Ruh Sağlığı Hekime şiddet artıyor!

Hekime şiddet artıyor!

18.04.2011 - 12:55 | Son Güncellenme:

Türkiye Psikiyatri Derneği tarafından yoğun bir katılımla Antalya Belek'te gerçekleştirilen düzenlenen "15. Bahar Sempozyumu" dün tamamlandı.

Hekime şiddet artıyor

Sempozyumda düzenlenen basın toplantısında konuşan Gazi Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Selçuk Candansayar, hükümetin hekimleri günah keçisi olarak gösterdiğini söyledi. Son 4 ay içerisinde bir psikiyatrisin bıçaklandığını ve bir psikiyatrisin de kurşunlandığını kaydeden Candansayar, "Hekimlere ve sağlık çalışanlarına şiddet ciddi oranda arttı" dedi.

Haberin Devamı

-DAYATMALARI UYGULAYAN HEKİM DAYAK YİYOR

Hekimlerin, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kararlarını uyguladığını, ancak hastaların 'İşine gelmediği için yapmıyor' gibi bir düşünceye kapıldığını belirten Candansayar, "SGK'nın dayatmalarını uygulayan hekimler hastalardan dayak yiyorlar. Kamuoyunda 'Ben istediğim doktora gidebileceğim, istediğim kadar hizmet alabileceğim' gibi bir algı var. Sağlık hizmeti ücretsiz olmaktan çıkmış durumda. Hekimler artık istediği ilacı istediği şekilde yazamıyor. Eskiden olası riskleri belirlemek için farklı branşlardan tahlil istenebiliyordu. Şimdi sadece kendi branşıyla ilgili tahlilleri isteyebiliyoruz. Bu da kaliteyi düşürüyor" dedi.

-HEKİME ŞİDDET ARTIYOR

TPD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Agah Aydın yaptığı konuşmada, hekimlerin küfür ve hakaret, aşağılayıcı davranış, sözel veya yazılı tehdit davranışları, darp, yaralama, hatta ölümle sonuçlanan fiziksel şiddet olaylarıyla karşılaştığını belirtti.

Haberin Devamı

Bu olayların giderek arttığını savunan Aydın, Isparta-Burdur Tabip Odasının yaptığı araştırmaya göre, çalışma yaşamları boyunca en az bir defa şiddet içeren olaya tanık olduğunu söyleyen sağlık çalışanı oranının yüzde 96 olduğunu, bunların yüzde 64'ünün de en az bir defa şiddete maruz kaldığını ifade etti.

-ŞİDDET HASTA YAKINLARINDAN GELİYOR

Şiddet uygulayanların yüzde 86'sının hasta ve hasta yakını olduğunu belirten Aydın, sadece hastaların uyguladığı şiddetin oranının ise yüzde 6 olduğunu kaydetti. Şiddet uygulayanların yüzde 54'ünün hasta yakını olduğuna dikkati çeken Aydın, idarecilerin uyguladığı şiddetin ise yüzde 14 oranında olduğunu ifade etti.

Aydın, "Pratisyen, uzman ya da asistan olsun her grupta şiddete maruz kalma oranı kadınlarda erkeklerden çok daha fazladır. En fazla şiddete maruz kalan grup ise yüzde 81 ile kadın pratisyen hekimlerdir" dedi. İstanbul'da yapılan bir araştırmaya göre de sağlık çalışanlarının tamamının çalışma hayatları boyunca en az bir kez sözlü saldırıya, yüzde 87'sinin ise fiziksel saldırıya uğradıklarını dile getirdiklerini söyledi.

Haberin Devamı

Bu araştırmada, hemen her gün fiziksel ya da sözel saldırıya uğradığını söyleyenlerin oranının yüzde 29 olarak saptandığını vurgulayan Aydın, "Bunların polise bildirilme oranı yüzde 40, dava açılma oranı yüzde 33 olarak belirlenmiştir" dedi.

Aydın, hekimlerin "işlerini kaybetme, tekrarlayan saldırılara karşı güvenliklerinin sağlanamayacağı ve kendilerine yönelik husumete yol açmama" gibi kaygılarla bireysel davacı olmaktan kaçındıklarını dile getirdi.

