Kılavuz karga oyunu!

Bir oyun biliyorum. Oyunun sonunda "ödülü" kendinize veriyorsunuz. Ödül de "kendini sevmek".
Hadi oynayalım.
Evinizde en sevdiğiniz yere rahatça oturun.
Şimdi sevdiğiniz insanları bir bir düşünmeye başlayın. Çocukluğunuzdan bu yana hatırladıkça yüzünüzü güldüren insanları...
En yakın kız arkadaşınızı, okulda en sevdiğiniz, kendinizi biraz daha özel hissetmenizi sağlamış olan öğretmeninizi, hayatınıza yaptığı etkilerle size yeni yollar göstermiş olan insanları, sevgilinizi, kocanızı, en önemlisi de yaşadığınız hayatı borçlu olduğunuz annenizi ve babanızı...
Bütün bu hatırladığınız insanlarla birlikte, yine de bir "ama" uyandı mı kafanızda? "Sevdiğiniz insanlar" diye aklınıza gelmelerinin ardından yine onlarla ilgili kötü bir anı, onların sevmediğiniz kötü bir yanı da geliyor aklınıza değil mi? Ama "sevdiğiniz insanlar" dediğimde de onları hatırladınız...
İşte Bilirkişi olarak yazıyorum: Sevgi "saf", sevilen insan da sanıldığı gibi "pürü pak" değildir. Sevilenin değeri hatırınıza gelen "kötü tarafa, iyi tarafın baskın gelmesi" ölçüsünde artar.
Şimdi kendinizi düşünün... Evet, insanlar sizi de iyi ve kötü taraflarınızla seviyor. "Mükemmel", yani bildik anlamıyla "kusursuz" olduğunuz ölçüde inanın kimse sizi sevmeyecek. Diken diken olacaklar. Kendi kusurları gözlerine daha da batacak, bunun yükünü üstlerinden atıp sizi karartmaya çalışacaklar.
Ya, gördünüz mü, bir de "pek kusurluyum" deyip kendinizden her zaman yakınıyorsunuz. Aynı sevdiğiniz insanlar gibi, onları "öylece" sevdiğiniz için kendinize şimdi kocaman bir artı puan verin ve kendinizin keyfine varın.
İyi oyunlar herkese...

Erkek: "Önümüzdeki hafta görüşemeyeceğiz, şehir dışında olacağım. Küçük bir tatil yapmak istiyorum. Biraz kafamı dinleyeceğim..."
Kadın: "Ben önümüzdeki hafta sanırım hep kafamı dinleyeceğim. 'Bu adam nerede, kiminle, ne halt karıştırıyor acaba?' diye konuşup duracak kafam. Artık döndüğünde seni dinleyecek halim kalır mı, orasını bilemem."

Kadınlar neden yolculuklarda huysuz olurlar?
Biz kadınlar fena halde düzen meraklısıyızdır da ondan. Yaşadığımız mekanları hep istediğimiz gibi düzenleriz. Her şey hemen elimizin altında ve tam istediğimiz biçimde olmalıdır. Alışkanlıklar, takıntılar, güvenlik duygusu, değişiklik korkusu... Say da say yani nedenleri. Ama yolculuk denen şey öyle hesaplandığı gibi sabit kalmaz. Ne olacağı hiç belli olmaz. İşte o zaman biz de başlarız huzursuzlanmaya... "Ben bu tarafa oturmak istemedim ki otobüste, bak ayaklarım uyuştu, zaten bu otel de tam bir felaketmiş, karnım acıktı ama şu yemeklerin görüntüsü de hiç iyi değil..." Sabırlı bir yol arkadaşını garantilemek gerekir ama, ona göre!

4 Kadınlara: (Haşmet Babaoğlu'ndan): Sevilmeden önce bütün erkekler "yanlış"tır.
4 Erkeklere: (Benden): Çok sevildiklerini anladıklarında bütün kadınlar "yanlış"tır. Biraz kuşku iyidir.

1 Herkesten farklı hissettiğiniz zaman.
2 Özel hissettiğiniz zaman.
3 Yüksek sesle "hayır" dediğiniz zaman.
4 Bir insanın kusurunun onu sevmenize engel olmadığını fark ettiğiniz zaman.
5 Hayatı yarış atı gibi yaşamaktan vazgeçtiğiniz zaman.
6 Biri sizi tam da kendinizi böyle severken sevdiği zaman.
Bugünkü yazımın anafikri şu: Şimdi ben "uzanmışım kumsala" pozisyonunda tatildeyim ya, vallahi, havanın temizliği, denizin yeşilin güzelliği insanı "melek" gibi yapıyor. Böyle "sevgi insanı" oldum sanki ben de birdenbire. Birileri kendilerine "rakip" falan olurum diye korkar mı acaba? Merak etmesinler, o kadar da çok tatil yapamıyorum. Bu arada, yaklaşık bir ay yurtdışında olacağımdan, mektuplarınıza cevap veremeyeceğim. Tabii uzaktan uzaktan kimseyi de öpemeyeceğim. Siz öpersiniz artık benim yerime...






YAŞAM


İlk cinayetin sırrı nihayet çözüldü!
67 milyon yıllık dinozor
Microsoft'tan iki yeni virüs alarmı
Yozgat işi Matrix!
Yönetmenlerin 'EFENDİSİ'
Kaçtı, kurtuldu
Kumsal fantezisi hapiste bitmesin!
Ünlülerin diyeti sağlıksız çıktı
Bahar Korçan, 'Sır'rını New York'ta açacak
Kazım Kartal öldü
Kısa kısa..
"Yaşam bir oyundur dostum, buyrun..."
Duygu süpermarketi
"Hayatta tek önemli şey sevgi" oyunu!