Editörün Seçtikleri Herkese merhaba

Herkese merhaba

17.07.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Herkese merhaba

Herkese merhaba


Milliyet 2000’den / CELALETTİN KAFESOĞLU


       Erkut Ertürk, tiyatrocu. İki yıl önce sahnesini Greenpeace’e taşıdı. Rol, gerçekle kimlik değiştirdi. Nükleer silahlanmanın önemli aşaması Yıldız Savaşları füze denemesine bir avuç gönüllü ile birlikte direndi. Pentagon’a kafa tutan Türk, Hicran Duran’ın telefonuna binlerce kilometreden şöyle seslendi: “Dünyaya mesaj vermek istedik. Proje çöpe atılsın, insanlar yaşasın..."
       Evet, yaşasın insanlar...
       1926’dan kalma kafayla, bir kola 185 bin lira değer biçen kanun; mevzuat böyle diyerek elbiseyi gözaltına alan gümrük; yasası var kendi yok çocuk mahkemeleri; ülkemizde.
       Bir nükleer çekirdekle tanışıp kısalan hayatlar, ertelenen hayaller, unutulmuş olmanın dayanılmaz acısı; yüreğimizde...
       Az kazanıp, borçlu yaşayan işçinin, emeklinin “paran yoksa ölöe terkedilmişliği; içimizde...
       Namus cinayetini insanlık suçu saydırmak için kıtalar aşan, karnında bebe kendi bebek olan, dayağa öfkeyi iki satırla haykıran, bir iş bulup çalıştığı için haber olan kadınlar; yanımızda, yatağımızda.
       Suskunluk zırhına sığınmış, bili‘yorumsuz’, duyu‘yorumsuz’, görü‘yorumsuz’ bir kalabalık; nüfusumuzda.
       ***
       İliklerimize kadar işleyen korkudan, üç maymunu oynamaya, öyle alışmış, öyle hazırız ki...
       Sahne aynı, senaryo hazır olunca, buyrun tiyatroya.
       iii
       Doğum tarihimiz 25 Mart 2000. Türk basınında “Güvenöin simgesi Milliyet’in ikizi olarak dünyaya geldik. Üçüncü bin yılın ilk günlerinde, genç, dinamik bir ekiple çıktığımız yolda, çevreden sağlığa, magazinden kültür sanata, yaşamdan ekrana cesur haberlere imza attık. Her yaşın, her kesimin sesi olduk. Hayata inatla sarılan gençle, başarı merdivenlerini tırmanan kadınla, yanlışın yanında doğruyu, kötünün yanında iyiyi de verdik. İlkelerimize dokundurmadık, ilkesizlere dokundurduk...
       Bizi “Sporötmence destekleyen servisle, haberde tavan yapan “Ekonomiöyle, “İstihbarat"ını bize yönlendiren ekiple, “Ankara" soluğunu taşıyan arkadaşlarımızla...
       “Magazinöe düzey getiren isimlerle, TV’deki titrekliği net bir görüntüye çeviren “Ekranöcılarla, “Kültür-Sanatöa saygıyı okurdan esirgemeyen yazılarla, lezzet veren usta “Köşeölerle, ‘Cennet’ gezilerle...
       Senaryoyu bozmaya and içtik.
       Projeleri de çöpe atmaya...
       ***
       14 haftayı özetlemeye çalıştım.
       Son haftaya gelince;
       “Ölümü bekliyoruzöda; satır arası kurdu Esra Zeynep, ıssız bir sokakta bulduğu radyasyon kurbanlarını yeniden vitrine taşıdı. Bir “dram" anlattı, bir “kalem" yazdı. Çaresizlik külleri silkelendi, ses yükseldi...
       Ercan Güven’in “barış kokulu" “Gençlere Ecoturöu özlenen sevginin, huzurun müjdesiydi...
       Harran’da “Süper takas", meyve suyu karşılığında çocuklardan tarihi paraları kurtaran uyanık bir kaymakamı evinize getirdi. Adana Şoförler Odası, “Ev kadınısın dediler, ticari plaka vermediler" haberinde arabayı ayırımcılığa çarptı. “Perşembe geceleri evde Yasin okurum" diyen Hülya Avşar’ın muhafazakarlığı; imzalarda Ömer Erbil vardı...
       Magazinci kimliği altında hayata dört elle sarılan Semra Kardeşoğlu’nun “Yaşama sırası kimsesizlerde" yarınlara aşılanan umudu tanıttı.
       Ece Bilgin’in tersanelerdeki ihmali ortaya çıkaran “Görevimiz tehlikeösi binlerce öfkeye hepimizi kattı.
       Yazı İşleri Müdürümüz Hayri Köklü’nün yaratıcılığı her başlıkta, Yazı İşleri Müdürümüz Hüseyin Şentürk’ün hassas terazisi her satırda, Haber Müdürümüz Ertuğrul Mavioğlu’nun titizliği her haberde, Görsel Yönetmenimiz Erdal Çelebi’nin zevk ve inceliği her çizgide, Filiz Burhan’ın düzeni sayfalarda hissedildi.
       ***
       Uzun bir koşunun başında, öncelikle teşekkürler, aramızdan ayrılanlara. Sonra, her gün manşetleriyle sizlere sahip çıkan, fotoğraflarıyla haber yazan, isimlerini bu sütuna sığdıramadığım arkadaşlarımdan ilk yazıda haftaya kadar özür dileyerek...
       Demek istedim ki; gecikmiş de olsa bir merhaba...

Yazarlar