#GizemDenio: Orient Express ile 1800'lü Yıllara Yolculuk

Adını vizyona çıkan Şark Ekspresinde Cinayet isimli filmden duyuyor olsak da Şark Ekspresi aslında 1883 ile 1977 yılları arasında Paris ve İstanbul arasında sefer yapan bir tren.

Orient Express ilk yolculuğunu 4 Ekim 1883’te Paris’ten Romanya’nın Giurgiu şehrine Münih ve Viyana üzerinden geçerek gerçekleştirir. Yolcular Giurgiu’ya vardıklarında teknelere binip Tuna nehri boyunca yol alarak Bulgaristan’ın Ruse şehrinde Varna’ya giden ve yolculuklarını İstanbul’da sonlandıracak başka bir trene binerler.

Haberin Devamı

Paris'ten İstanbul'a yolculuğun tanığı

Paris'ten İstanbul'a yolculuğun tanığı olan Orient Express'te diplomatlar, seyyahlar ve pek çok ünlü isim seyahat ediyordu. İstanbul'a gelen trendeki yolcular önce çeşitli otellerde kalmaya başladı. Ardından 1895 yılında treni işleten Vagon-Li Şirketi Pera Palas'ı satın alınca yolcuları da burada konaklamaya başladı.

Pek çok konuda olduğu gibi Şark Ekspresi seferleri de Birinci Dünya Savaşı esnasında 4 yıl süreyle durduruldu.

Şark Ekspresi sadece yolcu treni değildi. Tren, çeşitli ticaret eşyalarını karşılıklı olarak İstanbul'a ve Paris'e taşıyordu. İstanbul'da Fransızca olarak yayınlanan La Patrie gazetesinde yayınlalanan haberlere göre 1925 Şapka İnkılabından sonra binlerce şapka ve kasket Şark Ekspresiyle İstanbul'a getirildi.

Agatha Christie ve Şark Ekspresi

Çoğumuz Şark Ekspresi adını da treni de Şark Ekspresinde Cinayet isimli Agatha Christie romanından duymuşuzdur. Agatha Christie'nin bu romanı Pera Palas'taki bir otel odasında yazdığını da biliyoruz.

#GizemDenio: Orient Express ile 1800lü Yıllara Yolculuk

Orient Express menüsü İstanbul'da

Sırlara, entrikalara ve gizli aşk buluşmalarına sahne olan, hakkında bir sürü kitap yazılan ve yakında da vizyona giren Orient Express menüsünün Türk damak zevkine uyarlanmış halini deneyebilirsiniz desem?

Hilton Bomonti'deki The Globe restoran dönem dönem değişik konseptlerde menüler sunuyor. Geçtiğimiz günlerde Orient Express menüsünü baştan aşağı inceleme fırsatım oldu.

Menüde başlangıçlar fix dediğimiz seçmeli olmayan türden. Önce sizi füme ördek ciğerli Lyon usulü soğan konsom çorba ile karşılıyorlar.

Haberin Devamı

Kahve yapıldığını düşündüğüm bir portatif makinede getirdikleri çorba ısı yardımıyla baharatların tadını da alarak yukarı çıkıyor ve ardından size sunulan hazneye geri dönüyor. İzlemek için bile içilir. Tadı ise enfes. Soğan çorbası pek bizim damak tadımıza uygun değil diyenler yanılıyor, güzel tatlandırınca gayet de nefis bir çorba çıkmış ortaya.

Çorbayı deniz yosunu ve bezelye püreli tütsülenmiş somon, kurutulmuş deniz tarağı takip ediyor. Ana yemek ise seçmeli. Viyana usulü kuzu eti veya yer mantarı suyunda biftek seçebiliyorsunuz. Yer mantarı suyunda biftek yağsız löp et sevenler için önerilebilir. Tercihim ondan yana :)

Tatlılar ise hem hafif hem de keskin. Yoğurt sorbe enfes bir serinlik katıyor. Antep fıstıklı kek ise Türk damak tadına zaten çok uygun. Vişne kremalı bitter çikolata ise bitter sevenlerin kaçırmaması gereken bir tat. Ben bitter sevmem diyenler tercihini kek ile sorbeden yana kullanmalı. Bu menünün fiyatı ise çok daha dikkat çekici. Bu kadar yemek sadece 125TL'den menü olarak sunuluyor.

Haberin Devamı

Eksik olan birkaç nokta da var. Masada Orient Epress ile ilgili sadece menü değil birkaç döküman istedim. Konuyla ilgili bilgi veren bir kitapçık çok daha etkili olabilirdi.

Et yanında et bıçağı olmaması bir dezavantajdı. Kalın kalın etler sıradan bıçaklar ile kesilmiyor.

Bu eleştirilerimizi de ilettik, eminim ki değerlendirecekler.

Hem tarihi bir ortamda hissetmek hem de farklı lezzetler deneyimlemek isterseniz bence kaçırmayın. Bakalım önümüzdeki günlerde hangi konseptler ile misafirlerini ağırlayacaklar. Sizin için denemek üzere sabırsızlıkla bekliyorum.

Gizem Aydoğan

Instagram/gizemaydogan