İstersen al bu kızı, senin olsun

Parka hikâyesini anlatıyor. Urfanın Bağlarbaşı köyünde doğmuş. Babası genç yaşta ölmüş. Köyün zenginlerinden Mustafa Kısırla 15 yaşında görücü usulüyle evlenmiş. Dokuzu kız toplam 12 çocuğu olmuş. 41 yaşına kadar 12 çocuk doğuran Fatma Kısırla (41) Balat Fener sahilindeki parkta oturuyoruz. 3 yaşına henüz girmiş en küçük oğlu Muhammed, bir oyuncağa sarılmış, iki ağaç arasına kurulmuş salıncakta uyuyor. Ondan bir yaş büyük Eyüp ise salıncağı sallıyor. Kızların en küçüğü Sabiha (6) ağaca tırmanmış, bize bakıyor. "Ne şekersin" diyorum. Fatma Kısır bana dönüp "İstersen al onu, senin olsun" diyor. Çaresizliğini o an anlıyorum. Çocuklar büyüdükçe aileyi parçalayacak olay su yüzüne çıkmış. Bir yıl önce büyük oğul İbrahim Halil Kısır, kız kardeşlerini dövdüğü ve tacizde bulunduğu iddiasıyla babasını öldürmüş.Oğlu cezaevine girdikten sonra köydeki baskıya dayanamayan Kısır, 3 ay önce büyük kızının İstanbul Balattaki evine sığınmış. Ancak bu kez de kızının ev sahibi çocukların çokluğundan ve gürültüden rahatsız olmuş.Kısır, kızının yuvasında huzursuzluk olmaması için çocuklarını toplayıp Fener sahilindeki parka yerleşmiş. Bir hafta çocuklarıyla bu parkta kalan Kısır, Balatta kullanılmayan harabe bir ev bulmuş ve çocuklarıyla şimdilik oraya sığınmış. Ancak evin içi de sokak kadar kötü. Evin yıkılacak gibi duran merdivenleri başında duran Kısır, "Buraya sığınmaktan başka çarem yoktu. 9 ve 12 yaşındaki iki kızımı konfeksiyon atölyesine soktum. Aldıkları maaş çok düşük. Çocuklarımın hiç biri okula gidemedi. Tek istediğim başımızı sokacak bir ev. Yetkililerden yardım istiyorum" diye konuştu. Oğlu, babasını öldürdü