Merkez, Torul, Kürtün ve Şiran ilçelerinde kurulu bulunan alabalık tesisleri çağın gereklerine ayak uydurunca, yemek ve doğada huzur dolu bir gün geçirmek isteyen insanlar tarafından dolup taşıyor. Öyle ki alabalık yemek için kilometrelerce yol gelen vatandaşlar var. Suyunun lezzetli, doğal ve çok soğuk olması nedeniyle Gümüşhane derelerinde yetişen alabalıkların adeta doğal ortamda yetişmiş kadar lezzetli ve sağlıklı alabalıklar olduğu kaydedilirken, bu tesislerin hem kültürel hem de ekoturizm turlarını çekebilecek güzelliklerden olduğu ifade edildi. Dedesinin 29 yıl önce kurduğu alabalık çiftliğini işleten su ürünleri mühendisi Hüseyin Taşkın, “Alabalık yavaş yavaş kültürümüze yerleşen bir ürün oldu. Yaz aylarının başlamasıyla ve piknik alanlarının açılmasıyla birlikte işlerimiz artmaya başladı. Tatilcilerimizin gelmesiyle beraber tesislerimiz dolup taşıyor” dedi. Taşkın, “Suyumuz kaynak suyu. Saniyede 90 litre olarak tapulu arazimizden çıkıyor. Suyun balığın büyümesinde etkisi çok büyük. Onun için balığın lezzeti de oradan geliyor. Tereyağı ve su çok önemli. Alabalık en iyi kısık ateşte bol tereyağında yavaşça pişirilir. Müşterilerimiz balıkla birlikte tereyağının tadını alınca bu alabalık değil bile diyorlar. Burada temiz ve buz gibi suda yetiştirdiğimiz için lezzeti farklı oluyor” diye konuştu. Gümüşhane’den ailesiyle birlikte bölgeye gelen Doktor Fatih Yavuz da “Gümüşhane’ye yarım saat mesafede doğayla iç içe harika bir ortam. Gerek mekan gerek alabalık 5 duyumuza da hitap ediyor. Suyun sesi çok güzel, alabalığın tadı harika ve tereyağının kokusu geliyor. Hem damağa hem kulağa, hem göze olmak üzere her şeye hitap eden, sessiz ve huzur verici bir ortam. Turizme de katkı sağlıyor bu mekanlar. Bu doğal alabalıklar Gümüşhane’nin marka yemeği olabilir. Herkese tavsiye ederiz” dedi.