RUH SAĞLIĞI İÇİN YGS İPTAL EDİLMELİDİR

Toplantıya katılan Türkiye Psikiyatri Derneği Üyesi Prof. Dr. Mine Özmen de basın mensuplarının soruları üzerine YGS' deki şifreleme iddialarını değerlendirdi. Olayın öğrencilerin ruh sağlığını ciddi şekilde etkilediğini belirten Özmen, "Öğrenciler için çok ciddi bir stres kaynağı olmuştur. Bu durum öğrencilerin isyan etmelerine neden olmuştur. Gençler artık bu sınavın adil olduğunu düşünmüyor. Tekrar güven ve adalet duygusunu nasıl tesis edeceksiniz? Bu nedenle sınav kesinlikle iptal edilmesi gerekir" dedi.

Haberin Devamı

19-20 NİSAN’DA ACİL DURUMLAR DIŞINDA HİZMET YOK

Basın toplantısına sempozyumda bulunan Tabipler Birliği Başkanı Eriş Bilaloğlu da katıldı. 19-20 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek olan iş bırakma eylemi hakkında bilgi veren Bilaloğlu şunları söyledi: "Kamuoyunda, bir şey hastaların yararınaysa, hekimlerin zararınadır' gibi bir algı oluştu. Oysa bir şey hastaların yararınaysa hekimlerin de yararınadır. Bu sağlık hizmetinin olmazsa olmazıdır. Hekimlerin eğitimleri için kamudan olanak sağlanması ve iş güvenliğinin olması ister muayenehanede, ister kamuda, hastaların yararınadır. Gelir ve iş güvencesi sadece hekimlerin değil herkesin yararınadır. Bu nedenle yapacağımız şey hastaların yararınadır. Hasta ve hasta yakınlarını, herkesi 19-20 nisanda bize destek olmaya çağırıyoruz. İki gün boyunca acil durumlar dışında sağlık hizmetinin sunulmayacağı bilinmelidir. Muayenehaneler, aile hekimleri, üniversiteler ve özel hastaneler de dahil olmak üzere doktora gitmeyiniz."

ÜNİVERSİTE HASTANELERİNİN GELECEĞİNDEN ENDİŞELİYİZ

Haberin Devamı

Toplantıda konuşan TPD Psikiyatri Yeterlik Kurulu üyesi Prof. Dr. Raşit Tükel Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastaneler de uzun süredir uygulanmakta olan performans sisteminin hizmet sunumunda niteliğin kaybolmasın neden olduğunu savundu. Tükel, sözlerine şöyle devam etti:" Eğitimin ihmal ettiği hekimlerin motivasyonlarını, mesleki saygı ve doyum duygularını olumsuz etkilediği, hastaların muayene süresinde azalmaya, tedavi maliyetlerinde artmaya yol açtığı bilinmektedir. Bu yasa öğretim üyelerini eğitim ve araştırmadan uzaklaştıracak, daha çok sağlık hizmeti sunmaya yöneltecektir.

Tıp fakültelerinde eğitim ve araştırmaya verilen ağırlığın, hasta bakımına kayması tıp fakültelerinin hızla akademik niteliklerinin yitme anlamına gelmektedir" şeklinde konuştu.

ÜNİVERSİTE HASTANELERİNDE MALİ KRİZ VAR

Üniversite hastanelerinde finansal bir krizin olduğunun altını çizen Raşit Tükel," Üniversite hastaneleri finansal bir krizin içindedir. Bu krizin üniversite hastanelerinin kötü yönetilmesinden kaynaklandığını söylemek mümkün değildir. Üniversite hastanelerinin krize sürüklenmesinin nedenleri arasında, üniversite hastanelerinin toplam sağlık harcamaları için genel bütçeden alınan payın giderek azaltılması, en zor olgulara, en pahalı tedavi hizmetini sunan üniversite hastanelerine, SGK'dan sağlık hizmetleri üretme faaliyetlerinin çok altındaki değerlerde geri ödeme yapılması, üniversite hastanelerinin faturalarına sık olarak kesinti uygulanması, geçmiş yıllarda üniversite hastanelerinin kamu alacaklarının yasal düzenlemelerle silinmesi sayılabilir. Bu gelişmelerin sonucunda çok sayıda üniversite hastanesi Maliye Bakanlığı tarafından verilen mali yardımlarla ayakta kalabilmişiler ve mali açıdan maliye bakanlığının denetimi altına girmişlerdir. Bugün 22 Üniversite Hastanesi Maliye Bakanlığı'ndan destek almaktadır" dedi.

Yazarlar