Yaşam Ilgazda beyaz ölüm

Ilgazda beyaz ölüm

26.02.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Macera tutkunu 8 dağcı, Ilgaz Dağında zirve yaptı. Dönüşte tipi bastırdı, iki dağcı uçuruma yuvarlandı. Songül öldü, Gökhanın ise omuriliği zedelendi...

Ilgazda beyaz ölüm

Kemer Country doğa sporları sorumlusu Serdar Kılıçla yiyecek departmanı sorumlusu Songül Coşkunun düzenlediği tura katılanların daha önce de gezilere çıktığı, ancak ilk kez bu yüksekliğe tırmandığı belirtildi. Batı Karadenizin en yüksek dağı olan Ilgaza tırmanan 8 kişilik grubun dönüşte sis ve tipide geçirdiği kaza, bayramda matem yarattı. Dönüş yolunda 500 metrelik uçuruma yuvarlanan Songül Coşkun öldü, Gökhan Koçun ise omuriliği zedelendi. ZİRVE 2 BİN 546 METRE Ilgaz Dağını oluşturan iki doruktan 2 bin 546 metre yükseklikteki Küçük Hacettepeye tırmanmak isteyen Gökhan Koç, Reşat Ülger, Songül Coşkun (31), Erdal İşkol (28), Mehmet Emin Erkerde (45), Zeki Özdoğan (45) ve Eren Özdoğan (14), ABDde dağcılık eğitimi alan Serdar Kılıçın kılavuzluğunda önceki gün saat 15.00te tırmanışa geçti. Karayolları Bölge Şefliğinden hareket eden grup, Küçük Hacettepeye zirve yaptı. Dönüşte olumsuz hava koşuları nedeniyle uçuruma yuvarlanan Coşkun ölürken, Koç ağır yaralandı. 4 DAĞCI KÖYE SIĞINDI Olayın şokunda olan dağcılar Kastamonu Devlet Hastanesine kaldırılırken, yaralıları ziyaret eden Vali Enis Yeter, "Zeki Özdoğanın bir kolu kırık. Mehmet Emin Erkerdenin sol ayağında donma var. Emin Özdoğanda iniş sırasında yaralanmalar oluşmuş" dedi. Karanlığın bastırdığı saatlerde bir arkadaşlarının ölümü, bir arkadaşlarının yaralanmasıyla dehşet dolu saatler yaşayan dağcılar sığınacak yer ararken, Kılıç, cep telefonuyla eşini arayarak yardım istedi. Dağcılardan İşkol, Erkerde, Zeki ve Eren Özdoğan 15 kilometre yürüyerek Çatören köyüne sığındı. Kılıç ile Ülger ise yaralı Koç ve Coşkunun cesedinin yanında kaldı. AKUT VE TSK DEVREDE Dağdaki diğer grubu kurtarma çalışmaları dün sabah hızlandırıldı. 6 kişilik AKUT ekibi ve 20 kişilik Türk Silahlı Kuvvetleri Arama Kurtarma ekibi devreye girdi. AKUT Ankara Lojistik Sorumlusu Hakan Korkut, dağcıların yerini Serdar Kılıça cep telefonuyla ulaşarak saptadı. Ve AKUT, geceyi Küçük Hacettepede geçiren 3 dağcıyla, arkadaşlarının cenazesine dün saat 13.00 sıralarında ulaştı. CENAZE UÇURUMDA BIRAKILDI Kurtarma ekipleri omuriliği zedelenen Koçu sedyeye yatırarak dağdan indirmeye çalışırken, Coşkunun cenazesi ise kaza yerinde bırakıldı. Tipi altında dağdan sedyeyle kurtarma çalışmasının çok zor olduğu gerekçesiyle bırakılan cenaze, bugün hava koşulları elverirse kaldırılacak helikopterle alınacak. Dönüşe başlayan 3 dağcı ile kurtarma ekipleri, muhtemelen güzergâh üzerindeki bir kulübede sabahlayacak, daha sonra inişe devam edecek. Kurtulanlar dehşeti anlattı: Donmamak için yürüdük Oğluyla Kemer Countryde gördükleri ilan üzerine Ilgaza tırmanan Zeki Özdoğan, tipi ve siste yönlerini kaybettiklerini, hep birlikte yuvarlanmaya başladıklarını belirterek, şunları söyledi: 500 METRE YUVARLANDILAR "100 metre yuvarlandıktan sonra dallara tutunarak durabildim. Yukarı baktığımda Kılıç ve oğlum üzerime doğru geliyordu. Onlar da biraz aşağıda durdu. Ama diğerleri 500 metrelik yamacın dibine indi. Çaresizlik içinde ne yapacağımızı bilemiyorduk. Aşağıya indiğimizde kayalıklara çarpan Songülün öldüğünü anladık. Serdar çaresizlik içinde Songüle suni teneffüs yaptı, ancak başarılı olamadı." YOLUMUZU AYLA BULDUK Arkadaşları Serdarın vücutlarını sıcak tutabilmeleri için yürümeleri gerektiğini söylediğini kaydeden Özdoğan, şöyle devam etti: "Serdar, kendisinin ve Ülgerin kaza yerinde kalıp dördümüzün yürümesini istedi. Çünkü durduğumuzda donabilirdik. Yaklaşık 7 saat yürüdük. Gece inanılmaz bir ay çıktı. Ay ışığıyla yolumuzu bulduk. Dere yatağını takip ederek Çatörene ulaştık. Köylüler bir balıkçı çiftliğinde bizi ağırladı. Kendimize geldikten sonra jandarmaya haber verdik." SONGÜL KANLAR İÇİNDEYDİ Annesi İngiliz olan Eren Özdoğan ise kış şartlarında tırmanmanın zevkini yaşamak istediklerini, el ele giderken kayarak yuvarlandıklarını belirterek, "Ben son anda babama çarparak durdum. Dengemizi sağlar sağlamaz Gökhan ve Songülün yanına indik. Gökhanın durumu daha iyiydi. Songülün ise çeşitli yerlerinden kanlar akıyordu" dedi. TOZLUK AYAĞIMI KURTARDI Ankarada makine mühendisi olarak çalışan Mehmet Emin Erkerde ise dehşet saatlerini şöyle anlattı: "Kar kalınlığı 3 metreydi. Bir ara botumun ayağımda olmadığını gördüm. Arkadaşlarım çantadaki tozluk ve çadır brandasından bana çorap yaptı. Bir ara ayağım tahta gibiydi, hiçbir şey hissetmiyordum. Donma başlangıcı olmuş. Ayağım tedaviyle kurtuldu. Eğer çorap yapmasaydık ayağımı kaybedebilirdim. Ama bundan sonra yine de tırmanışları sürdüreceğim."

Yazarlar