ama, seyahate gidiyormuşsunuz, ben de bugünden bir uğrayayım dedim” dedi ve o koskoca paketi bana verdi. Nasıl taşımıştı, şaşırdım, en az 3-4 kilo vardı. Bu koca paket harika bir sepetti, Malatya Pazarı hazırlamıştı, kocaman bir sepet içinde klasik tatlar, hem de tam bayram öncesi, eski ‘bayram şekerleri’ gibi. Cezeryeden içi bademli kuru kayısıya, Antep fıstığı dolu pestilden, cevizli sucuğa tüm yöresel tatlar masamdaydı.

Eski bayramlara götürdü

Bayram şekeri olarak eski günlerimizi hatırlatan, hem de pek çoğu sağlıklı cinsinden tatları bir arada bulabilmek çok hoşuma gitti. İşte bu klasik tatlar da beni, taaa o eski bayramlara götürdü. Bu arada sağlıklı tatlar derken, size bahsetmek istediğim değişik bir tat da HTV Sağlık Televizyonu’ndan tanıdığım, yapımcı Bürşem Ege’den geldi. Onunla sağlıklı yemeklerden konuşurken ”Benim babam da Aydın’da çok özel bir şekilde, hiçbir katkı maddesi koymadan kendi yetiştirdiği sebzelerden, sebze tatlıları yapıyor” dedi.

Haberin Devamı

Cam kavanozda satılıyor

Sebze tatlısı lafı dikkatimi çekti, “O da nedir?” diye sorunca “Mesela kabak tatlısı bir sebze tatlısıdır” dedi. Araştırdım, haklıydı, bal kabağı kış sebzesiymiş. “Bunları cam kavanozlarda satıyoruz” dedi. 1995’ten beri Avrupa’ya hem tatlılarını, hem de özel yapım zeytinyağlarını satarlarmış, şimdi Türkiye pazarına açılmaya karar vermişler. Ben hayatımda ilk defa cam kavanozda ince dilimlenmiş kabak tatlısı, taneli ceviz tatlısı ve turunç tatlısı yedim.

Kendi bahçelerinde yetiştirdikleri sebze ve meyvelere hiçbir suni madde ilave etmeden yapıyorlarmış. İsimleri Solena, bana Fransızca güneşle doğalın birleşmesini çağrıştırdı. Kültürümüzün klasik tatlılarının, sağlıklı bir şekilde cam kavanozdaki halleri ve tatları pek bir hoş.

Yazarlar