Kültür Sanat Derin bir aşka giden yol: Cudi’den Şengal’e bir Ezidi aşkı…

Derin bir aşka giden yol: Cudi’den Şengal’e bir Ezidi aşkı…

08.09.2014 - 13:51 | Son Güncellenme:

Şengal’de, Musul’da, Kobane’de, Rojava’da İŞİD’ın zulmü sürerken ‘Dewreş ile Adule’nin aşk hikâyesi Ezidilere yapılanları farklı bir açıdan değerlendiriyor…

Derin bir aşka giden yol: Cudi’den Şengal’e bir Ezidi aşkı…

Bawer Ferat müstear adlı Ali Oruç Ceylanpınar’dan, Cudi’den, Şengale uzanan o yolculukta Dewreş ile Adule’nin aşkını romanlaştırdı…

Haberin Devamı

Ezidilerin yaşamlarına dokunan ve hiç bilmediğimiz yönlerini aşkla yoğuran yazar Ali Oruç öyle bir dille anlatıyor ki, yıllarca kıyımlara maruz kalmış ve bugün çok derin bir acının eşiğinde olan Ezidi halkının durumunu, yaşadıkları bölgelerden, yaşamlarından, acılarından bir parça sunuyor bize…

Yıllar önce, Cudi'den Sincar dağına göçtüler... Şimdi ise Sincar dağlarından Cudiye'ye kaçıyorlar: Tarihleri boyunca yerlerinden edilen, kırımlara ve kıyımlara maruz kalan Ezidilerin dünyaya verdiği bugünkü fotoğraf, aslında dengbejlerin dilinde yıllar yılı hüzünlü bir öykü olarak dolaşmıştı tüm Kürdistanı.

Şengal’de, Musul’da, Kobane’de, Rojava’da bu kez Ali Oruç’un anlatımıyla derin bir aşka, dermansız bir aşka dönüşmüştü Dewreş ile Adule’nin aşkı…

Haberin Devamı

Yurt yayınlarından çıkan kitap Bawer Ferat adıyla tüm kitapçılarda yerini alırken yazar Ali Oruç bu romanıyla kendi yaşamını da dokunuyor.

Oruç, 27 yıl hapis hayatı boyunca romanlar yazdı, resimler yaptı… 2007 yılında tahliye oldu ancak KCK ana davasından yeniden yargılandı ve 3 yıl daha hapis yattı.. Dewreş ile Adule işte bu sancılı hayatın bir ürünü oldu…

Kitaptan;

Ceylanpınar´dan Cudi´ye Şengal Dağı´ndan, Şeyh Adi´ye Ölümsüz Bir Aşk

“Cudi´den Sincar Dağları´na geçtiler. Şeyh Adî türbesinin bulunduğu Laleş Tapınağı´nı ziyaret ettiler. Havanın sıcaklığı değil, ama Adulê´nin aşkı Dewrêş´in içini kaynatıyordu. Her gün biraz daha eriyordu. Gözleri iyice çukura kaçmış, avurtları çökmüş, boynu incelmiş, bacakları çıta gibi olmuştu. Dewrêş yanıyordu. Her gün Şengal Dağı´na çıkıyor, şarkı söylüyor, aşkını destanlaştırıyordu. Ne yağan yağmur, ne Zap Suyu, ne Dicle Nehri, ne de dağların zirvesindeki kar yüreğindeki ateşi söndüremiyordu. Dewrêş her ibadet vakti dizlerini toprağa dayıyor, ellerini havaya kaldırıyor, tanrıdan yardım istiyor, Şeyh Adî´ye yalvarıyordu. Dewrêş başını alıp dağlara çıktı. Bir derviş gibi Adulê´yi aradı, aradı. Başını ağaçlara, taşlara vurdu. Göz pınarları kurudu, nefesi kesildi. Uyku yüzü görmedi. Yaralı bir aslan gibi oradan oraya sendeleyip durdu. “

Haberin Devamı

Yurt Yayınları

Fiyatı 16 Lira

Sayfa: 260

Yazarlar